HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç 20 Ağustos 2020’de, Antakya Kavaslı Mahallesi’nde Atatürk Caddesi üzerinde meydana gelen ‘yol verme’ tartışması nedeniyle Özel Harekat Polisi Sergen Özkanca silahıyla yurttaşların üzerine rastgele ateş açtığı basına yansımıştır. Bu ateş sonucu Mustafa Şahin olay yerinde hayatını kaybetmiş, Mehmet Yıldızbaş ise ağır yaralandığı olayı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunarak gelişmeleri meclise taşıdı.
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları Oruç, meclise sunduğu önergesinde; “Aşağıdaki sorularımın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 96 ile 99. maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 21.08.2020” ifadelerini kullandı.
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları Oruç’un önergesi şöyle:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na
Görgü tanığının aktarımına göre; “Tünel çıkışında yaşandı kaza. Esnaf yolun açılması için ve tünelin tıkanmaması için sürücülere ricada bulundu. Polis ‘Size ne lan!’ şeklinde cevap verince esnaf; ‘Düzgün konuş kardeş yol tıkanmasın diye söyledik’ dedi. Polis ‘Konuşmayı sizden mi öğreneceğim lan. Hepinize sıkarım.’ dedi ve tartışma büyüdü. Polis, birinin göğsüne 4 el ateş etti. Birine de 3 el ateş etti. Şarjörü bitince değiştirip, esnafa dönüp ‘Üzerime gelmeyin size de sıkarım’ dedi. Sonra polisler gelip gözaltına aldı.”
Suç işleyen polislere sahip çıkılan açıklamalar ve uygulamalar nedeniyle şiddetin daha da arttığına tanık olmaktayız. Cezasızlık pratiği, polis şiddetinin sistematik olarak devam etmesine ve pervasızca şiddet kullanımına neden olmaktadır. Son dönemde salgınla ilgili tedbirler ve sokağa çıkma kısıtlamaları; polis şiddeti ile olağan hale getirilmeye çalışılmakta iken, polis şiddetine gerekçe edilmektedir. Suç işleyen polisler, meslektaşları, amirleri, teşkilatları ve siyasi irade tarafından kollanacaklarından emin bir şekilde hareket etmektedir. Bu nedenle Kadıköy’de maskeyi yanlış taktığı gerekçesi ile kadın yurttaşlara aşırı şiddet kullanarak gözaltı yaparken, Antakya’da yol tartışmasında rast gele ateşlediği silahıyla bir yurttaşın ölümüne, diğer yurttaşın ise ağır yaralanmasına pervasızca neden olabilmektedir. İlk elden polis memurunun eylemine meşruluk sağlamaya çalışan yaklaşımlardan uzak tutum geliştirilmeli ve olağan hale gelen polis şiddeti ile yüzleşilmeli, tüm sorumluların yargılanmasının önü açılmalı, cezasızlık politikası sonlandırılmalıdır.
Bu bağlamda;
- Bir yurttaşın ölümüne diğerinin ise ağır yaralanmasına neden olan Özel Harekat Polisi Sergen Özkanca ile ilgili yasal işlem başlatılmış mıdır? Soruşturma hangi aşamadadır?
- Görgü tanıklarının iddialarına göre, Sergen Özkanca silahını gösterek yurttaşları tehdit etmiş ardından Mehmet Yıldızbaş’ı iterek silahını sıkmış ve etrafa rast gele ateş etmiştir. Karıştığı tartışmada yurttaşların canına kastederek, silahını böylesine kullanma hakkını/gücünü polis nereden almaktadır?
- Özel Harekat Polisi Sergen Özkanca’nın bir yurttaşın göğsüne 4 el, diğerine ise 3 el ateş ettiği iddiası doğru mudur? Şarjörü bitince değiştirip, görgü tanıklarına dönüp “size de sıkarım!” diye tehdit ettiği doğru mudur? Bu iddialar araştırılacak mıdır?
- Antakya’da yaşandığı üzere yurttaşların hayatına kastederek, pervasızca şiddet uygulayan polislere dair olası lehte tutumların sergilenmesi, teşkilat içinde buna benzer uygulamaların çoğalacağı anlamına gelir ve bu şiddetin sürekli devam etmesinin en önemli nedenidir. Bunu değiştirmek üzere çalışmalarınız olacak mıdır?
- Tüm polis şiddeti vakalarında, olayın oluşunun objektif bir şekilde soruşturulacak olması temini neden kamuoyuna verilmemektedir?
- 6. Tekrarlı bir şekilde sürekli yaşanan polis şiddetinin önüne geçmek üzere çalışmalarınız olacak mıdır?
- Polisin kendini “kanun” yerine koyması, kanun uygulayıcısı değil de kanun koyucu olarak görmesi nasıl açıklanabilir?
- Son beş yılda kolluk kuvvetlerinin neden olduğu hak ihlalleri sayısı kaçtır? Yıllar bazında darp, işkence, kötü muamele nedenleriyle hakkında şikâyet bulunan kaç kolluk kuvveti mensubu bulunmaktadır?