CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Hatay’da Hataylılara seslendi… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap COP Hatay Milletvekilleri Mevlüt Dudu, Birol Ertem, Serkan Topal, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman, Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, CHP İl Başkanı Ertuğrul Gün, İlçe Başkanları ve Hataylılar tarafından karşılandı…
Özel uçakla geldiği Hatay’da, ilk olarak Serinyol Mahallesi’nde özel bir rehabilitasyon merkezini ziyaret ederek çocuklarla bir süre sohbet etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra seçim çalışmaları kapsamında Uğur Mumcu Alanı’nda toplanan partililere seslendi. Kılıçdaroğlu, “1 Kasım’da sandığa gideceğiz. Bu seçimler sıradan seçimler değil. Sandığa gideceğiz, Türkiye’nin kaderini değiştireceğiz. Türkiye’yi kendi bölgesinde saygın bir ülke yapacağız. Unutmayın, huzur ve refah isteyenler çoğunluk bu ülkede. Biz varız ve milyonlarız, birlikteysek yaparız” dedi.
“Dış politikanın bedelini Hataylılar ödüyor”
Hatay’ın en ciddi sorunları yaşayan kentlerden biri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Dış politikada izlenen yanlışların faturasını Hataylıların ödediğini” öne sürdü. Kılıçdaroğlu, Suriye’ye barış getirmek istediklerini anımsatarak, şöyle devam etti:
“Benim size sözüm var. Yetkiyi verin Suriye sorunu çözeyim, çözeceğiz. Suriye’ye barışı getireceğim. Kardeş kavgasına son vereceğim. Hiçbir derdimiz yok bizim Suriyeli kardeşlerimizle. Derdimiz, başımızda yönetici olanların Suriye’nin iç işlerine karışması. Neden Suriye’ye silah gönderiyoruz, hangi gerekçeyle gönderiyoruz. Hangi akılla kardeşi kardeşe kırdırıyoruz. 20 bine yakın çocuk öldü Suriye’de. 2 milyonun üstünde Suriyeli şu anda Türkiye’de. Kimisi sokaklarda, parası olanlar ev kiralamış durumda, büyük kısmı ‘Uygar dünyaya geçmek istiyorum, huzurlu yaşam sürmek istiyorum’ diye Avrupa kapılarında. O insanlara yazık günah değil mi?”
“Sandıkta Türkiye’nin kaderini değiştireceğiz”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kıyıya vuran küçük bir çocuğun bedeninin bütün dünyanın yüreğini sızlattığını belirterek, o tabloyu hazırlayanları herkesin bildiğini kaydetti. “O zaman yapacağımız bir şey var” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “1 Kasım’da sandığa gideceğiz. Bu seçimler sıradan seçimler değil. Sandığa gideceğiz, Türkiye’nin kaderini değiştireceğiz. Türkiye’yi kendi bölgesinde saygın bir ülke yapacağız. Unutmayın, huzur ve refah isteyenler çoğunluk bu ülkede. Biz varız ve milyonlarız, birlikteysek yaparız.”
“Bu dış politikayla turist niye gelsin?’
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Başbakanlığı döneminde yazdığı mektupla Suriye konusunda uyardığını anımsatarak, “Biz bunu çözeceğiz’ dediler. Şimdi ABD, Rusya orada, Türkiye kapının dışında Çin yolda geliyor. Dış politikadaki hatanın faturasını 78 milyon vatandaş öder. Diyorlar ki ‘Turist gelmiyor.’ Bu dış politikayla turist niye gelsin?’ ifadesini kullandı.
