İskenderun Kadın Platformu, 25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslararası dayanışma ve mücadele günü dolayısıyla bugün İskenderun da yürüdü. Bu gün saat 13.00’de Eski Bit Pazarı’nda toplanan kadınlar, Şehit Pamir Caddesinden yürüyerek, Boyacılar Parkına sloganlar eşliğinde yürüdü.
“Kadınız ananız barıştan yanayız”, “korkmuyoruz, susmuyoruz, “hak etmiyoruz”, “kadına uzanan eller kırılsın”, “Çocuk gelin yoktur sapık erkek vardır”, sloganları atan kadınlar, “yaşamın her alanına dönüştürme, şiddetsiz bir dünyayı örme iddiamız da alanlardayız alanlarda olmaya devam edeceğiz” mesajı verdiler.
“Siyasal iktidar kadın düşmanı politikalarla kazanılmış haklarımıza saldırıyor”
İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Feyruz Gör, açıklamamsında şu görüşlere yer verdi. “Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporuna göre; Türkiye 140 ülke arasında 131 sıradadır. Kadın-erkek eşit değildir diyen zihniyet bu geriliği yeterli görmüyor olacak ki; kadın düşmanı politikalarıyla kazanılmış haklarımıza dönük saldırılarla var olan eşitsizliği her geçen gün daha da derinleştiriyor. Her üç kadından biri şiddete en az bir biçimde maruz kalıyorken, şiddeti önlemek için daha etkin mekanizmalar oluşturmak yerine Siyasal iktidar 6284 nolu ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi yasasını yok etmeye çalışıyor. Oysa bu yasa uygulamadaki eksikliklerine rağmen şiddeti önlemeye dair elimizdeki tek yasadır. Diğer yandan mecliste boşanmayı önleme Komisyonu aracılığıyla hazırlatılan yüzlerce sayfalık raporla kadının aile içinde uğradığı şiddeti meşrulaştırmaya çabalıyorlar. İstanbul Ssözleşmesi başta olmak üzere imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmeyenler en son olarak nafaka hakkının peşine düştü. Kadın, erkeğe aileye daha fazla bağımlı olsun hesaplarını yapanlara bugün buradan cevap veriyoruz. Haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkacağız. Aileye köle olmayacağız. Tetikçi gerici ideolojisi doğrultusunda toplumu daha kolay denetlemek ve yönetmek için kadını aile içerisinde hapsetmeyi amaçlayan AKP iktidarı burada hukuksuzlukta sınır tanımıyor. Devletin tüm imkanlarını adeta seferber ediyor. 2 yıllık OHAL süresince KHK’ lar eliyle kadın kurumsallaşmasına ve örgütlenmesine dönük saldırılar bunun en yakın örneğidir. Bu Hukuksuz uygulamalar kadın mücadelesini ve kazanımlarını geriletmek amacıyla devreye sokulmuştur. Halk iradesine kayyumlar atanmış kadın belediye başkanları milletvekilleri tutuklanmış kadınların iradesine dönük sayısı Hakkı gerçekleştirmiştir. 24 Haziran sonrası yapılan tek adam rejimi ile kazanılmış haklarımızı hedef alan uygulamalar, Bu kez de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin işlevsiz bırakılarak Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile düzenlenmektedir.
“Kadın Bakanlığı kurulsun”
Hükümetin 16 yıllık politikalarında kadının adının bakanlık başta olmak üzere pek çok yönden çıkarılmasıyla sonuçlar daha dikkat çeken kadınlar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi kadının gerçek sorunlarına çözüm üretmek niyetinde olmadığını geçmiş 16 yıllık pratikten biliyoruz kadına yönelik şiddeti Münferit gören tacizi tecavüzü meşru kılan istismarda Rıza arayan lgbt ile yönelik nefret cinayetlerine savunan erkeğin tekelinde bir aile ve ülke anlayışında kadını kaderiyle başbaşa bırakan bir Bakanlığın üreteceği tek şey kadın düşmanlığıdır. Biz toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini esas alan ve kadınlarla birlikte Politikalar üreten, bir kadın Bakanlığının acilen kurulmasında ısrar ediyoruz AKP nin makbul kadın sınırlarını tanımıyoruz.
