Hatay’ın tarihi ve kültürel zenginliği, doğası ile gezip görülecek önemli merkezlerden birisi olduğuna dikkat çeken Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, doğup büyüdüğü Hatay’ı “Hikayesi olan bir şehir” olarak tanımladı.
İskenderun Gazeteciler Cemiyeti’ne yaptığı ziyarette Hatay’ile ilgili kültür ve turizm atılımları hakkında gazetecileri bilgilendirdi. Hatay ile ilgili yayınlanan ek ile ilgili gazetecileri bilgilendiren Hüseyin Yayman, Ekogündem Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Serpil Korkmaz ile günün anısına fotoğraf çektirdi.
Hatay’ın tanıtımına önem verdiklerini anlatan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı “Hatay’a dair anlatılabilecek sayısız efsane ve hikâye var. Ama benim de doğup büyüdüğüm Bu Toprakları anlatmaya başlamak için belki de en doğru kelime hoşgörüdür. Söz konusu Hatay olduğunda empati gelişi güzel seçilmiş bir sözcük olmaz. Çünkü Hatay, 21 yüzyılda bile barışa kardeşliğe aç bir dünyaya binlerce yıldır eşine az rastlanır bir hoşgörü dersi vermekte. Hatay’da binlerce yıldır Türkü Arabı, Kürdü, Müslüman, Hristiyan, Yahudi’si barış içinde yaşıyor. Hatay Birlik ve kardeşlik içinde bir arada yaşama kararlılığına sahip. Bunu Hatay’ın her sokağında, her insanında hissedersiniz. Hatay hikâyesi olan bir şehirdir.”dedi.
Hatay’ın barış iklimi kadar Barış iklimi kadar cazip olan diğer yönü de tarihsel ve kültürel zenginliklerine işaret eden Bakan Yardımcısı Yayman, Travel dergisinin “Mozaik Diyarı Hatay” adlı ekinde Hatay’ı şöyle anlattı:
“Antakya’da ilk yerleşim tarihi M.Ö. 8000’e kadar uzanıyor Hatay aynı zamanda bir Efsaneler Diyarıdır. Bu olağanüstü bir tarihsel ve kültürel miras demek şüphesizdir şehri Büyük İskender’in ölümünden sonra Seleukos kuruyor. Daha sonra pek çok medeniyet gelip geçiyor bu topraklardan; Parslar Sasaniler Bizanslılar Abbasiler Tolunoğulları Akşitler, Hamdanoğulları, Selçuklular, Haçlılar, Memluklular, Osmanlılar… Hatay 638 yılında Ebu Ubeyde Bin Cerrah tarafından fethedilerek İslamiyet ile tanışıyor. Bu bakımdan şehir Türk-İslam tarihi açısından da çok önemli örneklerle doludur. Daha sonra Selçuklu, Memluklu, Yavuz’un fetihleri ile de Türk medeniyeti ile tanışıyor Hatay…
1937 de bağımsız Hatay Devleti kuruluyor. 1939’da Hatay nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanıyor. Bunca yılın izleri Hatay’da en çarpıcı haliyle karşımıza çıkıyor. Dünyanın ilk mağara Kilisesi olan Saint Piyer Kilisesi UNESCO’nun Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan ve Hatay’ın bir inanç ve hoşgörü merkezi olmasına katkı sağlayan bir ibadethane Sen t. Simone Manastırı da öyle. Anadolu’nun ilk Camisi Habib-i Neccar Camii de burada şehrin merkezinde 1700’lerden bu yana Musevi Vatandaşlarımızın kullandığı bir havra da yer alıyor. Ayrıca Ortodoks Katolik ve Protestan Kiliseleri bulunuyor. Dünyanın en büyük ikinci mozaik sergileme alanına sahip Arkeoloji Müzesi de, İstanbul’dan sonra zamanın en uzun surlarına sahip Antakya Kalesi’de yine Hatay’da.
Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış Amanos Dağları’nın kucağındaki bu kadim şehirle tanışmaktan fazlasıyla memnun kalacağınızı düşünüyorum. Şimdi size doğup büyüdüğüm, yollarında yürüdüğüm derelerinde yüzdüğüm, hayallerimin şehriye Hatay’ımızın güzellikleriyle baş başa bırakıyorum…”
“Akdeniz’deki yükselen yıldız Hatay”
Hatay turizmi ile ilgili değerlendirme yapan Hatay Valisi Erdal Ata, Hatay’ı “Akdeniz’deki yükselen yıldız Hatay” olarak tanımladı.
