Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Türkiye genelindeki izabe tesislerinin bacalarından çıkan tozları hammadde olarak kullanan; Karabük, İskenderun, Aliağa ve Kayseri’de bulunan geri kazanım tesislerine savaş açtı. Konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenleyen Başkan Vergili; “Sayın Çevre Bakanımızın seçim bölgesi de büyük bir çevre felaketi ile karşı karşıya” dedi.
Sekiz yıllık görev süresi boyunca yaptıkları çalışmalar neticesinde şehirdeki hava kirliliğini minimum seviyeye indirdiklerini belirten Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, yaptığı açıklamada çevre felaketlerinin kaçınılmak bir hal alacağını söyledi.
Karabük Organize Sanayi Bölgesinde faaliyetlerini sürdüren ve Türkiye demir çelik sektörünün önemli kuruluşlarından; Çolakoğlu, Kaptan, İCDAŞ, Diler ve Kroman şirketlerinin ortağı olduğu, MARZINC Tesislerinin yapımında ve ruhsatında Karabük Belediyesi olarak herhangi bir imzalarının olmadığını belirten Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, sanayi kuruluşlarına karşı olmadıklarını ancak, tesislerin çevreye uyumlu bir şekilde kriterleri barındırması gerektiğine vurgu yapan Vergili açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Benim kişisel görüşüm; bu tip tesislerin yapılması ekonomiye çok iyi katkılar sunabilir. Ancak bu tesislerin tüm kriterlere uygun olarak yapılması ve çalıştırılması çok önemli bir olaydır. Bu tesislerin asıl amacı toz tutma filtrelerine biriken tozun içeresindeki çinko ve kurşunu tekrardan ekonomiye kazandırmak. Ancak ekonomiye kazandırılırken de dünya standartlarına uygun işlemlerin yapılması da şart. Karabük’ümüzde ki MARZINC firması Türkiye’deki ilk 100 zenginlerin içerisinde olan beş kuruluşun ortaklığında bir şirket. Bunların derdi Marmara Bölgesindeki işletmelerinin içerisindeki çöpü, pisliği Karabük’e yollayıp, Çevre Bakanlığının vermiş olduğu kriterlere uydu gözükmek.
Kendilerine defalarca ikaz ettiğimiz halde bu arkadaşların bu kriterleri yerine getirmedi. Bu tesisi düzgün bir şekilde çalıştırmaları mümkün değil. Sürekli olarak bakanlığı yanıltarak, ellerine almış oldukları belgeler ve raporlarla işletmelerin devamını sağlıyorlar. Yalnız bu Karabük’ün konusu değil. Bu işletmelerden Karabük’ün dışında; Aliağa’da, Kayseri’de ve İskenderun’da da var. Bunların ÇED raporlarının hepsinde, bakanlığı yanıltacak bilgi, belge ve dokümanlar var. Normal dünya standartlarına göre yapılacak tesislerin kriterlerine kesinlikle uygun değiller. Elimde internet sitesinden indirmiş olduğum bilgi ve belgeleri mevcut. Bakanlıkta bu güne kadar bunlara, siz ne yapıyorsunuz kardeşim diye hiç hesap sormamış.”
“Çinko ve kurşun buharlaşma ölçüm cihazlarının kurulması şart”
Aynı zamanda kendisi de dünya çapında bir demir çelikçi olan ve dünyanın değişik ülkelerinde birçok tesis kuran Karabük belediye Başkanı Rafet Vergili; “Bu tesislerde yalnız bacaların ölçülmesi yeterli değil, tesisin içerisine çinko ve kurşun buharlaşma ölçüm cihazlarının kurulması şart. Ayrıca açık depolama yönteminin yeniden belirlenmesi ve bu tip tesislere zehirli atık yönetmeliğinin uygulanması gerekir. Bu tesislere kendi su arıtma tesisini kurma şartı ve atık sularını şehir şebekelerine bağlama yasağı getirilmeli, ayrıca bu firmalar tesisleri kuran firmalardan AB standartlarında çalışma taahhüttü almalı” dedi
“Sayın Çevre Bakanının memleketi de çevre felaketi riski taşıyor”
Aynı problemin, Aliağa, İskenderun ve Kayseri’de de yaşandığını iddia eden Başkan Vergili, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye de çağrı yaparken, “Sayın Bakanın seçim bölgesi de büyük bir felaketle karşı karşıya, buradaki en büyük sıkıntı şu; bu tesisler Karabük’te, Aliağa’da, İskenderun’da ve Kayseri’de zehir depoları ortaya çıkartmakta. Hatta İskenderun’daki çok daha vahim, çünkü oradaki tesis bu atıkları Amik Ovasında bir noktada depoluyor” dedi.
“Atıkların çimento üretiminde kullanılması mümkün değil”
Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili açıklamalarının devamında ise, bazı raporlarda çıkan atıkların değişik alanlarda kullanılacağı taahhütlünün gerçekleri yansıtmadığını da iddia ederken; “MARZINC’ın ÇED Raporunda, çıkan atık maddelerin Bartın Çimento Fabrikasında değerlendirileceği yazıyor. Bu madde, hiçbir zaman çimento üretiminde kullanılması uygun olmayan bir madde. Ayrıca karayollarında dolgu malzemesi olarak kullanılacağı yazıyor, hiçbir zaman bu alanda da kullanılması mümkün değil. Bunların bakanlık tarafından öncelikli tehlikeli atık maddesi sınıfını alınıp depolanması şart. Bakanlığı yanıltan diğer bir kuruluş ise Bartın Çimento Fabrikası. Bu arkadaşların elini güçlendirmek içinüniversiteye bir rapor hazırlattırıyorlar ve bu rapor neticesindeBartın Çimento diyor ki, ‘ biz bunu çimento ürününde kullanacağız’. Müracaatlarını yapıyor, 17.04.2017 tarihinde 4758 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından alternatif ham madde olarak Bartın Çimento Fabrikasına izin veriyor. Buradan alınmış izine göre, MARZINC’da biriken tonlarca maddeyi yükleyip Bartın Çimento Fabrikasının önüne yığacağım. Öncelikle oradan başlayacağım. Bu tamamen bakanlığı aldatma. Birilerinin para karşılığı bu atıkları alıp bir yerlere atma metodundan başka hiçbir şey değil. Bunu kullanıyorum diyen kuruluş alır, kullanır bizde burada konuşmayız. Bu arkadaşlarımız kendi fabrikalarındaki bu pislikten kurtulmak için Karabük’teki MARZINC fabrikasına gönderiyorlar. Hiçbir yönetmenlik, usul ve esasları uygun olmadan ve hiçbir prosese dikkat etmeden, buradan bir kazanç düşünmeden burada bir işlem yapıp, biz bu maddeden nasıl kurtuluruz hesapları yapıyorlar. Bunların ellerindeki bu tozun içerisindeki çinko oranı %8 ile %29 oranına kadar artabiliyor. Bu tesislerinde amacı bunun içerisindeki çinkoyu %1 kadar düşürerek çinkoyu almak” şeklinde konuştu.