Arsuz Belediye Başkanı Dr. Asaf Güven, ‘‘Maden Arama ve İşletme Sahası ihale ilanlarına‘’ ilişkin Türkiye Çevre Platformu tarafından Arsuz Atatürk Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına katıldı.
Basın açıklamasına, Hatay Milletvekili Barış Atay, Arsuz Belediye Başkanı Dr. Asaf Güven, Türkiye Çevre Platformu Genel Sekreteri Oktay Demirkan, Meclis Üyeleri, Siyasi Parti Temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri, Muhtarlar ve halk katılım sağladı. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce, Maden Arama ve İşletme Ruhsatları için ihale ilanlarının yapılacak olması ve bu ilanlarda geçen yerlerin ikisinin Arsuz’da olması sebebiyle Türkiye Çevre Platformu öncülüğünde, sivil toplum kuruluşları ve Arsuz’un dinamikleri ortak bir basın açıklaması gerçekleştirerek bu ihalelere karşı olduklarını ifade ettiler.
Arsuz’un doğasına dokunulmaması gerektiğini belirten Arsuz Belediye Başkanı Dr. Asaf Güven, “Hepimiz Arsuz’u biliyoruz. Arsuz bir tarım kentidir. Tarımın en güzeli Arsuz’da yapılır. Arsuz bir turizm kentidir. Turizmin çok değişik şekilleri Arsuz’da yapılıyor. Ben uzun uzun anlatmayacağım. Arsuz kültürlerin kentidir. Bunu hep birlikte beraber yaşayarak görüyoruz. Arsuz’umuzun bu özelliklerinin sürdürülmesi hepimizin görevi. Arsuz’umuzu bu şekilde kurumak hepimizin görevi. Maden değişik şekillerde işlenebilir. Ama öyle yerler var ki dokunmamak gerekir. Dokunduğunuzda çok zarar vereceksiniz. Doğayı deştiriyorsunuz. Maden arama ile ilgili baktığınızda, kimyasalları bir tarafa bırakın sadece ve sadece kesilen ağaçları düşündüğünüzde, doğaya ne kadar korkunç bir zarar verdiğinizi burada göreceksiniz. Söz konusu olan Arsuz’un bu bölgesi, ihaleye çıkacak olan bir bölge. Ormanıyla, aromatik bitkileriyle, tıbbi bitkilerle çok zengin bir bölge. Aynı zamanda doğal yaşam alanıdır. Bütün bunları bozuyorsunuz. Bu nedenle Arsuz’a zarar vermiş olacağız. Buna biz hep beraber hayır diyoruz. Bunun karşısında olacağımızı belediye olarak, bütün Arsuz halkı olarak burada, belediye başkanı olarak ilan ediyorum. Arsuz dokunmayın! Doğamıza dokunmayın!,” ifadelerini kullandı.
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye genelinde 766 adet yeni maden arama ve işletme ihalesinin gerçekleştirileceğini belirten Arsuz Belediyesi Meclis Üyesi Sadet Berkyürek, “ Hatay’ın ihalesi de eylülde yapılacak. Dokuz yer, dokuz nokta ihale edilecek. Arsuz da Bunlardan nasibini alan yerleşimlerden biri. Sahil yoluna kadar inen iki nokta üst üste geldiği zaman, Arsuz açısından ciddi bir leke oluşturuyor. Bu lekeyi görünür kıldığımızda ortaya çıkan tablo, sahile kadar inen bu görüntü bize burada bir yanlışlık var dedirtiyor. Bu kararın gözden geçirilmesi, bu kararın geri alınması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye genelinde yapılacak ihalelerin, niteliği, içeriği, kazanımları, dezavantajları, bu konuda ilk çıkışı yapan Türkiye Çevre Platformu oldu. Türkiye çevre platformunun bileşenleri olarak buradayız. Oktay abi, Türkiye Çevre Platformu adına, genel sekreteri olarak aramızda ve ortak bildiriyi kendileri sunacak. Ayrıca 17 kuruluşumuz da Arsuz’da ve İskenderun’da yanlışlığını ve gözden geçirilmesi gerektiği düşüncesiyle logolarıyla bize destek verdiler,” dedi.
