Bekir AYAZ
Eğitimci-YAZAR
Olaya hangi açıdan bakıyorsunuz bilemem. Politik, kültürel, entelektüel, vicdani ama hangi açıdan bakarsanız bakın olaylara insanı bakmayı unutmayın. Sosyal medyada dolaşırken Suriyeli gençlerin sahillerde nargile keyiflerinin yer aldığı videolara çok sık rastlıyorum. Belki de haklısınız burada keyif sürmelerindense ülkelerinde savaşmaları gerekiyor. Bu konuda köşe yazısı yazmaktansa roman yazmayı tercih ederdim. Köşe yazısı ile anlatmak istediklerimi özet şeklinde anlatmaya çalışacağım. Lütfen ön yargılarınızdan arınarak bu yazıyı okuyun.
Suriye’de bir savaş var. Sonu gelmeyen ve bir türlü bitmeyen. Suriye’deki savaşta kimin kimle savaştığı belli değil. Yani herkes herkesin düşmanı olabilir. Bu bir iç savaş iç savaşlarda ortak düşman olmaz. Hele birde emperyalist devletler devreye girdiyse herkesi herkese kışkırtır. 2011 yılından beri bu şehirde karşılaştığım Suriyelilerle yaşadıklarımı anlatmak istiyorum. Bir gün yolda giderken yaşlıca teyze ve bir çocuk arabanın önüne atladı. Konuştuklarından tek anladığım şey İskenderun’da bulunan hastaneden bahsediyor olmalarıydı. Bir arkadaşın yardımıyla konuştuklarını tercüme ettiğimde ise “ 3 oğlunu iç savaşta vurularak öldüğü, eşinin ise ağır yaralı olarak hastanede yattığını öğrenebilmiştim.” Bunları duyunca yüreğimdeki kanlarda acı bir tat hissetmiştim. İnsan olarak kendimi onların yerine koyduğumda insan olarak canım yanmıştı. Elimden geleni yapmaya çalışmıştım. Benimde annem vardı. Beni ülkemde çıkan savaşta kaybetse kim bilir canı nasıl yanardı. Bu anne 3 oğlunu savaşta kaybetmişti. Evet haklısınız her yerdeler çok fazla Suriyeli var. Arabamın lastiği patladığında tamire gittiğimde Suriyeli ustayla karşılaşma olasılığınız bile çok yüksek. Arabamın lastiğini tamir etmişti. Bazen hani dolduruşa geliyoruz. “Neden ülkende kalıp savaşmadın dedim.” Oysa arabamın lastiğini tamir eden Suriyeli Usta Halep’te en büyük lastik şirketinin sahibiymiş. Binlerce lastiği deposuna indirdiği günlerden biri savaş patlak vermiş. Savaştım abi dedi. Savaştım ama kiminle ne için savaştığımızı bilmiyoruz dedi. Bana bombalanan , yıkılan evler ve dükkanlarının resimlerini videolarını gösterdi. Türkiye çok pahalı dedi. Kira , ekmek anca yetiyor. Savaş biter bitmez memleketimize döneceğiz dedi. Halep zenginlerinden biri lastik tamir ediyordu.
Bir başka konu ise vergi vermeden dükkan açmaları olsa gerek. Yok oda öyle değil dükkan sahipleri ile görüştüm. Zaten hukuken bu mümkün değil. Yani resmi olarak açılmamış dükkan ve işyerleri belirli bir süre sonra kapatılmaktadır. Fırsatçı vatandaşlarımız kendi adları ile dükkanların açılışını yaparak dünya paralar istemektedir. Onlarda bu miktarlara mecbur katlanmak zorundalar. O kadar çok örnek var ki bunları sıralamak için roman yazmak gerekiyor. Amacım Suriyelileri savunmak değil. Amacım kimseyi kötülemekte değil. Tek derdim olaylara vicdan ve merhametinizle yaklaşmanız. Her toplumun çok kötüsü ve çok iyisi vardır. Buyurun haberlere bir bakın bizim toplumla ilgilide neler olduğunu göreceksiniz. Her can ve her insan değerlidir. Dünyada gerçekte sınır yoktur. Sınırları ve tel örgüleri bulan insanlardır. İnsan olduğumuzu ve insan kalabilmek için elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışmaktan utanmayacağımızı hatırlamamız yeterlidir. Siyasi yorumlar yerine insanı yorumlar yapalım. Dediğim gibi dünyadaki sınırları oluşturan bizleriz. Çok sevdiğim bir filmde çok güzel bir söz vardı. Hayat senden olmayanlarla güzeldir. Beyaz en çok siyahta kendini belli eder. Siyah ise kendini en çok beyazda… Düşünsenize dünyadaki herkesin sizden olduğunuzu ve sizin gibi düşündüğünü ne kadar sıkıcı olurdu öyle değil mi? İnsani kalın dostlar…
1 Yorum
Ali gizeloglu
Sevgili dostum arkadasim kardesim çoğu şeyi ne güzel dile getirmişsin ağzina saglik. Fakat görmezden gelinmeyecek o bir okadar da sorun var suriyeli multecilerle ilgili. Başimdan gecen bir olayi da ben anlatayim istersen.Arsuz'da sahilde bir bankta oturmustum yan bankta da iki Suriyeli var idi. Bir telefon gorusmesi yaptim tabi arapca konustum beni suriyeli sanip muhabbete basladilar.bozuntuya vermedim tabi.az ileride kumsalda gunesin tadini cikaran en fazla 16 ya da 17 yasinda olan iki kiz kardesimiz hakkinda o kadar igrenc ifadeler kullandilar ki kendimi tutamayip siddete basvurdum... Benim de kardesim var, annem var, sevgilim esim nisanlim var... Hakkiyla Çalisip alIn teri dÖkenlere amenna lakin bu sekilde terbiyesizlik yapip sıgınma müsadesini suistimal edenlere insani duygularla yaklasmak pek mumkum olmuyor malesef... Yazilarini takip ediyorum seviliyorsun. Hoşçakal Allaha emanet ol.