“Laik, Seküler yaşamı yok eden, kadın kazanımlarını hedef alan düzenlemeler yapmak isteniyor”
AKP nin makbul kadın sınırlarını tanımıyoruz toplumsal yaşamı baştan aşağı dinsel değiştirmek kadını kamusal alanlardan uzaklaştırmak amacıyla sosyal politikaları Diyanet eliyle Dizayn eden laik Seküler yaşamı yok eden ve kadın kazanımlarını hedef alan düzenlemeler yapmak isteniyor aile ve dini rehberlik büroları Aile İrşat merkezleri hadım cinsel istismarda Rıza yaşını 12’ye düşüren tecavüz yasa tasarısı Din adamlarının aile psikolog bu olarak görevlendirilmesi müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verilmesi bunlardan yalnızca bazıları bir yandan da din temelli müfredat değişiklikleri ile dini eğitim erken çocukluk yaşına indirilmesi ile karma eğitimin sonlandırılmasının önünün açılmasıyla, eğitim alanı dinselleştirilerek ideolojilerine göre bir toplum yaratmaya çabalıyorlar. AKP nin kadınlara dayattığı sınırları kabul etmiyoruz. Laiklikten ve Seküler yaşamdan vazgeçmeyeceğiz emeğimize sahip çıkacağız güvencesizliğe teslim olmayacağız.”
Dönem Sözcüsü Feyruz Gör, hükümetin cinsiyet ayrımcılığını pekiştirmede kadın cinayetlerini kadına yönelik şiddeti tacizi ve mobbingi artırmada rol oynadığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: Ucuz ve güvencesiz işgücü olarak sermayenin her daim sarıldığı kadın emeği ancak iş ve aile yaşamı uyumlaştırma anlayışıyla esnek parçalı istihdamın vazgeçilmez unsuru olarak değerlersiz değiştirilerek istihdamda kendine yer bulabiliyor Esasen de kanun hükmünde kararnameleri ile iş güvencemiz fiili olarak ortadan kaldırılmıştır çalışma yaşamında ayrımcılığı ve eşitsizliğe en derin yaşayan kadınlar olmaktadır ev içerisinde gömülmez görünmez kılınan emeğimiz ücretli istihdam içerisinde de geleneksel rollere göre konumlandırmak da kamusal hizmet olması gereken çocuk yaşlı ve hasta bakım sorumluluğu her daim kadınların omzuna yüklenmek nedir bunlar yoksulluğun kadınlaşması na güçlü bir zemin sunuyor. İşgücü piyasasında ilk gözden çıkarılan kadınlar oluyor. Ev geçiminin ağırlığı en çok kadınlar üzerinde yoğunlaşıyor. Tasarruf yaparken ev içi çalışma yükleri katlanıyor. Ekonomik kriz bizi işsiz güvencesiz bırakarak daha fazla yoksullaştırıken her türlü şiddete de açık hale getiriyor. Üretimden kopuk ranta, savaşa, talana dayanan ekonomik politikaları nedeniyle ülkeyi uçuruma sürükleyenler kuzeye dönük saldırıların fırsatı haline getirmek istiyor en fazla kadınları etkileyecek esnek performansa dayalı çalışmayı esneklik hakkının vasfını sağlamak istiyorlar krizin faturasını bizleri ödetmeye çalışanlara buradan bir kez daha sesleniyoruz faturayı Biz krizi yaratanlar ödesin bir ödemeyi reddediyoruz emeğimiz bedenimiz kimliğimiz Bizimdir özgürlüğümüze bedenimize hayatımıza kadın mücadelesine yönelik saldırıları bizlere reva görülen bu düzeni kabı etmiyoruz sözümüzü örgütle bilme yan yana gelebilme ve hayatı değiştirme iradesinde ve iddiasındayız biliyoruz ki biz kenara iten yok sayan emeğimizi görünmez kılan bedenlerimizi metal açtıran bu sömürü çarkının dişlerini bir çakıl taşı olup da kıldığımızda bıçak dönmeyecek her türlü şiddetin son bulduğu tacizin tecavüzün istismarın, kadın cinayetlerinin savaşın olmadığı için laik ve demokratik bir ülkede barış ve huzur içinde yaşamak hakkımız Sen de gel güç kat elele kadın dayanışmasıyla şiddetsiz bir dünyaya” birlikte yürüyelim”