İMEAK İskenderun Deniz Ticaret Odası Dumlupınar’ın 81 Türk Denizci şehitlerini andı!

Published on:  /   Yorum yapılmamış

Bu gün  68 yıl önce 4 Nisan 1953 yılında Çanakkale Boğazı  Lara buru açıklarında İsveç Şilebi ile çarpışarak Çanakkale Boğazı’nın sularına gömülen Dumlupınar denizaltısında  81 Türk Denizci şehit oldu.

Denizcilik tarihinin en vahim olaylarından birisinin yaşandığı bu gün;  İMEAK İskenderun Deniz Ticaret Odası, sosyal medya hesabından anma mesajı paylaştı…

İMEAK İskenderun Deniz Ticaret Odası’nın paylaşımı şöyle:

“4 Nisan 1953 günü Nara Burnu açıklarında Nabolantd adlı İsveç Şilebi ile çarpışarak Çanakkale Boğazı’nın sularına gömülen Dumlupınar denizaltısında şehit olan 81 Türk Denizcimizi rahmet ile anıyoruz. Kahraman şehitlerimizin ruhları şad olsun… “

Dumlupınar Denizaltısı (Ah bir ataş ver türküsünün yürek dağlayan hikayesi)

O kahreden olay 4 Nisan 1953 yılında yaşanmıştı. Çanakkale Boğazı açıklarında Lara buru açıklarında Türk donanmasına ait Dumlupınar denizaltısı, uzun ve yorucu bir görevden sonra donanmasıyla birlikte istirahata çekilmek üzere limana yanaşıyordu.

Hava şartları çok kötüydü, sis vardı, yağmur vardı… İstirahati hayal eden donanma limana yaklaşırken çok büyük bir gürültüyle sarsıldılar. Denizaltı İsveç donanmasına ait bir şileple çarpışmıştı. O sırada 8 kişi güvertedeydi ve bunlardan 2’si pervaneye takılarak öldü, 1’i boğularak öldü, 5 kişi ise kurtarılabildi. Geminin içerisinde ise 81 mürettebat vardı ve sadece 22 kişi torpidoya saklanarak kurtulmayı başarmışlardı, tabi ki kendilerini bekleyen daha kötü bir sondan habersizce.

Denizaltı denizin dibini boylamıştı. Topridodaki 22 kişi yüzeye bir şamandıra fırlatarak içerisindeki telefon kablosu aracılığıyla merkezle iletişime geçtiler. Olayı anlata mürettebatta merkezden cevap gelmişti “Gerekmedikçe konuşmayın, türkü söylemeyin ve sigara içmeyin”

Kahraman askerler olacaklardna habersiz bir şekilde ülkelerinin kendilerini kurtarmalarını bekliyordu. Fakat kendileri dışındaki herkes durumu biliyordu o zamanın teknolojisiyle o askerleri oradan çıkarmanın mümkünatı yoktu.

O sırada O anda askerlere bir anons geldi ” rahatça konuşabilirsiniz, türkü söyleyebilirsiniz, sigara içebilirsiniz”

Umutlar tükenmişti askerler artık ölümü bekliyordu. 22 kahraman askerin son sözleri “herşey buraya kadarmış kumandan, birer cigara yakalım mı?” oldu.

Tüm ülke seferber olmuştu ama sonuç belliydi kurtulamayacaklardı. Kurtaran gemisi olaydan 12 saat sonra ancak oraya gelebilmişti. 25 saat sonra ise anca sabitlenebilmişti. O sırada şamandıra ile torpido arasındaki kablo kesildi ve iletişim koptu. Dalgıçlar 100 m’ye yakın derinlikteki Dumlupınar batığına erişmeye çalışyorlardı ama nafile. Hava çok kötüydü su altı dalgaları dalgıçları savuruyordu. Kurtaranın yanlışlıkla kestiği kablo olmayınca dalgıçların kabloyu takip etmesi de olanaksızlaşmıştı. On bir dalış yapıldı ama hiçbiri başarılı olamadı. Yine de Yılmaz Süsen adlı bir dalgıç 80 m dalmayı başarmış hedefine 11 m kalmıştı. İşte o anda basınca dayanamayıp şuurunu kaybetti. Vurgun yemenin kıyısından dönmüştü. 15 saat sonra ancak şuurunu açabildiler. Kurtarma çalışmalarına katılan Amerikalılar dalgıç için şu cümley kullanmışlardı “Ölümle arasında hiçbirşey kalmamıştı” 7 Nisan’da 3 gün süren çalışmalar sonucunda Milli Savunma Bakanlığı artık kurtarma çalışmalarını durdurduğunu ve umutların kesildiğini bildirdi.

22 asker ölüme terkedilmişti. Türkiye’nin en karar günlerinden birisi 4 Nisan 1953 olarak tarihe geçti. “Ah bir ataş ver” türküsü ise buradan gelmektedir. Hikayesini bilen herkes her duyduğundan gözyaşlarına bu nedenle boğulur..

  •  Dumlupınar Denizlatında Şehit Olan Askerler

    Subaylar: 
    Kurmay Albay Hakkı Burak, Makine Kıdemli Yüzbaşı Naşit Öngören, Makine Yüzbaşı Affan Kayalı, Güverte Üsteğmen İsmail Türe, Makine Üsteğmen Fikret Coşkun, Güverte Teğmen Bülent Orkun, Güverte Teğmen Macit Şengün

    Astsubay Kıdemli Başçavuşlar: 
    Şevki Özsekban, Ali Tayfun, Emin Akan, Ömer Öney, Mehmet Denizmen, Sait Yıldırım

    Astsubay Başçavuşlar: 
    Cemaleddin Denizkıran, Salahaddin Çetindemir, Zeki Gider, Kemal Acun, Hüseyin Uçan, Cemal Kaya, Naci Özaydın

    Astsubay Çavuşlar:
    Bahri Serseren, İhsan İçdemir, