TİP Samandağ İlçe Örgütü olarak, dün akşam saatlerinde kontrolsüz yıkım sebebiyle hasarsız olan işletmenin yıkılmasına dair basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında Samandağ Gençlik Sorumlusu Mehmet Elataş, “Kontrolsüz yıkımlar durdurulsun!
Geçtiğimiz günlerde Atatürk Mahallesinde hiçbir önlem alınmadan yapılan yıkımda mahalleliler ciddi panik yaşamış , kontrolsüz yıkım şans eseri can kaybı ve yaralanmaya neden olmamıştır. Herhangi bir yetkiliye haber verilmeden yapılan yıkımda halk sağlığını olumsuz yönde etkileyen toz bulutlarının yükseldiği görülmüştür.
Yine dün akşam saatlerinde yapılan kontrolsüz yıkım sebebi ile yıkımı yapılan bina, bir işletmenin üzerine düşmüş ve işletmeyi çalışamaz hale getirmiştir.
Bunlar sadece basına ve sosyal medyaya yansıyanlar. Yine birçok mahallede bu tür kontrolsüz yıkımların yapıldığına dair haberler gelmektedir.
Alelacele hiçbir önlem alınmadan yapılan bu yıkımlar bizleri endişeye sürüklemektedir. Kontrolsüz yıkım yapan bu firmaların bir an önce durdurulması gereklidir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, 2021 yılında yürürlüğe giren bina yıkım yönetmeliğine göre bu tür yıkımlarda plan ve proje ile bildirim yapılıp , gereken ruhsat alındıktan sonra yıkımın yapılması gerekirken maalesef yetkiler yine günü kurtarmakta ve kontrolsüz yıkımlara seyirci kalmaktadır.
Deprem döneminin ilk günlerinde yıkılacak binaların fazlalığı bahanesi ile yapılan kontrolsüz yıkımlar asbest başta olmak üzere çevreye ve insana ciddi zarar vermişken, şimdilerde ise bu yıkımların kontrolsüz olması ve denetime tabi olmamasını hangi gerekçeye dayandıracaksınız?”
Yıkım şirketlerinin kâr odaklı, plansız yıkımları bir ailemize, çoğumuza, sağlığımıza ve iş yerlerimize daha fazla zarar vermeden acilen önlem alınmalıdır.
Türkiye işçi Partisi Samandağ İlçe Örgütü olarak yapılan kontrolsüz yıkımların engellenmesi yönündeki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz!” sözlerini dile getirdi.
Ardından söz alan işletme sahibi Zekat Gümüş ise, “Geçen, yaşadığımız bu tozlarla ilgili de konuşmaya gerek yok, buradaki bütün esnaf arkadaşlar da bu sıkıntıyı çekti. Sağlığı ne kadar tehdit ettiğini de herkes biliyor. Ama maalesef bu konuda, ne emniyet açısından ne de sağlık açısından alınan bir ehemmiyeti gördük. Bununla ilgili, yıkılanlarla ilgili de gelip bizimle konuşan olmadı. Allah göstermesin diyoruz ama maalesef, hep Allah diyoruz ama bu kişisel olaylar, kişisel nedenler, kişisel düşünceler, bilinçsiz hareketler bizi bu düşünceye, bu noktaya sokuyor. Biz bundan utanç duyuyoruz, biz bunları kabul etmiyoruz. Yaşadığım mağduriyeti ben daha konuşmadım, göz ardı ediyorum. Çünkü benim şu anda mağduriyet söz konum büyük ama ben onu da dile getirmek istemiyorum. Benden sonraki insanların da bunu yaşayacağına inanıyorum. Çünkü sistem bazı şeyleri kabul etmiyor. Sistem bunu dayatıyor, aynı şekilde yürü ya kulum diyor, devam ediyor. Biz buna da karşıyız, bunu istemiyoruz. Toplumun hakkı neyse, onu istiyoruz. Bir insanın hakkı neyse, onu da istiyoruz.” sözlerini vurguladı.