Arsuz Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. İskender Sayek, “Covid 19’un hepimizi nasıl etkilediğini gördük. Çevre ve doğayla ne kadar çok oynarsak, sağlığımız da elimizden gidecek. Başkanımız da söyledi, turizm, ekonomi, sağlık bu şekilde etkileniyor. Onun için, bizim sivil toplum olarak bu süreci durdurmak için çaba harcamamız lazım. Arsuz kent konseyinin bunun yapılamaması konusunda bir görüşü var. Buna karşı olacağız. Birlikte hareket ederek bunu durdurmaya çalışacağız. Tabi ben hukuki yönlerini bilmiyorum ama Arsuz’la ilgili olan kısma baktığımız zaman 2200 hektar, çok büyük bir alan hakikaten. Kıyıdan başlayıp dağa kadar giden bir yerde görülüyor. Dolayısıyla etkisi de çok geniş bir alanı kapsayacak. Burada bizim sivil toplum olarak, bunun önüne geçecek, sadece arama değil işletmeyi de durduracak. Çünkü arsuz’a yerleştirilen iki maden işletmeyle ilgili ihale açıyor. Demek ki orada bir maden var diye düşünülüyor. Burada daha etkin olabileceğimizi düşünüyorum. Hep beraber bunun önüne geçmemi lazım,“ şeklinde konuştu.
Bir hak ihlali olduğunu belirten Hatay Milletvekili Barış Atay, “Bir hak ihlali ve doğa katliamının arifesiyle karşı karşıyayız. Ben burada milletvekili olarak değil, şehrin bir yurttaşı olarak da konuşacağım. Bütün çocukluğu, Konacıkta, Işıklıda, kıyı kentte, Gülcihan’da geçmiş bir arkadaşınız olarak konuşacağım. Bunun tek bir yolu var. Topyekûn mücadele. O yüzden hiç birimizin yüzünde yılgınlık, bıkkınlık ve korku olmamalı. Bizim içimizde sadece doğamızı, nefes alabileceğimiz her alanı korumak için bir mücadele azmi olmak zorunda. Daha sonra pişman olmamak için bu kalabalıkları daha da kalabalık yapalım, ” dedi.
1986 Çernobil faciasından beri çevre koruma çalışmalarının içerisinde olduğunu belirten Türkiye Çevre Platformu Genel Sekreteri Oktay Demirkan, “ Çevre giderek daha çok kirleniyor ve de daha çok kirletiliyor. Birtakım kişiler var ki çevrenin kirletilmesiyle para kazanıyorlar ve onları durdurmak da size ve bize düşüyor. İskenderun Çevre Koruma Derneğini kurduğumuzda çevre sorunlarının yerel olmadığının farkına vardık ve Doğu Akdeniz Çevre Derneklerini oluşturduk. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Türkiye Genelinde Toplam 766 maden arama ve işletme sahası ihaleye sürülüyor. 7 Eylülde Hatay’daki ihaleler yapılacak. Bu kadar geniş bir alanda maden arama yapılması demek Türkiye’nin her yerin delik deşik etmek demek. Bunların içinde altın, gümüş gibi çevreyi çok kirleten teknolojiyle üretilen madenler de var. Eskiden elekle altın arama dönemleri bitti. Şimdi bu üretimi yapan kuruluşun hepsi o bir gramın peşinde. 1 gram altın elde etmek için, bir ton toprağı tuz buz ediyorlar, sonra da siyanürle o bir gram altını içinden alıyorlar. Sonrada o siyanürle kirlenmiş toprak bize kalıyor.
Hatay’da dokuz yer var. Ne yazık ki Arsuz’da da 2 yer var. Bunlar Tülek ve Tatarlı. Maden arama deyince toprağın altında değil. Sondaj denen bir işlem var. Bu sondajlar madeni aramaktan çok daha kirletici bir işlem. Tamamen kimyasal kullanılıyor. Madeni arama da olsa, madeni işletme de olsa birbirinden daha kirletici teknolojidir. Burada bizim bir avantajımız var. Biz olayı başlangıcında yakaladık. Yani ihale safhasında yakaladık. Yeterli tepki ve sesi yükseltebilirsek, ihaleler iptal edilebilir. Hukuki olarak da iptal edilebilir. Diğer yerlerde maden arama safhasında insanların haberi oldu. Oraya dozerler, matkaplar girdiğinde, işlemler başladığında insanların haberi oldu. Biz ise bunun erken farkına vardık. Burada bize pay gelir, iş sahibi oluruz diye düşünmeyin. Açılan iş sahalarından da, yer altındaki zenginliklerden de yöre halkına hiçbir faydası olmuyor. O yüzden buna karşı çıkalım, sesimizi yükseltelim. Tüm herkesi bu harekete destek vermeye çağıralım.,” dedi.