İskenderun Özel Palmiye Hastanesi Yöneticilerinden Seval Kirmit Yazar, Gazeteci Serpil Korkmaz’ı ziyaret ederek “Yaşam Parodisi” isimli ilk kitabını imzalayarak olarak sundu. Esnaf Dergisi ve Ekogündem Gazetesi Yazı İşleri Müdürümüz Serpil Korkmaz ile kitap ile ilgili anı ve deneyimlerini paylaşan Seval Kirmit Yazar, insanların kitabı eline aldığında kendisinden bir şeyler bulacağını belirtti. Yazarın bakış açısı ve kitabında yer verdiği düşünceleri yaşamında da uygulaması gerektiğini belirten Seval Kirmit Yazar, “yazar yazdıklarıyla, duygularıyla, yaşam tarzıyla bütünleşmeli” diye konuştu.
Gazeteci Serpil Korkmaz, Seval Kirmit Yazar’ın ziyaretinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek başarılarının devamını diledi.
“İnsan bir şeye uyanıyorsa, o şey artık onda belirmeye başlıyor ve insan kendini buluyor demektir” bu sözler çoğumuzun uzaktan ya da yakından tanıdığı Seval Kirmit Yazar’ın “Yaşam Parodisi” kitabından…
Kendi deyimi ile “yargıladığımız ya da algıladığımız her duygu biziz aslında.” diye uzayıp giden yüreğinden dökülen sözcüklerin harmanlandığı ilk kitabı Yaşam Parodisi’nden.
Yaşam Parodisi’ni elinize aldığınızda kapakta kitabın ismi, yazarı kadar harfler arasında boğulmuşluğa başkaldıran; insan, aşk, inanç, huzur ve sağlık gibi maddiyatla ölçülemeyecek değerlerin yaşamı renklendirdiğine dikkat çekiyor.
Kitapla alakalı imza-söyleşi ve sohbetlerde dile getirdiği “üçüncü çocuğum” tanımlaması dikkat çekici bir tanımlama oldu.
Duru güzelliğinde saklı zarafeti ve çalışkanlığı ile tanınan Seval Kirmit Yazar, toplumuzdaki çok kimlikli kadınlardan.
Önce insan, anne, eş, iş kadını, evlat… Bölgemizin yetiştirdiği tanınmış işadamlarından Cemil Kirmit’in kızı, Diş hekimi Emir Selim Yazar’ın sevgili eşi, Ruhuna ilham veren Ali Emre ve İrem’in annesi Seval Kirmit Yazar, kitabının iç sayfasında; “Önemli olan farklı olabilmek değil farkında olabilmek” diyerek anlamlı bir mesaj verdi.
Birbirinden anlamlı yazılarından birisini satır aralarında “Evrenin bana yüklediği anlama başladım satırlarıma.” Diye uzayıp giden “BEN BİR GARİP AĞACIM GEZİ PARKINDA” başlıklı yazısını siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
BEN BİR GARİP AĞACIM GEZİ PARKINDA
Yapraklarım titriyor anne,
Ama korkudan değil.
Kökümden, gövdemden geçmekten değil,
Ölmektense hiç değil anne.
Üzerime doğru gelen kepçenin sarsıntısından anda değil,
Savunmasızlığımı savunanların haykırışlarındandır o, anne.
Sen burada doğmuştun anlatırsın ya hep
Ninemden gizli babamla bakıştığınız günleri.
Cumhuriyetin ilk Parkı değil miydi burası?
Gurur duyardın ya benimle;
Cumhuriyete bir evlat daha ben verdim diye.
Doğduğum gün haykırmış ya babam;
Ne kadar ayırırsan ayır,
Sevenler kavuşur ey koca çınar.
Bugün güneş niye doğmuyor anne.
Bu bulut yığını nedir her yerde?
Bu çığlıklar bu acılı haykırış,
Gövdemde açılan delik bir karış.
Bedenim değil, gözlerim yanıyor anne.
O rengarenk çiçekler neden soluk,
Otların üzerinde koşuşmuyor artık çoluk çocuk.
Köklerimi sıkı sıkı tut anne,
Bir garip ağaç için bir halk uyanıyor.
Oğlumun uykusuyla başladığım ve bir halkın uyanılışıyla devam ettiğim bu sayfalarda Evrenin bana yüklediği anlama başladım satırlarıma. Geçen zaman içinde kavuştuğum ikinci yavrumu alınca kucağıma artık sığmıyordu yazacaklarım şu garip aklıma. Kızıma adanmış bir sayfa olmadıkça kitabımda, tamamlanmış sayılmazdı anlam bu canım da.
Sevgili Pıtırcığım’a
Yaşadığım en güzel pembe ağustostu… Yıl 2009. En sıcak, en yakıcı,en asi… Ellerimi bir kez daha çırpmanın mutluluğunu, kucağıma ikinci bebeğimi almanın heyecanını ve mavi gözlerinin şefkatli çağrısını hissediyordum tüm benliğimde.
Sevgim ikiye bölünmüş bir çocuk sevgisi değil, karesi alınmış bir tutkuya dönüşmüştü seninle birlikte. Bana kahve yapıp balkona getireceğin ve sinemaya gideceğimiz günlerin hayalini çok erken kurmuştum. Kıyafetlerimden yiyeceğin ama hiç iznini almayacağın o günlerin…
Birbirimize ters düşerken “Babasının kızı” dediğimde aslında en çok bana benzediğin gerçeğini görmezden geliyordum şimdi. Sen de ağabeyin ve babanla yaşadığım mutluluğun en kıymetli dört köşesinden birisin. Seninle yeniden duyumsamıştım; ayak seslerine gülümsemeyi, gece çıkardığın homurtuların dahi bana yaşama sevinci oluşunu. Sen kızı olmayan bir annenin asla anlayamayacağı bir duyguyu tattırdın bana. Varlığınla varlığımın keşfini sağladığın günden beri aramızdaki o özel bağın bugünlerde dilimden düşmeyen adı bende: “İrem kızım, sevgi pıtırcığım”.
İnsanın kendi bedeninde kendi türünden bir canlıya sahip olması, besinini duygulardan alan bir tohumu ana rahminde koruması ve zamanı geldiğinde kendi varoluşundan daha büyük bir deneyime doğması, sancıların bir nefeste son bulması. iki insanın cana sahip çıkma yolunda bir damla gözyaşında buluşması.
Seval Kirmit Yazar / Yaşam Parodisi