ESNAF KOTASI – AVM – ZİNCİR MAĞAZALAR

Published on:  /   Yorum yapılmamış

ALİ OĞUZ

Bir doktora, bir mühendise nasıl saygı duyuyor isek, aynı şekilde bakkala, manava,berbere de saygı duyulmasını sağlayabilir miyiz..?

Bence yaparız. Hem de çok iyi olur.
Esnafı mahallenin kalenderi yerine, beyefendilerinden biri durumuna getirebiliriz. Çünkü, toplum hayatında esnafın yeri, sosyolojinin odak noktalarından biridir. Mahalle eşrafı demek, aşağı yukarı, mahallenin esnaflarını işaret etmektir.

Mahallenin, en çok gören, en çok duyan, en çok bilen, en çok iletişim kuran insanları esnaflardır. Dolayısı ile Toplum yaşamına en büyük katkıyı sunanlar da esnaflardır. İşte bu insanların daha saygın hale getirilmesi, toplumsal yaşam standardımızı bir basamak daha yukarı çıkaracaktır.

O halde yapmamız gereken şey gayet basit, bakkal Mehmet Efendiyi, bakkal Mehmet bey konumuna taşımaktır.

Peki, mümkün mü?.. Doktora mühendise duyulan saygıyı, bakkala da, berbere de taşımak mümkün mü? Onlar okumuş!.. Ömür törpülemiş.

İşte tam bu noktada bir algı yanılması vardır. O yanlış algıyı düzeltmek gerek. Aslında saygı duymamızın sebebi okumuş olmaları değil. Zoru başarmış olmalarıdır. Gerçekte biz onlara, zoru başardıkları için saygı duyarız.

Burada mutlak olan bir şey daha vardır ki; zoru başaran insan sayısı azdır. Zaten çok kişi başarsa, doktordan, mühendisten geçilmez. Bakkallık yapacak kimse kalmaz.
O halde yapmamız gereken şudur. Bir insan ‘ben dükkân açtım’ demesi ile bu iş olmamalı. Bir dükkân açılabilmesi için, öncelikle, ilgili esnaf odasından izin alınmalı. Esnaf Odası, bir yerde bakkal dükkânı açılabilmesi için, bir takım kriterlere göre izin vermeli. Öncelikle, nüfus yoğunluğu, müşteri potansiyeli, şahsın sermaye durumu, bilgisi, kültürü, kullanacağı teknoloji, hijyen, işletmecilik, pazarlama, ahlaki durum gibi daha bir çok özellik göz önüne alınarak bu izin verilmeli, yetkili oda , aynı zamanda denetleyen, caydırıcı yaptırımlar uygulayabilen konuma getirilmelidir. Esnafın, hizmette kusur etmesi engellenmeli, müşterinin güveni sağlanmalıdır.
Bu bize neler kazandırır?

O kadar çok şey kazandırır ki, saymakla bitmez. Hizmet kalitesi artar, esnafın ekonomisi düzelir, güvenli alışveriş yapılır. Gereğinden fazla dükkân açılıp, kıyasıya rekabet yapılması engellenir. Esnafın iflası engellenir. Ayrıca, kıyasıya rekabetin faturası yalnızca esnafa değil, sonunda müşteriye de yansır. ‘Bende daha ucuz!’ diyen kişi, hem kendi kazancından ödün verir, hem de, hayatını devam ettirebilmek için, gramajdan, kaliteden zarar ettirir.
Bu şekilde, denetimli ve kotalı esnaflığın topluma katkılarını daha sayfalarca yazabiliriz. Ama ben derim ki. Gerisini siz tasavvur edin.
Yazdıklarımız bir hayal mi, yoksa gerçekleşebilir mi..?

Ortam yaratamaz isek hayal olur!
Sistemi kuramaz isek, yine hayal olur!
Ama başarabilir isek, örf ve adetleriimize geri döneriz, kültürümüzü yaşatırız, hayatımızı kolaylaştırırız, esnafı güçlendirir, saygın hale getiririz.

Ortam yaratmak için, mağazalar zinciri olan firmaları kesin kes yerleşim yerlerinin dışına çıkarmalıyız. Birden fazla şubesi olan hiçbir firmaya şehir içinde yer vermemeliyiz. Şehir için deki AVM ler tek şubeli esnaflar tarafından kullanılmalı, zincir mağazalar AVM’lerden çıkarılmalıdır. Böylece ortam sağlanmış olacaktır.

Ortam yaratılırsa, sistem kurmak çok daha kolay olacaktır.
Bundan sonrası TESK ve organlarını ve uzmanlarını ilgilendiren teferruattır.

Kategori:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.