Biliyor musun, 5 Temmuz aslında İskenderun için çok özel bir gün. 1938 yılında, tam da bu tarihte Türk askeri İskenderun’a girmiş ve Hatay’ın Türkiye’ye katılma süreci başlamış. Yani sadece bir şehir için değil, tüm Hatay için tarihi bir dönüm noktası. Her yıl bu gün coşkuyla kutlanırdı; törenler, yürüyüşler, konserler, festivaller olurdu. Ama son yıllarda yaşanan felaketler, ne yazık ki bu coşkuyu gölgeledi.
Depremler, yangınlar, hatta terör olayları… Hatay son birkaç yılda gerçekten çok zor günler geçirdi. Özellikle 2023’teki büyük deprem, Hatay’da büyük bir yıkıma yol açtı. İnsanlar evlerini, işlerini, hatta sevdiklerini kaybetti. Altyapı çöktü, hayatlar altüst oldu. Bu durum, doğal olarak kutlamaları da etkiledi. Eskisi gibi büyük etkinlikler yapılamaz hale geldi.
Ama işin ilginç yanı şu: Bütün bu olumsuzluklara rağmen, 5 Temmuz hâlâ Hatay halkı için çok anlamlı. İnsanlar o günü unutmuyor, unutturmuyor. Kutlamalar sadeleşmiş olsa da, içten gelen o birlik ve dirlik duygusu hâlâ dimdik ayakta. Mesela bir vatandaş şöyle diyordu: “Eskiden sahilde festivaller olurdu, şimdi yok ama yine de bugün bizim için çok kıymetli. Ne yaşarsak yaşayalım, 5 Temmuz’u kalbimizde yaşıyoruz.”
Gerçekten de 5 Temmuz artık sadece “kurtuluş”un değil, “yeniden ayağa kalkma”nın da simgesi olmuş durumda. Hatay halkı, tıpkı 1938’deki gibi, birlik olmuş durumda. Depremin yıkımına rağmen bu ruh, bu bağlılık hiç kaybolmadı diyebiliriz.
Bu yıl da kutlamalar daha sakin geçti. Ama buna rağmen, herkes bu günün anlamını kalbinde taşıyor. Çünkü 5 Temmuz artık sadece bir tarih değil; Hatay’ın direnci, dayanışması, geleceğe olan umudu. Bu yüzden belki de her yıl bu gün daha fazla anlam kazanıyor. Çünkü halk ne kadar yara alırsa alsın, o kadar güçlü kalkıyor ayağa.
Kısacası, 5 Temmuz, Hatay’ın geçmişini anmakla kalmıyor; aynı zamanda geleceğe umutla bakmamız için bir vesile oluyor. Felaketler geçer, yaralar sarılır ama bu halkın direnci, birliği ve tarihine olan bağlılığı hep kalır. Hataylılar da tam olarak bunu yaşıyor şu an.
Serpil Korkmaz






