Baharın ortasında yaz geldi diye yapraklarından önce salkım salkım çiçek açan mor salkım çiçeği, rengiyle zarif duruşuyla yolunuzun üzerinde bir evin avlusunda tüm güzelliğiyle sizi karşılar. Dörtyol’dan İskenderun’a doğru gelirken yolun sağ kenarındaki Mor salkım ağacını görüp de durmamak olmazdı.
Sosyal medyada paylaşımların tavan yaptığı günümüzde mor salkım ağacı ile fotoğraf, sosyal medyada paylaşım konusu olurda haber olmaz mı? Olur elbette hele de günlerden pazar, yasaklardan pandemi yasağı olursa… Mor salkımdan da güzel bir pazar yazısı olur.
Serpil KORKMAZ
Mor salkımlar Arsuz’da, İskenderun’da, Dörtyol’da kısacası Hatay’da da yetişen bir bitki. Botanik şenri Hatay’da bazen binaların duvarlarına, bahçe duvarlarına sarılan, bazen da tek başına bir ağaç sizi gururla ayakta karşılar eflatun renkli çiçekleri ile mor salkım. Bu zarif çiçeğin adı da anlamlı sabır, zariflik ve onurlu olmayı ifade etmektedir. Beni büyüleyen mor salkım ağacı, hoş kokulu çiçekleri ile çevremizin düzenlemesine ve güzelleştirmesine de katkı sunmaktadır.
Bize güzellikler sunmasının yanı sıra salkım ağacın diğer faydaları ise tiroid rahatsızlıklarına iyi gelmesi stres ve strese bağlı rahatsızlıklara karşı kullanılması kansere karşı koruyucu etkisi ve hafızayı güçlendirici etkileri de ağacın köklerinden çiçeklerine şifa amaçlı kullanılmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde yaygın televizyon kanallarında habere konu olmuştu Mor salkım ağacı. Dünyanın en büyük mor salkımı, Kaliforniya’da bulunuyor ve kapladığı alan 4 bin metrekare. Japonya’nın 144 yaşındaki mor salkım ağacı dünyanın olmasa da Japonya’daki en büyük mor salkım ağacı. Şimdi mor salkım zamanı kendinizi bu mor salkım ağacının altında hissetmeniz ne muhteşem bir duygu. Bu mevsimde bu ağacın gölgesinde olmak ve mis gibi çiçek kokularını ciğerlerinize çekmek vardı değil mi?
Oldum olası severim mor rengi ve tonlarını ve Mor salkım çiçeğini. Mor salkım ağacının hikâyesi var mı diye araştırınca romantik bir hikâyesi ile karşılaştım. Bu romantik ağacın romantik hikâyesi 1800’lü yılların başlarına dayanıyor. Japonya’daki Kabuki tiyatrosunun müzesinde “Wisteria Maiden” olarak adlandırılan ve elinde mor salkım tutan bir kızın resmedildiği tablo bulunuyormuş. Tablodaki genç kız bir gün bir adama âşık olup tablodan çıkmış. Ancak aşkına da yazdığı mektuplara da karşılık bulamadığı için tabloya geri dönmüş. Hikâye bu ya, bu karşılıksız aşk, mor salkım ağacına aşk ve hüzün arasında bir anlam yüklemiş. “Japon Kabuki tiyatrosu bu hikâyeyi sahnelemeye devam ediyor” diye bilgiyle rastlamak da mümkün. Çin mor salkımı da denilen bu ağaç, bir çeşit sarmaşık. Ama tanındıkça rüyaları süsleyen bir doğa şöleni denilebilir.
Oldum olası severim mor rengi ve tonlarını ve Mor salkım çiçeğini. Mor salkım ağacının hikâyesi var mı diye araştırınca gerçeklerden çıkıp geçmişe doğru yol alınca mor salkım ağacının oldukça romantik bir öyküsüne rastlamak mümkün.
Bu romantik ağacın romantik hikâyesi 1800’lü yılların başlarına dayanıyor. Söylenceye göre; Japonya’daki Kabuki tiyatrosunun müzesinde “Wisteria Maiden” olarak adlandırılan ve elinde mor salkım tutan bir kızın resmedildiği tablo bulunuyormuş. Tablodaki genç kız bir gün bir adama aşık olup tablodan çıkmış. Ancak aşkına da yazdığı mektuplara da karşılık bulamadığı için tabloya geri dönmüş. Hikâye bu ya, bu karşılıksız aşk, mor salkım ağacına aşk ve hüzün arasında bir anlam yüklemiş.
“Japon Kabuki tiyatrosu bu hikâyeyi sahnelemeye devam ediyor” diye bilgiyle rastlamak da mümkün.
Efsanelerden çıkıp gerçeğe dönecek olursak Çin mor salkımı da denilen bu ağaç bir çeşit sarmaşık. Ama tanındıkça rüyaları süsleyen bir doğa şöleni denilebilir. Mor salkım ağacının oldukça romantik bir ağaç.
Mayıs ayı Japonya’da mor salkım zamanı olarak bilinir. Japonlar genellikle bu dönemlerde salkım çiçeklerini görmek için seyahat ederler.
Doğaya saygı geleneklerinde olan Japonlar, mor salkım zamanı ülkedeki dev mor salkım ağacını görmek için yolları aşındıralar.
Bu yaşlı ağaç yurt dışından da ziyaretçilerini ağırlar her baharda. Göz alabildiğince mor salkım, göz alabildiğince pembe ve mor tonlarının gökyüzünü bürümesi muhteşem olurdu?