İskenderun Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu Adına Başkanı Nermin Yıldırım Kara, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; “Sorunlarımız ve Kaygılarımızı daha bir artmış olarak karşılamaktayız” diyerek yılmadan mücadeleye devam edeceklerini açıkladı.
Bugün ülke bütünlüğüne bakıldığında, 5 Haziran Dünya Çevre Gününün sorunların, kaygıların arttığının gözlemlendiğine işaret eden Kara, Değişen İklimler, Sel felaketleri, Fırtınalar, Eriyen buzul dağları neredeyse her gün gazete haberlerine konu olmakta Hava-Toprak-Su kirliliği, Ormansızlaşma,
Asit yağmurları,topraktaki metal kirliliği,endüstriyel tarım, endüstriyel hayvancılık canlı yaşamı için korkulu bir rüyaya dönüşmektedir.
Kapitalizm, dünyayı ve dünya üzerindeki kaynakların tamamını kendisine açık bir Pazar haline getirmek için Termik Santral projelerini, Kanal İstanbul’u, Madencilik faaliyetlerini, Geçiş projelerini ülkemiz ve daha birçok yerde yaşayan insanlar için sorun olarak ortaya koymaktadır.
“Gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak hayati önem taşıyor”
Oysaki ; Doğanın korunması, sorunların önlenmesi yasal bir zorunluluk olup, Gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak, kirliliği önlemek, yeşil alanları ve doğal yaşamı korumak hayati öneme sahiptir.
Ülkemizin birçok bölgesinde, su kaynaklarımız akarsularımız adeta HES’lere teslim ediliyor,Madenlerimizin vahşice talanı, küresel kriz döneminde bile meydan okurcasına devam ediyor,eski ve kirli teknolojiler ülkeye yayılıyor,yaşam alanlarımız plastik atıkların çöplüğü olma yolunda ilerliyor.
Dünya ile birlikte yaşadığımız salgın sürecinde, özellikli olan bu döneminde yapılan birçok akademik çalışmada ise,
Kömür kullanımı sonucunda ortaya çıkan Partikül maddelerin Covıd-19, Corona virüsleri yaşatması ve uzak mesafelere dağıtması, ayrıca kömür kullanımının neden olduğu hava kirliliğinin de salgın sürecinde ölümleri arttırdığına ilişkin etkisi olduğu,İtalya ve ABD’de ki ölüm dataları incelendiğinde Corona Virüslerin Mutasyona uğrayarak insanlara geçiş yapabilme ve hasta etme özelliği kazanması tüm bulguları ile birlikte değerlendirilmektedir.
Bu bakımdan, aynı gökyüzü altında yaşadığımız insanlık için küresel salgınların bir felakete dönüşmemesi için doğayla barışık bir yaşamı benimseyen taleplerin dikkate alınma zamanıdır.
Doğanın en önemli parçası olan insanlık,kar hırsı ile doğal kaynaklarımızı talan etmekten vazgeçmez ise canlı yaşamının sürdürülebilir olması imkansızdır.
Çünkü Dünyamız için bulgular alarm verici olup Acil önlemler alınmalıdır.
2020 yılı Doğa ile Barış içerisinde yaşamanın dönüm noktası olmalıdır.
Ekolojik yıkımla mücadele etmede yüreklerimizi birleştirmeliyiz.”