“Yetki verin gençlerin önünü açacağız”
Dış politikayla ilgili eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin her yerden dışlandığını” iddia ederek, tüm yaşananların düşünülerek sandığa gidilmesini istedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, “”Bu seçim, düşünerek sandığa gitmemiz gereken seçimler. Milli takım tutar gibi ya da bir takım tutar gibi parti tutanlara sesleniyorum. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verenlere sesleniyorum. Bu dış politika kimseye fayda getirmiyor. ‘İşsizlik fakirlik var’ diyorlar, onların çocukları değil, sizin çocuklarınız işsiz. ‘Fakirlik var’ diyorlar, onlar fakirliğin ne olduğunu bile bilmiyorlar. Benim size sözüm var. Yetki verin dış politikayı yeniden ama yeniden düzenleyeceğiz. Yetki verin gençlerin önünü açacağız. Aramızda çok genç var. Sizlere de sesleniyorum. Bütün meydanlar size serbest olacak. Yasağı kaldıracağım. 
Özgürce gezeceksiniz. İnternet yasağı… Ne yasağı, sosyal medya da yasak, bunların tamamını kaldıracağım. Onlar gençleri, olağan şüpheli olarak görüyorlar. Ben de gençleri bu ülkenin onuru gururu ve geleceği olarak görüyorum. Sevgili anneler 1 Kasım’da kesinlikle sandığa gidin.’ Dedi.
“Seçim bildirgemizi kopya çektiler”
Kılıçdaroğlu, seçim bildirgelerini açıkladıklarını vurgulayarak, “Dediler ki ‘Yapamazsın.’ Şimdi, onlar da kopya çektiler. Onlar da bizim seçim bildirgemizi örnek aldılar. Demek ki ülkenin sorunlarına en iyi teşhisi koyan parti CHP’ymiş. Demek ki en iyi kadrolar CHP’deymiş. Ülkeyi en iyi yönetecek parti CHP” dedi.
“1 Kasım seçimleri çok önemli”
Kemal Kılıçdaroğlu, parlamentoda 4 siyasi parti grubunun bulunduğunu anımsatarak, partilerden birinin 13 yıldır iktidarda olduğunu ve Türkiye’yi hangi noktaya getirdiğini herkesin gördüğünü ifade etti. 
Diğer partinin ise her şeye “Hayır” dediğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Hayır diyen partiye sorduk ‘Niye seçime giriyorsun? Girmeyin’ dedik. Üçüncü parti denklem dışı, geriye bir parti kalıyor ülkeyi yönetecek. Herkesi kucaklayan, konuşan, hiç kimseyi ötekileştirmeyen parti, herkesin kimliğine, inancına saygı duyan bir parti. O parti Mustafa Kemal’in partisi CHP. Parlamentoda iki zıt grup var MHP ve HDP. Koalisyon görüşmeleri sırasında iki partinin ortak bir görüşü vardı. ‘Mutlaka CHP koalisyonda olmalı.’ Neden çok zıt olsalar bile güvendikleri tek parti CHP. Bu bizim bu ülkenin sorunlarına ne kadar sağlıklı yaklaştığımızı gösteren tipik bir örnek. O açıdan 1 Kasım seçimleri çok önemli. Oyumuzu kullanacağız.”
Dış politikada Suriye, içeride de toplumsal barış sorunu olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, Ankara’daki terör saldırısında 102 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Olay sonrası gazetecilerin ilgili bakana istifaya dair soru sorduğunu anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazeteciler soru soruyor biri çıkmış pişkin pişkin gülüyor. İnsanlar hayatını kaybetmiş, sen nasıl gülersin. Güvenlik zafiyeti var mıydı? ‘Yoktu’ diyor. Peki bu 102 kişi nasıl öldü, hangi gerekçeyle öldü. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren yurttaşlara sesleniyorum. Letonya’da bir alışveriş merkezinde çatı çöktü, insanlar öldü bakan istifa etti. Norveç’te yine bir canlı bomba pek çok insan öldü ama bakan dedi ki ‘Benim şahsi sorumluluğum var ben istifa ediyorum.’ Bunlar 102 kişi ölmüş, güvenlik zafiyeti var. Neden önlem almadınız diye soruyorum, ‘Biz Kızılay’da aldık’ diyor. O da istifa etmiyor. 102 kişinin sorumluluğu onların boynundadır.’