Dış Politika-Güvenlik Politikası Uzmanı, Hatay/Dörtyollu Prof.Dr. Celalettin Yavuz, Ankara’da 14 Aralık 2016’da Dışişleri Bakanlığı’nın gözetiminde, Suriye Türkmen Meclisi ve Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı’nın “BAYIR-BUCAK’tan KERKÜK’e Suriye ve Irak Türkmenlerinin Stratejik Rolü ve Türkiye’nin Güvenliği” başlığı altında ortaklaşa bir sempozyuma katılarak, istek üzerine bir de konuşma yaptı.
Ankara’da 14 Aralık 2016’da Dışişleri Bakanlığı’nın gözetiminde, Suriye Türkmen Meclisi ve Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı’nın “BAYIR-BUCAK’tan KERKÜK’e Suriye ve Irak Türkmenlerinin Stratejik Rolü ve Türkiye’nin Güvenliği” başlığı altında ortaklaşa bir sempozyumu gerçekleştirildi.
Devlet adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ümit Yalçın’ın katıldığı sempozyuma, Ankara’daki Irak ve Suriyeli Türkmen diasporalarından gelenler ağırlıklıydı. Buna ilaveten Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Erşat Salihi, Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Emin Bozoğlan, Suriye Türkmen Meclisi Onursal Başkanı Mehmet Şandır, Cumhurbaşkanlığı eski Başdanışmanı ve Kerkük Vakfı Başkanı Erşat Hürmüzlü, Türk Ocakları Genel Başkanı Prof.Dr. Mehmet Öz, bazı yabancı sefaret mensupları ile Türkmen davalarını yakından izleyen akademisyenler ve bazı düşünce kuruluşlarının temsilcileri katıldılar.
Konusunun uzmanı akademisyenlerin ve son oturumda Irak-Suriyeli Türkmenlerin konuştuğu sempozyumda, konuşmacılar arasında olmamasına rağmen, her iki ülkedeki Türkmen varlığı ile yakın ilgisi bilinen Hatay/Dörtyollu yazarımız Prof.Dr. Celalettin Yavuz da konuşma yapmak üzere kürsüye davet edildi.
Yavuz Hoca; Ocak 2013’te TÜRKSAM’da ilk kez Suriye Trkmen Meclisi ile karşılaşmalarında “Alınması gereken önlemleri” ve bu konuda Irak Türkmenlerinin yaşadıklarından ders çıkarılmasını hatırlatarak konuşmasına başladı. Fırat Kalkanı Harekâtı’nın, bir bakıma Suriyeli Türklerin güvenle yerlerine dönebilmesi için “tapu” niteliği taşıdığını belirten Yavuz, Halep yolunun açılması halinde Hatay, Kilis, Gaziantep ve Urfa başta olmak üzere, bölgedeki Suriyeli sığınmacıların yurtlarına tekrar dönebileceklerini ve bu illerin ekonomilerinde de tekrar canlanma yaşanacağını söyledi.
Irak ve Suriyeli Türkmenleri asla yalnız bırakmayacaklarını vurgulayan Yavuz ayrıca, Osmanlı Devleti geri çekilirken Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu’da adeta vücudundan parçalar bıraktığını, buradaki insanlar için organize bir “Diaspora kültürü” geliştirilmesinin gerekli olduğunun altını çizdi.
Diğer konuşmacılar, Irak ve Suriye Türkmenlerinin bir araya gelmesinin sinerji yaratarak, bulundukları ülkede bundan sonra neler yapılması gerektiğini özetleyerek konuşmalarını tamamladılar.