HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 96 ile 99. maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını istedi.
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç’un konuyla ilgili önergesi şöyle:
2 Ocak 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Melih Bulu‘nun Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile atanması; başta Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri olan öğrenciler, mezunlar, akademisyenler olmak üzere tüm ülkede ciddi bir tepkiye neden olmuştur. Öğrencilerin tepkilerini ortaya koymak için yaptıkları eylemlerde yüzlerce öğrenci gözaltına alınmış, öğrenciler ciddi oranda şiddete uğramıştır. Kolu, parmağı, dişleri, kaburgası kırılan, cinsel tacize uğrayan ve vücutlarında şiddet travmaları olan çok sayıda öğrenci vardır.
Ankara Boğaziçi dayanışma eyleminde ise basına yansıyan video görüntülerinde kimi sivillerin polislerle birlikte öğrencilere saldırdığı görülmüştür. Bir öğrenciye yapılan tekmeli, yumruklu saldırının etkisi ile öğrenci bayılmıştır.Başta Ankara’daki eylem olmak üzere Kadıköy’de ve kimi başka yerlerde de kimliği belirsiz sivillerin öğrencilerin kovalanması, hedef gösterilmesi, gözaltına alınması sırasında rol oynadıkları ve öğrencilere şiddet uyguladıkları basına yansıyan görüntülerde görülmüştür. Bu şahısların kimlikleri açıklanmalı, üstlendikleri role son verilerek; bu şahıslar, buna göz yuman polislerve ilgili idari amir hakkında gereken işlem bir an önce başlatılmalıdır.
Bu bağlamda;
1.Gözaltı esnasında ve sonrasında öğrencilere polisler tarafından uygulanan şiddet ile ilgili tarafınızca soruşturma açılmış/açılacak mıdır?
2.Uğradıkları şiddet sonucu yaralanan gözaltındaki öğrencilerin tedavileri neden geciktirilmiştir?
3.Polis sivil kişilerin öğrencilere yönelik saldırısını neden engellememiştir?
4.Polislerle birlikte öğrencilere saldıran bu sivil kişiler kimlerdir?
5.Bu sivil kişiler ve buna izin veren polis memurları/amirleri hakkında soruşturma açılmış/açılacak mıdır?
6.Öğrencilere yönelik sosyal medyada nefret dilini kullanan, linç ve şiddet çağrıları yapan şahıslarla ilgili işlem başlatılmış mıdır?
- Öğrencilerin pandemi gerekçesi ile demokratik protesto hakları engellendiği ifade edilirken, İstanbul Üniversitesi önünde basın açıklaması gerçekleştiren bir grup için ise aynı şartlar geçerli değil midir? Bu çelişkili durumun izahı nedir?
- Öğrencilere, yurttaşlara ve Milletvekillerine uygulanan polis şiddeti ile ilgili sorumluluğunuz gereği bir açıklamanız olacak mıdır?