Doğru beslenmenin, sadece kilo kontrolünü değil, vücudun bağışıklık kontrolünü de sağladığını ifade eden İskenderun Gelişim Hastanesi Uzman Diyetisyeni Eray Albayrak, hem hastalıklardan korunma, hem tedavi sürecinde sağlıklı beslenmenin esas rol oynadığını vurguladı.
Vücuda yeterli miktarda protein alınmasının bağışıklığı arttırdığını söyleyen Uzman Diyetisyen Albayrak, “Gün içerisinde her öğünde dengeli ve yeterli protein alımı önemlidir. Kahvaltıda tercih edilen peynir, yumurta, öğle-akşam öğünlerinde tüketilen et/tavuk/balık veya bitkisel protein içeren kuru baklagil tüketimi oldukça önemlidir” açıklamasında bulundu.
“A ve C vitamini enfeksiyon düşmanı”
A ve C vitamini yönünden zengin besinlerin hastalıklara karşı koruyucu etkisinin olduğuna dikkat çeken Uzman Diyetisyen Eray Albayrak, “Grip, virüsünün vücuda girmesiyle, birçok koruyucu enzimatik mekanizmada hasar oluşabilir. Antioksidan özellikteki A vitamini, hastalık yapıcı etkenlere karşı vücudu korumada büyük rol oynar. A vitamininden zengin besinler; süt, yumurta sarısı, sarı, turuncu ve yeşil sebze meyvelerden oluşur. A vitamini gibi antioksidan özellikte olan C vitamini de, bağışıklık güçlendirici özelliktedir. Anti virüs etkili, bakteri toksinlerini etkisiz hale getirici ve hücreye virüs girdiğinde hücre tarafından koruyucu protein yapımına yardımcı; C vitamininden zengin besinler ise; yeşil sebzeler, turunçgiller, domates, kivi, kuşburnu, maydanoz olarak sıralayabiliriz. Yine beslenme düzenimizde sıklıkla yer alan patates doğru pişirme yöntemiyle tercih edildiğinde, C vitamini gereksinmesini karşılamada büyük rol oynar. Katı meyve sıkacağından geçirilmiş kereviz, havuç gibi sebze suları da bağışıklık sistemini korumaya birebir. Bu besinleri soframızda sıklıkla bulundurmamız gerekir, ama vitaminler dikkat edilmediğinde, sıklıkla kayba uğrayan bileşenlerdir. Örneğin; C vitamininden zengin sebzeler bol suda pişirilirse vitamin suda kolayca eriyebildiğinden, pişme suyuna geçer. Bu su atılırsa yüzde 50-80 oranında vitamin kaybı yaşanır. Sebze ve meyveler kesildikten veya pişirildikten sonra bekletilirse yine vitamin kayıpları olur. Besin hazırlanıp pişirilirken bakır ve demirle temasa gelirse vitamin kaybı yine fazladır. O nedenle; besinlerin saklama, hazırlama ve pişirme aşamalarında uygulanan işlemlerin niteliğine göre vitamin kaybı en aza indirilmeye çalışılmalıdır” dedi.
“Bol sıvı tüketin”
Gripten korunmak için günde en az iki litre su tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Albayrak, “Bol sıvı tüketimi ve az az sık sık beslenme önemli. Sıvı alımının arttırılması vücuttaki toksinlerden uzaklaşmaya birebir. Vücudun ısı dengesini korumada sıvı alımı önemlidir. Az az sık sık beslenme ile kendimize zinde hissetmek mümkündür. Kan şekeri kontrolümüzü düzenli tutmaya birebirdir. Düzenli çalışan metabolizma ile gribal enfeksiyonlardan korunmak daha kolaydır.
“Alkol, sigara ve şekerden uzak durun”
Araştırmaların, fiziksel aktivite yapmayanların gribe daha kolay yakalandıklarını gösterdiğini ifade eden Uzman Diyetisyen Eray Albayrak, “Bağışıklık sistemini güçlendirmek için, tempolu düzenli aktiviteler yapmak şart. Spor öncesi ara öğünde; protein kaynağı olarak yoğurt içerisine bol antioksidan kapasiteli yarım küçük boy nar eklemek; vücudu hem spora hazırlar, hem de bağışıklığı kuvvetlendirir. Alkol, sigara kullanan ve bol şekerli besin tüketenlerin beyaz kan hücresi üretimi baskılanacağından, grip enfeksiyonuna yakalanmaları daha kolay olacaktır. Bu nedenle saf şekerleri tüketmemek, alkolden uzak durmak ve de sigarayı bırakmak çok önemlidir” dedi.