HATAY – Hatay Millet Meclisi’nin 29 Haziran 1939 tarihinde aldığı tarihi kararla Türkiye Cumhuriyeti’ne katılan Hatay’ın anavatana kavuşmasının 86. yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
Hatay’ın ana vatana katılması, 23 Temmuz 1939 Pazar günü saat 11.40’ta düzenlenen törenle resmiyet kazanmış, Antakya’da kışlada Fransız bayrağı indirilerek yerine Türk bayrağı çekilmişti. Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin 63. vilayeti resmen kurulmuş oldu.
Bu gelişme sadece sınırların değişmesi değil, aynı zamanda uzun süren bir hasretin son bulması anlamına geliyordu. Hatay, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel zenginlikleriyle ön plana çıkan kadim bir şehir olarak, Türkiye’nin kültürel ve coğrafi bütünlüğünü tamamlayan önemli bir parça haline geldi.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Hatay benim şahsi meselemdir” sözü, bu kentin Türk milleti için taşıdığı stratejik ve manevi önemi açıkça ortaya koymuştu. Bugün hâlâ bu sözün ışığında, Hatay’a duyulan sevgi ve bağlılık ilk günkü gibi sürüyor.
Yıllar içinde depremler, yangınlar, sel felaketleri gibi zorluklar yaşamış olsa da Hatay, her daim Türkiye’nin güneydeki incisi, kültürlerin buluşma noktası ve kardeşliğin sembolü olmayı sürdürüyor. Hataylı olmak; sadece bir coğrafyada doğmak değil, aynı zamanda bir arada yaşamanın, farklılıkları zenginlik olarak görmenin ve vatan sevgisinin ne anlama geldiğini bilmenin bir ifadesidir.
Bugün kutlanan sadece bir “kavuşma” değil, aynı zamanda bir “bağlılık” ve “birlik” duygusunun yıl dönümüdür.
Türkiye’nin vicdanı ve kültürel mirasının önemli taşıyıcılarından biri olan Hatay’ın ana vatana katılışının 86. yıl dönümünde, bu özel gün tüm yurttaşlar tarafından gurur ve minnetle anılıyor.
Hatay Meselesi ve Hatay’ın Anavatana Katılması (30 Haziran 1939)
TBMM, 30 Haziran 1939 tarihinde Ankara Antlaşması’nı onayladı. Ardından 23 Temmuz 1939 tarihinde gerçekleşen törenle Hatay Türkiye’ye katıldı.
Hatay’da İskenderun Sancağı
Halkının büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu ve Misakımillî sınırları içerisinde yer alan Hatay (İskenderun Sancağı), Fransa ile 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara Antlaşması ile Türkiye sınırlarının dışında kalmıştır.
Bölge, Fransa’nın mandası altında Suriye ile beraber idare edilmeye başlandı. O dönemin şartları gereği böyle bir karar almak zorunda kalan Türkiye, Hatay’daki Türklerin haklarını koruyacak ve bölgeye özerklik sağlamak için gereken hükümleri eklemeyi unutmamıştır.
Antlaşmanın ilgili maddesine göre, İskenderun bölgesi için özel bir yönetim oluşturulacaktı. Bu kapsamda Türk kültürünün gelişimini desteklemek amacıyla Türk dili resmi bir statü kazanacaktı.
Fransa, 1921’de İskenderun Özerk Sancağı’nı Halep’e bağladı. Bu statü, hem bölgede hem de Türkiye’de olumsuz etkiler yarattı.
Fransa, 1926’da İskenderun Sancağı sınırları içinde gerçekleştirilen seçimler ve yeni anayasa ile burada “Bağımsız İskenderun Hükûmeti”ni kurdu. Bu durum, Suriye’de tepkilere neden oldu. Fransa, daha sonra bu hükûmetin adını “Kuzey Suriye Hükûmeti” olarak değiştirdi ve İskenderun Sancağı Şam’a bağlandı.
Bölgedeki Türk halkının bu gelişmelere geniş bir tepki göstermesi üzerine, 1930’da Milletler Cemiyeti Mandalar Komisyonu İskenderun Sancağı’nın özel bir statüye tabi olduğunu kabul etti. Böylece, İskenderun Sancağı’nın mali ve yönetim özerkliği uluslararası bir belge ile güvence altına alındı.
