1 Mayıs’ın Birlik ve Mücadele günü oluğunu anımsatan Eğitim İş Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Sinan Cibaroğulları, “Emeğimize Ve İş Güvencemize Sahip Çıkmak İçin 1 Mayıs’ta Alanlardayız” dedi.
Cibaroğulları, İşçi sınıfının haftanın 6 günü 12 saat çalıştırılmasına karşı haftada 5 gün, günde 8 saat çalışma talebiyle ABD’de başlattığı grev ve eylemlerde yüzlerce işçinin işten atılma ve öldürülme pahasına ırk ve din ayrımı gözetmeksizin burjuvaziye karşı gösterdikleri sınıf dayanışması olduğunu belirtti.
“Emeğimize Ve İş Güvencemize Sahip Çıkmak İçin 1 Mayıs’ta Alanlardayız”
1 Mayıs’ın II. Enternasyonal’ın kararıyla 1890 yılından bu yana 1 Mayıs “Uluslararası İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlandığını anımsatan Eğitim İş Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Sinan Cibaroğulları, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşleri dile getirdi.
“Bu yıl 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü, 15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilen AKP Hükümeti’nin ilan ettiği OHAL’le birlikte kamu emekçilerinin ve işçi sınıfının kazanılmış haklarına karşı giriştiği saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşmektedir.
Kamu emekçilerinin iş güvencesinin elinden alınması istenmesi, taşeronlaştırmanın, esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının giderek ağırlaşmasına yönelik yasal düzenlemeler ve atılan fiili adımlar sürmektedir.
Bizler kamu emekçileri olarak işçi sınıfının bir parçası olduğumuzun, geleceğimizin tüm emekçilerle birlikte şekilleneceğinin farkındayız. AKP iktidarının ve Cumhurbaşkanının “İşçi ve memur ayrımını ortadan kaldıracağız” söylemi ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılması planlanan değişiklikle iş güvencesinden yoksun bir kamu istihdamı oluşturulmak istenmektedir.
AKP iktidarı her fırsatta memurun iş güvencesine yönelik saldırılarda bulunmaktadır. Siyasal iktidarın istediği memurların hukuka değil kendisine bağlı olmasıdır. Bunu sağlamanın birinci koşulu devlet memurlarının iş güvencesini ortadan kaldırmaktır.
Hedefleri; kamu kurumlarının tamamının baştan aşağı yapılandırılması ve emperyalizmin ihtiyaçları doğrultusunda ticarileştirilerek özelleştirilmesidir.
Eğitim-İş olarak; kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldıracak, kamusal hizmetleri ticarileştirip, özelleştirecek, ulus devleti çökertecek ve sendikaların kapısına kilit vurulmasına neden olacak girişimlere karşı Hükümeti uyarıyoruz. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır.
Sermaye güdümlü iktidarlar eliyle, ülkemizdeki emeğin sömürülmesi düzenine, emekçilerin “Birlik, mücadele ve dayanışma” ruhuyla karşı koyulacağına inanıyoruz. Bu mücadele kazanıldığında;
-Emekçi alın terinin karşılığını alacaktır.
-Yoksulluk ve işsizlik yok edilecektir.
-Hakça bir paylaşım düzeni kurulacaktır.
-Herkes için güvenceli bir iş, herkes için insanca yaşam hakkı sağlanacaktır.”
-Cumhuriyetin laik, demokratik eğitim politikaları yaşama geçirilecektir.
-Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, bizlere emanet ettiği çağdaş, laik, demokratik Cumhuriyet daima yükselecek, ebediyen yaşayacaktır.
Bütün emekçiler temel hakları ve ekonomik talepleri için birleştiğinde, daha adil ve özgür bir dünyanın kurulacağını, emeğimizi sömürenlerin ise “bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gideceklerini” ve “bu güzelim memlekette hürriyetin en şanlı elbisesiyle elini kolunu sallaya sallaya dolaşacağını” biliyoruz.
Yaşasın Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü… Yaşasın 1 Mayıs!”