Gevşek zemine yüksek binalar yapmıyoruz. Depreme karşı mücadele etmiyoruz.
Olası bir depremde insanların toplanacağı alanları imar planlarına işlemiyoruz.
Depremde olabilecek can kayıplarının toplanacağı alanları belirlemiyoruz. Deprem sigortası yaptırmıyoryoruz .
Elimizin altında deprem çantası bulundurmuyoruz.
Ve biz deprem kuşağında yaşıyoruz.
Depremle kucak kucağayız..
TMMOB, 17 Ağustos depreminin yıl dönümü için yayımladığı açıklamada “Daha büyük acılar yaşamamak için depremi unutma, unutturma” dedi.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, ülkemizin başına gelen en büyük felaket olan 17 Ağustos 1999 depreminin 20. yılına ilişkin olarak bir basın açıklaması yaptı.
TMMOB’un açıklaması şöyle:
“Ülkemizin yaşadığı en büyük doğal felaketlerden biri olan Büyük Marmara Depremi’nin üzerinden tam 20 yıl geçti. Başta İzmit, Yalova ve Adapazarı olmak üzere Doğu Marmara’nın tamamını etkileyen 7.4 büyüklüğündeki depremin yaşattığı korku ve kaybettiklerimizin acısı tazeliğini koruyor.
Resmi rakamlara göre 18 binin üzerinde yurttaşımız hayatını kaybettiği, 50 binden fazla kişinin yaralandığı, 300 bine yakın konut ve işyeri hasar gördüğü 17 Ağustos Depremi, gerekli tedbirler alınmadığında doğal afetlerin ne büyük toplumsal felaketlere dönüşebildiğinin en acı örneği olarak tarihe geçti.
Depremin yarattığı yıkımın ve yaşadığımız toplumsal travmanın büyüklüğüne rağmen, aradan geçen 20 yıl boyunca deprem gerçeği ile gerçekten yüzleştiğimiz, yeni depremlere hazırlanma konusunda mesafe kaydettiğimiz söylenemez.”
HAZIRLIK YAPILMADI
“17 Ağustos Depremi’nden almamız gereken en büyük ders, coğrafi riskler göz ardı edilerek kurulan şehirlerin, plansız-çarpık kentleşmenin ve mühendislik hizmeti almayan yapıların insanlar için büyük tehdit oluşturduğuydu. Geride bıraktığımız 20 yıl boyunca ne yazık ki bu acı dersin gereklerini yerine getirme noktasında adımlar atılmadı. Afet riski olan yerleşim yerleri taşınmadı, binalarımız depreme dayanıklı hale getirilmedi, kent merkezlerinde deprem toplanma alanları oluşturulmadı, afet sonrası kriz yönetim senaryoları hazırlanmadı.
Bütün bunlar yapılmazken, kamusal bir anlayışla yürütülmesi gereken “yapı denetim” sistemi tümüyle ticarileştirildi. Odalarımızın mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme ve denetleme gereklilikleri yapı denetim süreçlerinden dışlandı.”
GÜVENLİ ALANLAR KALDIRILDI
““İmar Barışı” adı altında projesi olmayan, hiçbir mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılar ruhsatlandırıldı. 10 milyonun üzerinde kaçak yapının ruhsatlandırıldığı bu imar affıyla birlikte yapı stokumuzun proje uygunluğu ve deprem dayanıklılığı konusunda denetlenme ihtimali ortadan kaldırıldı.
Kentlerin yeniden yapılandırılması ve depreme dayanıksız binaların yenilenmesi için gerekli olan “Kentsel Dönüşüm” uygulamaları amacından saptırılarak inşaat firmalarına kaynak aktarılmasının, kentsel rantların iktidar yandaşlarında toplanmasının bir aracı haline getirildi.
Kent merkezlerinde bulunan afet toplanma alanı statüsünde park, bahçe ve meydanlar yapılaşmaya açılarak afet sonrasında yaşamı sürdürmeye olanak verecek güvenli alanlar ortadan kaldırıldı.”
BİLİM VE TEKNOLOJİ REHBERLİĞİ
“Son 20 yıldır ülkemizin farklı yerlerinde yaşanan farklı büyüklüklerdeki her deprem, 17 Ağustos 1999’da yaşadığımız büyük felaketi çağrıştırmakta, depremin ülkemiz için ne kadar yakın bir tehlike olduğunu hatırlatmaktadır. Bilinmelidir ki, depreme hazırlık konusunda 20 yıl öncesinden daha iyi durumda değiliz. Yaşanacak benzer bir felaketin sonuçları çok daha ağır olacaktır. Bütün bunların biliniyor olmasına rağmen depreme hazırlık konusunda gerekli adımların atılmamasının sorumluluğu siyasi iktidarın üzerindedir.
Benzer felaketleri bir daha yaşamamak için derhal adım atılmalıdır. Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Ülke genelindeki yapılar incelenerek riskli yapılar tespit edilip güvenli hale getirilmelidir. Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki yapılar derhal boşaltılmalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır.”
İMAR BARIŞI…
“Geçtiğimiz yıllar içinde “İmar Barışı” adı altında ruhsatlandırılan yapılar derhal denetlenmeli, kaçak yapılar hiçbir biçimde affedilmemelidir. Çıkarılan deprem yönetmelikleri geliştirilmeli ve harfiyen uygulamaya konmalı, yönetmeliklere aykırı tüm işlemlerin tesis edilmesi engellenmeli; Odalarımızın kamusal görevi olan mesleki denetim yetkilerini sınırlandırmaya yönelik düzenlemeler kaldırılmalıdır.
20 yıl önceki acıları yeniden yaşamamamız için ülke olarak depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor. Depreme hazırlıklı olmak için de bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak vermemiz gerekiyor.
Daha büyük acılar yaşamamak için depremi unutma, unutturma!
EMİN KORAMAZ
TMMOB YÖNETİM KURULU BAŞKANI”