Fransa, 1935’te Suriye ve Lübnan üzerindeki mandasını kaldırdı. 9 Kasım 1936’da Suriye ile bir anlaşma yaparak İskenderun da dâhil bölgedeki tüm yetki ve haklarını Suriye Hükûmeti’ne devretti. (Fransa 1946’da tam anlamıyla Suriye ve Lübnan’dan çekildi.) Bu durum Türkiye’de tepkiyle karşılandı ve kabul edilmedi. Türk Hükûmeti, 9 Eylül 1936’da Milletler Cemiyeti’nde İskenderun meselesiyle ilgili olarak Fransa’ya ikili görüşme önerdi, ancak bu öneri kabul edilmedi.
Almanya ve İtalya’daki totaliter rejimlerin yayılmacı politikaları başta Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesini kaygılandırıyordu. Bu durum, Fransa’yı Hatay konusunda bir anlaşmaya zorlamakta idi. Türkiye ise sorunlarını diplomatik yollarla çözen ve dostluk arayan bir ülke konumundaydı.
Türkiye, 9 Ekim 1936’da Fransa’ya bir nota vererek Suriye ve Lübnan’a olduğu gibi İskenderun Sancağı’na da bağımsızlık verilmesini talep etti. Fransa’nın cevabında, İskenderun Sancağı’nın bağımsızlığının tanınması halinde Suriye’nin parçalanabileceğini, bunun kendisine bağlı olmadığını belirtti. Türkiye’nin isteğinde ısrar etmesi üzerine Fransa, sorunu Milletler Cemiyeti’ne götürmeyi önerdi ki Türkiye de bunu kabul etti.
İskenderun sorunu, 14 Aralık 1936’da Milletler Cemiyeti’nde görüşülerek Sancak için yeni bir statü kabul edilmiştir. Bu statüye göre İskenderun ve Antakya iç işlerinde tam bağımsız; dış işlerinde Suriye’ye bağlı, kendisine özgü bir anayasa ile yönetilecektir. 1937’de Türkiye ile Fransa arasında yapılan bir antlaşma ile Sancak’ın toprak bütünlüğü güvence altına alındı.
Türkiye, Milletler Cemiyetinin kararı sonrasında Hatay’da oluşturulacak yeni statünün hemen uygulanmasını talep etti. Fransızların engellemeleri sonucunda iki ülke arasındaki ilişkiler gerginleşti. Bu arada Türkiye, Milletler Cemiyeti nezdinde durumu protesto ederek Hatay sınırına asker yığmaya başladı. Siyasi gelişmelere paralel olarak Fransa, Hatay ile ilgili tutumunu yumuşattı.
6 Haziran 1938’de Hatay’daki valisini geri çekerek yerine bir Türk vali atadı. Daha sonra iki ülke arasında yapılan anlaşma ile Hatay’ın toprak bütünlüğü ve siyasi statüsünün ortaklaşa korunması kararlaştırılmıştır ve 5 Temmuz 1938’de, Türk askeri Hatay’a girdi.
Türkiye ve Fransa’nın gözetiminde Hatay Meclisi için seçimler gerçekleştirildi. Eylül 1938’de Sancak Millet Meclisi ilk toplantısını yaparak Hatay Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti. Hatay Cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen seçilirken, Hatay Başbakanlığına da Abdurrahman Melek atanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunları ve parası burada kabul edilmiştir.
Hatay Devleti yöneticileri, Türkiye’ye katılmak istediklerini bildirdiler. Bu sırada Avrupa’da başlayan savaş ortamı, Fransa ve İngiltere’yi Türkiye’ye yaklaştırdı. Fransa ile yapılan anlaşma sonucunda, Fransa askerlerini bölgeden çekerek Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını kabul etti.
Hatay Millet Meclisi, 23 Haziran 1939 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıda oy birliği ile Anavatan’a katılma kararı aldı ve böylelikle Hatay Devleti’ne son verildi. Aynı gün Fransa imzalanan Ankara Anlaşması ile Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını onayladı ve kısa bir süre sonra Hatay’dan çekildi.
TBMM, 30 Haziran 1939 tarihinde Ankara Antlaşması’nı onayladı. 23 Temmuz 1939 tarihinde yapılan törende ise Hatay Türkiye’ye katıldı.