Travel dergisinin “Mozaik Diyarı Hatay” adlı ekinde Hatay Valisi Erdal Ata, şu görüşleri kamuoyu ile paylaştı:
“Hatay Türkiye’nin Ortadoğu’ya Ortadoğu’nun da Akdeniz’den dünyaya açılan kapısı. Binlerce yıllık tarihiyle medeniyetlere ev sahipliği yapmış yeşilin ve mavinin eşsiz kenti bir tarafta Amanos Dağları ve yaylaları diğer tarafta başta Amik Ovası olmak üzere verimli ovaları ile bir doğa cenneti. Zeytini, pamuğu, narenciyesi ile tarımın; Demir Çelik üretimi ile sanayinin; kültürel mirasıyla ve daha birçok değerleriyle de turizmin Akdeniz’deki yükselen yıldızı.
Barışın sevginin hoşgörünün merkezi medeniyetlerin buluştuğu, Anadolu’daki ilk caminin ve dünyadaki ilk mağara Kilisesi’nin de ev sahibi M.Ö. 11 bin yıllarına kadar dayanan binlerce yıllık geçmişine ve onlarca uygarlığa ev sahipliği sonucunda ortaya çıkan muhteşem zengin kültürel miras, termal kaynaklarının bolluğu, doğa sporları imkanı kongre ve eko turizmine uygun coğrafyası ile ülkemizin önemli bir turizm noktası.
HeM İslam alemi için hem de Hristiyan dünyası için önemli olan Anadolu’daki ilk cami olma özelliğini taşıyan Habib-i Neccar Camisi, dünyada ilk ışıklandırılan Cadde olan Kurtuluş Caddesi, dünyanın ilk mağara kilisesi olan ve aynı zamanda Hristiyanlık kavramının ilk kullanıldığı kilise olan St. Piyer Kilisesi, eser zenginliği yönünden dünyanın en büyük ikinci Mozaik Müzesi ilimizde bulunuyor.
Nesli koruma altında olan caretta caretta ların ve yeşil kaplumbağa türü deniz kaplumbağalarının üreme alanı, diğer taraftan dünyanın en uzun sahillerinden olan Samandağ sahili ve Asi Nehri kıyısında yetişen dünyanın en iyi ney kamışları hep ilimizde.
Hatay 1500-2000 yıllık yemeklerinin tariflerini değiştirmeden günümüze intikal ettirdiği zengin mutfağı; barış ve huzur sevginin bir arada olduğu medeniyetlerin buluştuğu Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da Marka Kent ilan ettiği 15 kentten biri.
Hatay’ın Turizm potansiyeli son derece zengin, çünkü yörenin turizm potansiyelini besleyen kültürü ve kültürel değerleri alabildiğine yoğun ve geniş. Tarihte sözü edilen 23 medeniyetinin 13’ünün izlerini bu bölgede görmek mümkün. Bu da Hatay Medeniyetler yönünden çok köklü çok zengin bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Anlatmakla bitiremeyeceğimiz zenginlikleri hakkında bir bilgi bağlamında hazırlanan bu eki ilgilenenlerin faydalanacağı bir çalışma olarak beğeninize sunuyoruz.”
Şimdi ise Hatayı görmek için 50 sebep
Hatay’ı görmeniz için onlarca neden sayabilirsiniz. Zor kısmı nereden başlayacağınızı karar vermektir.
Öncelikle Hatay’ın yüzyıllar öncesinden insanların verilmiş bir medeniyet ve hoşgörü dersi gibi olduğunu belirtmemiz gerekir. Bu şehirde üç büyük dinin ibadethaneleri birbirleriyle yan yana duruyor.
Hristiyanların ilk Kilisesi de Anadolu’nun ilk Camisi de 1700’lerden kalan bir Musevi havrası da buradadır. Ve işte Hatay görmek için 50 sebep…
Muhteşem Doğa Harbiye Şelaleleri, Samandağ Plajı, Arsuz Plajı, Kaplıcalar Asi Nehri Amanos Dağları, Tarihi Zenginlik, Üç Dinin İbadethaneleri Habibi Neccar Camii Ulu Camii St. Piyer Kilisesi, Katolik Kilisesi, Ortodoks Kilisesi, Musevi Havrası Beyazıt Bestami Türbesi, Sarı Selim Camii, Çok Kültürlülük, Vakıflı Köyü, İskenderun, İskenderun Limanı Ve Sahili Tarihi Ve Kültürel Değerler, St. Simon Manastırı, Payas Kalesi, Titus Tüneli, Beşikli Mağara, Antakya Kalesi Ve Surları, Bakras Kalesi, Kozkalesi, Cin Kulesi, Sarıseki İmma Kalesi, Hıdırbey Asırlık Çınar Ağacı, Sokullu Külliyesi Barlaam Manastırı Tell Atçana Höyüğü, Kanuni Sultan Süleyman Kervansarayı, İsos Harabeleri, Uzun Çarşı, Kurşunluhan, Yöresel Yemekler, Hatay Künefesi, Tepsi Kebabı, Hatay Kahvaltısı, Mozaikler, Hatay Arkeoloji Müzesi, Mimari İzler, Antakya Evleri Geleneksel El Sanatları, Doğal Ürünler.