Türkiye’nin oksijen depolarından Kaz Dağları’na yapılmak istenilen altın madenine karşı doğa ve yaşam için başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti’nde binlerce insan bir araya geldi. Buluşmaya katılan ve siyanürle bölgenin yok edilmesine karşı çıkan binlerce kişi, tel örgülerle korunan şantiyeye girdi.
Kaz Dağları’na yapılan altın madenine karşı bir araya gelen vatandaşlar, ağaçların kesilmesine karşı şantiye alanına doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşten önce bir araya gelen vatandaşlar ilk olarak çevrecilerin kaleme aldığı “Kaz Dağları Andı” da okudu.
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Bu Kaz Dağları’nı kurtarma eylemidir. Kaz Dağları dünyanın ikinci oksijen üreten dağıdır. Mitolojik bir tarihe sahiptir. Bu dağ altıncılar tarafından talan edilmektedir. Sizleri bu mücadelemizde yanımızda görmek istiyoruz. Hepinizi Kirazlı-Balaban tepeye bekliyoruz. Bizim tepkimiz çevre için, canlılar için, oksijen ve ekosistem için. Siyasi değil tamamen doğa için mücadele ediyoruz” dedi. Bakanların görmeden açıklama yaptığını belirten Başkan Gökhan, “Bakanlığın verdiği ağaç sayısı doğru değil. Onları buraya gelip yerinde görmeye davet ediyoruz. Ayrıca Cumhurbaşkanı’na katliamın durdurulması için mektup yazacağız. Sesimizi sadece Türkiye’de değil dünyada da duyuracağız. Kanada Başbakanı’na mektup yazıldı. Hukuki süreç devam edecek. Sonuç alıncaya kadar mücadeleye devam” dedi.
Mogollar ve Fazıl Say da konser verecek.
üyük Su ve Vicdan Nöbeti kapsamında Moğollar grubu da bugün kent merkezinde doğa katliamına tepki göstermek için konser verecek.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Kaz Dağları’nda planlanan doğa katliamının durdurulması için yetkilileri göreve çağırıyor ve gelişmelerin yakın takipçisi olacaklarını kamuoyuna açıkladı…
ÇYDD Genel Merkezinden yapılan açıklamada konuyla ilgili şu görüşler dile getirildi:
Geleceğe ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz tek gerçek miras yaşanabilir bir çevredir. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak, Kaz Dağları’nda planlanan doğa katliamının durdurulması için yetkilileri göreve çağırıyor ve gelişmelerin yakın takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz.
1993 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Milli Park ilan edilen Kaz Dağları, kütlesinin güneye bakan yamacında 21 bin 452 hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Böylelikle Kaz Dağları’nın doğal bir hazine niteliğindeki jeomorfolojik özelliklerinin korunması, bitki ve hayvan varlığının devamının sağlanması, araştırılması ve gelecek kuşaklara aktarılması hedeflenmiştir.
Milyonlarca insanın tüm uyarılarına ve protestolarına rağmen yapılması planlanan maden alanı, Çanakkale merkeze 30 km uzaklıkta ve aynı zamanda 180 bin insanın tek su kaynağı olan Atikhisar Barajı ile aynı su havzasında yer almaktadır. Özellikle bitki örtüsünün taşıdığı biyolojik çeşitlilik, bölgenin ana kaynak değerini oluşturmakta ve 800’den fazla bitki türünü barındırmaktadır. Bölge bitki, kuş ve memeli hayvan türleri açısından çok zengin olmakla birlikte, alanda bulunan 37 bitki taksonu endemik olup, bu türlerden 9’u tüm dünyada sadece Kaz Dağları’nda görülmektedir.
Yakın çevrede üç önemli antik kent bulunmaktadır. Bunlar; Troya savaşlarından önce kurulmuş Edremit’e 6 kilometre uzaklıkta Adramyttion, dağın güneyinde ve Edremit Körfezi’nin kuzeyinde Kaletaşı Tepesi’nin üstünde kurulu Antandros, Çanakkale il sınırları içinde yer alan Assos (Behramkale) kentleridir. Kaz Dağları’nın en önemli özelliklerinden bir diğeri ise, mitolojideki ismiyle “İda Dağı” efsanelerine yansıyan doğal yaşam dengesi ve müthiş ekosistemidir.
Dünyamızın ve ülkemizin ekolojik ve tarihi yaşam dengesi olarak görülen bu alan üzerinde, ortalama 200 bin ağaç kesilmiştir ve firma tarafından da kesilmeye devam edilmektedir. Böylesine bir doğa cennetinin içinde yer alan ve kentin tek ve alternatifsiz su kaynağı Atikhisar Barajı Havzası üzerinde devam eden ağaç katliamının ardından, siyanür kullanımı ile altın ayrıştırılması planlanmaktadır.
Doğa ve doğal yaşam tüm insanlığındır, insanlığa ait yaşam döngüsü maddi çıkarlar doğrultusunda değiştirilemez ve müdahale edilemez. ÇYDD olarak, çocuklarımıza miras bırakacağımız çevremizin katledilmesini engellemek, daima görevimiz ve sorumluluğumuz olacaktır.
Kaz Dağları’nın Üstü “Altın”dan Daha Değerlidir!