Habertürk yazarı Cüneyt Başaran, Suriye’deki iç savaşın ardından mülteci akınına uğrayan illerin başında gelen Hatay’ı köşesine taşıdı. “Sınır şehri Hatay yaralarını sarmaya çalışıyor” başlığı ile Cüneyt Başaran’ın kalemnden Hatay:
Bir şehir düşünün 500 bin şehir merkezi (Antakya) nüfusu var, üzerine 200 bin Suriyeli göçmen gelmiş olsun.
Bir şehir düşünün, sınıra sıfır ve iki adet “kapısı” var ama 2’si de şu an kapalı vaziyette dursun.
Bir şehir düşünün, en önemli ticaret merkezi olan tarihi Uzun Çarşı’sında ve 3-4 yıl önceye kadar günlük 750 bin $ ticaret hacmi varken, bugün bu rakam 50 bin $’a düşmüş olsun.
Bir şehir düşünün, en fazla ihracat yaptığı üç ülke; Suriye, Rusya ve S. Arabistan olsun ve bu ülkelerde yaşanan olumsuzluklar sonrası ihracatı son 3 senede yüzde 15 azalmış olsun.
Bu şehir Hatay.
Bloomberght Anadolu Notları’nda bu haftaki durağımız Hatay’dı. Şehirde kimle konuşsan “Her şey 2011 Mayıs ayından sonra değişti” diyor. Ne oldu bu tarihte? Suriye’de iç savaş başladı ve Esad’dan kaçan yüz binlerce Suriyeli soluğu Hatay’ın Cilvegözü ve Yayladağı sınır kapılarında almış. Bu noktada Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Lütfü Savaş’a kulak verelim. 2 dönemdir belediye başkanlığı yapan Savaş diyor ki: “Hatay il genelinde toplam 400 bin Suriyeli mülteci var. Bunların sadece 20 bini kamplarda yaşıyor. Geri kalanı şehir merkezi ve Reyhanlı İlçesi’nde ikamet ediyorlar”. Başkan Hatay’ın zaten altyapı fakiri bir şehir olduğunu, başta enerji altyapısı olmak üzere, su ve kanalizasyon şebekelerinin mevcut nüfus için yeterli olmadığını, üstüne gelen Suriyeli göçünün işlerini daha da zorlaştırdığını belirtiyor.
RUSYA KRİZİ EN OLMADIK ZAMANDA GELMİŞ
Hatay ihracatının yüzde 60’ı demir-çelik ve yaş sebze ve meyveden oluşuyor. Ayrıca şehir ekonomisi; tarım, lojistik, inşaat ve ticaret üzerinden dönüyor. Suriye krizi öncesinde günlük ticarette (Laleli bavul ticaretine benzer) hazırgiyim, konfeksiyon, gıda ürünlerinde tarihi Uzun Çarşı önderliğinde günlük 750 bin $’lar konuşulurken, bugün bu rakam neredeyse sıfırlanmış.
Hatay tam bu krizle boğuşurken, verimli Amik Ovası’nda yetiştirdiği turunçgiller, biber vs’yi Rusya’ya ihraç ederek ayakta kalmaya çalışırken, “uçak düşürme”olayından sonra bu pazar da Hatay’a kapanmış. 2010 yılında 500 milyon $’a kadar yükselmiş Hatay’ın yaş sebze ihracatı neredeyse yarıya düşmüş.
HATAYLI SANAYİCİ BANKALARA VERYANSIN EDİYOR
Antakya Organize Sanayi Bölgesi Başkanı’nın rakamlarına göre 2010 yılında şehrin kullandığı toplam kredi, toplam kredi stokunun yüzde 1.8’i seviyesindeyken, 2015’te bu oran yüzde 1.5’e gerilemiş. Hatay 2010’da Türkiye’nin 8. en fazla kredi kullanan şehriyken bugün 13. sıraya gerilemiş. Ancak konu bununla sınırlı değil. Hatay’da sorunlu krediler aynı dönemde tam 3 kat artmış. Tahmin edileceği üzere bankalar Hatay sanayicisine karşı kredi vermekte temkinli. Teminatları kabul etmiyor. Bu da Hataylı sanayiciyi iyice zorluyor.
HATAY ZOR DURUMDA AMA…
Şehir umudunu Hassa Tünel Projesi’ne ve bu coğrafyada yapılacak olan yeni Organize Sanayi Bölgesi’ne bağlamış. Devletten teşvik bekliyor ve özellikle bankaları şehre karşı “önyargılı” olmamaya çağırıyor.
Son söz Belediye Başkanı Savaş’tan: “En kötüsü geride kaldı. Ortam biraz durulduğunda, Hatay ekonomisi hızlı geri dönüş yapacak. Yatırımcı bu fırsatı kaçırmasın”.
Ben de aynı temennideyim. Ancak önce kamunun Hatay’da sarması gereken çok yara var.”