Türkiye sinemasının nitelikli filmlerini ödüllendirerek, yapımcı ve yaratıcıların yeni filmler üretmesine maddi ve manevi katkı sunan 57. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde yarışan filmler arsında Hataylı Yönetmen Fikret Reyhan’ın “Çatlak”adlı filmi de bulunuyor.
Festival danışmanı, akademisyen ve sinema yazarı Ahmet Gürata ile sinema yazarları Sevin Okyay ve Mehmet Açar’dan oluşan seçici kurulun değerlendirmeleri sonucunda belirlenen 12 film Antalya’da yarışıyor. Dün başlayan 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali 10 Ekimde sona erecek.
Fikret Reyhan’ın “Çatlak”, Tankut Kılınç’ın “Dersaadet Apartmanı”, Nesimi Yetik’in “Dirlik Düzenlik”, Derviş Zaim’in “Flaşbellek”, Orçun Benli’nin “Gelincik”, Erdem Tepegöz’ün “Gölgeler İçinde”, Azra Deniz Okyay’ın “Hayaletler”, Tunç Şahin’in “İnsanlar İkiye Ayrılır”, Atalay Taşdiken’in “Kar Kırmızı”, Barış Gördağ ve Yasin Çetin’in “Koku”, Ferit Karol’un “Kumbara” ve Reis Çelik’in “Ölü Ekmeği” adlı filmleri Altın Portakal ödülleri için heyecan yaşayacak.
Antakyalı Yönetmen Fikret Reyhan’ın yönettiği İstanbul Film Festivali’nde dört ödül birden kazanan “Sarı Sıcak”, uluslararası prömiyerini yaptığı Moskova Uluslararası Film Festivali’nden En İyi Yönetmen Ödülü’yle döndü.
İlk romanı ‘Defne’ 2007 yılında; hikâyeleri ise çeşitli dergilerde yayımlanan Antakya da dünyaya gelen Yüksek Fizik Mühendisi Fı̇kret Reyhan, Sinemaya ‘Üç Para’ (2009) adlı kısa filmle başladı. Ardından ‘Meta- Morfoz’ (2012), ‘Kesit’ (2013) adlı iki kısayı ve ‘Mecliste Bir Gün’ (2013), ‘Geçen Zamanın Peşinde’ (2014) adlı belgesel filmlerini yönetti.
İlk uzun metrajlı filmi “Sarı Sıcak” ın (2017) ardından gelen “çatlak “(2019) ikinci uzun metrajlı kurmaca filmi “Çatlak” 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda! Elde ettiği başarılarla adından söz ettirmeyi başaran memleket sevdalısı sevgili hemşehrimiz Fikret Reyhan’a Ekogündem ailesi olarak altın portakal yolunda başarılar diliyoruz.
Yönetmen Fikret Reyhan Sarı Sıcak filminde; Üretim ilişkilerinin değişmesi ile birlikte sermayenin de el değiştirmesini ve bu değişimden etkilenen insanların hikâyelerini anlatmayı amaçlamıştı. Bu filmde; büyük maddi sorunlarına rağmen geleneksel yöntemlerde direnip hayata tutunmaya çalışan göçmen bir ailenin en küçük oğul İbrahim’in merkezinde olduğu geleceğin hayalini kuran, kendi kaderini belirlemekte kararlı bir genç ve çevresinde gelişen olayları ele almıştı.