İstanbul Sözleşmesi için her Perşembe nöbet tutan İskenderun Kadın Platformu, kadınlar için yaşam güvencesi olan sözleşmeden vazgeçmeyeceklerini belirterek, “Kaybedecek zamanımız yok” dedi.
İskenderun Kadın Platformu, “Nöbetteyiz! İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” sloganı ile her Perşembe gerçekleştirdikleri eylem için Eski Bit Pazarı Alanında, Güvercinli Parkın önünde saat 17.00 de bir araya geldi.
Açıklamada konuşan İskenderun Kadın Platformu Üyesi Fatma Çınar, Reyhanlı’da yaşanan tecavüz olayına tepki göstererek, “Tecavüzü bir kültür haline getiren sisteminizi tanımıyoruz. İşte tamda bu sebepten vazgeçmiyoruz. Bu olayın takipçisi olacağız. Öfkeliyiz isyandayız. Açık açık ilan ediyoruz: Kazanılmış haklarımızın hiçbirinden vazgeçmiyoruz. Biz haklarından, hayatlarından, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyen milyonlarız. Haklarımızı güvenceye alan yasaları hayatı pahasına kazananlarız. Ve daha nice hakkımızı mücadelemizle kazanacak olanlarız. Ne İstanbul Sözleşmesi’nden ne de Lanzarote Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi.
‘KAYBEDECEK ZAMANIMIZ YOK’
İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için yaşam garantörü ve güvence olduğunu belirten Çınar, “Güvencemizden vazgeçmiyoruz ve sizlere etkin uygulatacağız. Biz bu davadan vazgeçmiyoruz. 1 Temmuz’dan sonra da hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Sözümüz açık, kararımız net. Biz yalnızca İstanbul Sözleşmesi’ne dokunulmamasını değil, Sözleşmenin tüm gereklerinin acilen yerine getirilmesi için acil eylem planı açıklanmasını istiyoruz. Bütün bir hayatı istiyoruz, daha azını değil. Kaybedecek zamanımız yok” şeklinde konuştu.
Çınar konuşmasının devamında taleplerini ise şöyle sıraladı:
“* Eşit yurttaşlık hakkımızın garanti altına alınması için hayatın her alanında somut adımlar atılmasını istiyoruz.
* Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yasalarda ve hayatın her alanında sağlanmasını istiyoruz.
* Kazanılmış haklarımızı ve mücadeleyle yazdığımız yasaları tehdit eden söylemlere ve girişimlere son verilmesini istiyoruz.
* TCK 103. madde kapsamındaki çocuk cinsel istismarcılarına af, ‘erken evlilik’, ‘genç evlilik’ gibi adlar altında çocuk cinsel istismarının meşrulaştırılmasına; kadınların Medeni Kanun, Ceza Kanunu ve şiddet ile ilgili kanunlardaki kazanılmış haklarını ve anayasal eşit vatandaşlık ilkesini kamuoyu önünde sürekli olarak tartışmaya açan tüm söylem ve girişimlere son verilmesini istiyoruz.
* Çocuk yaşta evlendirmeleri ve çocuk istismarını önlemesi gerekirken; aksine teşvik eden, kolaylaştıran ya da göz yumanların soruşturulmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz.
* İşyerinde şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi için etkin politikalar, örgütlenme özgürlüğü ve İLO 190 sayılı sözleşmenin imzalanıp uygulanmasını istiyoruz.
* Eğitimin her kademesinde, medyada, toplumsal hayatın her alanında cinsiyetçi rolleri, kalıplaşmış tutum ve davranışları değiştirmek üzere somut adımlar atılmasını istiyoruz.
* Tüm şüpheli kadın ve LGBTİ ölümlerinin mercek altına alınmasını; Yeldana Kaharman, Nadira Kadirova, Gülistan Doku, Aleyna Çakır gibi ekonomik ve siyasal olarak nüfuzlu kişilerle ilgili cinsel saldırı ve cinayet iddialarının aydınlığa kavuşturulmasını, faillerin ve soruşturmaların kapatılmasında rolü olanların cezalandırılmalarını istiyoruz. Biz, İstanbul Sözleşmesi’ni istiyoruz!
*Haklarımıza, sözleşmemize göz dikenlere sesleniyoruz… Mücadeleyle kazandığımız, artık bütün toplumun kabul ettiği haklarımızın bir tekinden bile vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesini nasıl kazandık ise öyle savunmaya devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden değil önümüzden çekilin!”