“Soteria Hatay’da ve Hayatta Kadın”a tanıtım!

Published on:  /   Yorum yapılmamış

Hataylı kadınlardın kaleme aldıkları öykülerden oluşan ve adını Antakya’nın mozaiğinden alan “Soteria Hatay’da ve Hayatta Kadın” adlı kitap 6 Haziran Salı günü Hatab Tabib Odası’nda okuruyla buluşacak..

 

Türk edebiyatında önemli eserleri olan Hataylı Yazar Ayla Kutlu’nun Ayla Kutlu “SUNUŞ” unu kaleme aldığı “Soteria Hatay’da ve Hayatta Kadın” ile ilgili Antakya’nın büyüleyici bir şehir olmasının yanı sıra halkının da yaratıcı olduğunu vurguladı.

Yazar ayla Kutlu, kitabın sunuşunda kaleme aldığı yazı şöyle:

HATAYLI KADINLARIN ÖYKÜLERİ

Elinizdeki bu kitabın özel bir anlamı var:

Dünyada uygarlığa erişme çabasının Akdeniz’i çevreleyen topraklarda yaşayan insanlarla başladığı bilinen bir gerçek.

Binlerce yılın ardında kalmış çağlara baktığımızda oradan günümüze uzanan ZAMANYOLU’nda; bu coğrafyaya ilk uygarlık tohumlarının atıldığını, gelişmelerin burada yeşerdiğini görürüz.

Burası neresidir?

Eskil tarihin değerlerinin doğduğu Akdeniz’in kıyılarına yakın kurulmuş uygarlıkların başkentleridir onlar: Adları;  Roma’dır, İskenderiye ve Antakya’dır. Bu şehirler; büyük, kimlikli, gizemli, dolayısıyla özgündürler. Eski coğrafyanın kültür merkezleri oldukları kuşkusuz…

Günümüz dünyasına birer özgün fenomen olarak katılan bu şehirlerin tümü de aradan geçen binlerle sayılacak kadar çok yıllar içinde, havasına ve üretimine kutsallığı, düşsel ve düşünsel zenginlikle gizemi katarken, yerleşiklerine de içsel bir onur sunarlar.

Antakya, insanı büyüleyen bir şehirdir. Şimdilerde tam tersi olarak görünse de, bin yıllar boyunca; zenginlik, verimlilik taşıyan ve gür akan ırmağı, dolambaçlı sokakları, yılın her mevsiminde insanın sırtını okşayan yeli,  süreğen yağmurları, hüzünlü akşamüstleri ve parlak sabahları vardır. Halkı yaratıcıdır.

Bunlara kendim de ortağım. Antakya’da hayata göz açmış birey kimliğimle, bu topraklara duyduğum sevgi ve saygıyı roman ve hikâyelerimde dile getirmiş Antakyalı bir yazar olarak.

Şu anda tümünü okuduğum, henüz baskıya verilmemiş hikâyeler, Antakya’yı bir kez daha onurlandırma düşüncesiyle ve doğadan alınan ilhamla, çok yakında basılacak ve hemşehrileriyle birlikte, kültür- sanat ortamına sunulmuş bir emek destesi olarak okurlara sunulacak.

Eserde, 28 kadının düş güçleri, gönül zenginlikleri, duyguları ve bizlerle paylaşmayı arzuladıkları emekleri var. Şu ya da bu olayla, köklerinin bu topraklarda yürüdüğü algısıyla, bazılarının dili ve anlatımıyla, bazıları biraz uzaktan bakmış olsalar da sahiplendikleri fikirlerle, siz okurların da Antakya’ya çekildiğinizi algılayacaksınız.

İLHAMLARINI, BU ŞEHRİN BİRİKEREK KUTSALLAŞMIŞ DEĞERLERİNDEN;  KİMİSİ, ARTIK YOK OLMUŞ İNSANLARIN BİR ZAMANLAR VERMİŞ OLDUKLARI HER KONUDAKİ EMEKLERİYLE ZENGİNLEŞMİŞ ATMOSFERİNDEN ALAN KADINLARIN BU ARMAĞANI, SANIRIM DÜNYADA İLK OLACAK.

EMEĞİ GEÇENLERE YENİ BAŞARILAR DİLİYORUM.”

 

Yine Hatay’ıon tanınmış edebiyat simalarından yazar Duran yaşar, Kaynagı ve okuru böl olsun dediği SOTERİA ile ilgili Kitabın arka kapağında yer alan son sözünde şu görüşlerini paylaştı:

SOTERİA

Antakya tarih sürecinde geçmişten günümüze; tarih, mitoloji,  bilim, inanç, kültür, sanat, edebiyat gibi insanlık kültürünün oluşumuna mekân olmuş kadim kentlerden biridir. Uygarlıklar beşiğidir. Bitek toprağı kadar da kuşaktan kuşağa aktarılan varsıl bir kültür birikimine sahiptir.  Bu kültür birikimi içinde sanat hep baş yeri tutmuştur. Kent insanının ister istemez bu kültür birikiminden etkilenmesi kadar doğal bir şey olamaz.

Antakya doğumlu Neslihan Kanuncu Seçkin, doğduğu kentte yaşamış, doğduğu kentte yurtlanmış biridir. Yetiştiği böylesi bir verimli kültür ortamından nasibini alan, kabına sığmayan, üretken, ürettiğini kendine saklamadan paylaşıma sunan bir kişiliğe sahiptir. “Emeklilik … Yeter artık… Köşeme çekilip rahatıma bakayım”  dememiş, içinde bulunduğu ortamı gücü oranında üretime yönlendirmiştir. Öykü yazan Hataylı kadınları harekete geçirmiş ve okuyucu ile buluşmasını sağlamak için özverili bir çalışma gerçekleştirmiştir.

Adını Antakya’nın mozaiğinden alan bir kitap.

Bu bir başlangıç, olumlu bir adım…

Kaynağı gür, okuru bol olsun.

Duran Yaşar

 

“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil

midir ki bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?” Mustafa Kemal Atatürk.”

Kategori:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.