(İHD) olarak 27 Mayıs 1995’te başlayan ve 700. haftadır devam eden Cumartesi Anneleri/İnsanları eylemi vesilesiyle zorla kaybedilen kişileri hala unutmadıklarını ifade eden İskenderun İHD, konuyla ilgili olarak açıklama yaptı.
İskenderun İHD Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk, açıklamasında şu görüşleri dile getirdi: .
Türkiye’de güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen ve kendilerinden bir daha haber alınamayan insanların aileleri ve insan hakları savunucuları olarak, “Kayıpların bulunması ve adaletin sağlanması” talebiyle başlattığımız barışçıl direniş bugün 700. haftasında.
Aileler ve insan hakları savunucuları olarak 700 haftadır, her Cumartesi saat 12:00’de Galatasaray Meydanı’nda gözaltında kaybedilen yüzlerce insanımızın fotoğrafını taşıyarak Türkiye’nin en uzun erimli protestosunu sürdürüyoruz. Yıllar içerisinde Cumartesi Anneleri/İnsanları etkinliği Diyarbakır, Batman, Urfa, Cizre vb. yerlerde de düzenlenmiştir.
700 haftadır, gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen insanlarımıza ne olduğunu soruyor, onları kaybedenlerin adil bir yargılama faaliyeti sonucunda cezalandırılmasını istiyoruz.
Ancak devlet bugüne kadar gözaltında kaybedilenlerin akıbetini açığa çıkartacak ve onları kaybedenleri ve insanlığa karşı suç olan bu kaybedilmelerde sorumluluğu olanların yargı önünde hesap vermesini sağlayacak bir adalet sistemini devreye sokmadı.
Devletin gücünü sınırlayacak, yurttaşın hak ve özgürlüklerini koruyacak hukuk kurumlarının yokluğu taleplerimizin karşılıksız kalmasına, hakikati bilme ve adalete ulaşma hakkımızın ihlal edilmesine neden oldu.
İHD olarak zorla kaybedilenlere ilişkin taleplerimiz açık ve net:
• Zorla kaybedilenlerin akıbeti ortaya çıkarılmalı,
• Fail ve sorumulular yargı önünde hesap vermeli,
• Devlet gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etmeli,
• Gözaltında kaybetme suçunun fail ve sorumlularını koruyan cezasızlığa son verilmeli; adalet sağlanmalı,
• Gözaltında kaybetme fiilinin insanlığa karşı işlenen suç olarak düzenlenmesine, önlenmesine ve cezalandırılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılmalı ki bir daha asla hiç kimse gözaltında kaybedilmesin,
• Türkiye Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi imzalamalı, onaylamalı ve uygulamalı.
• Türkiye Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni Kuran Roma Statüsü’ne taraf olmalı.
700 haftadır başta Galatasaray’da olmak üzere dile getirdiğimiz bu talepler, demokratik toplumun temel değerlerine, Türkiye’nin anayasal normlarına ve uluslararası hukuk kurallarına dayanan meşru haklardır.
Bu taleplerimizin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel Türkiye’de hukukun üstünlüğünü esas alacak siyasi bir iradenin bulunmamasıdır. İktidarların insan haklarını, yargı bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik politikaları sonucunda hakikate ve adalete ulaşmamız bugüne kadar mümkün olmadı.
İktidarlar, inkar, baskı ve şiddet politikaları ile toplumu duyarsızlığa, suskunluğa sürüklemek isterken biz, 700 haftadır, yılgınlığa karşı inancı, umutsuzluğa karşı umudu, baskıya karşı direnci, inkara karşı hakikati hatırlattık. Umutsuzluğa, korkuya, yılgınlığa yer yok; bunlar kaybetmenin ilk basamaklarıdır diye haykırdık sessizliğimizle.
Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının 700 haftadır bitmedi bekleyişim, eksilmedi özlemim, tükenmedi umudum, kaybolmadı inancım, azalmadı direncim, solmadı karanfilim diyerek Galatasaray’a çıkışı bu yüzdendir.
700. haftamız vesilesiyle hatırlatmak isteriz ki, güvenlik güçlerinin işlediği suçlarda gerçeğin gizli tutulması, bu suçların faillerinin cezasızlık zırhıyla korunması yalnız mağdurların sorunu değil, temel bir hukuk, demokrasi ve insan hakları sorunudur. Hakikati inkar eden, failleri hukukun üstünde tutarak cezasız bırakan devlet politikası, ülkenin demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve barışa gidecek yolu üzerinde barikat kuruyor. Bu barikatı aşmak için mücadele etmek yurttaşlık görevidir.
700. haftamız vesilesiyle bir kez daha kamuoyunu, Türkiye’de yaygın bir şekilde yaşanmış ve bugüne kadar cezasız bırakılmış gözaltında kaybetme suçuna karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. İnsanlık onurunu hedef alan bu suçun cezasız bırakılmaması için herkesi kayıtsız kalmama sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz.
700. haftamız vesilesiyle bir kez daha ilan ediyoruz:
Gözaltında kayıplara karşı mücadele yürüten bizler, hakikat adına, adalet adına ,vicdan ve insanlık onuru adına mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
Kayıplarımızı unutmayacağız!
Gözaltında kaybedilenleri insanlarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz!
Umudun, direncin, inancın ve haklılığın gücüyle sürdürdüğümüz bu mücadelenin kazananı biz olacağız!
700 hafta önceki talebimizi tekrarlıyoruz: Kayıplar Bulunsun, Failler Yargı Önünde Hesap Versin!
Adalet arayışımız sonuç alıncaya kadar devam edecektir.”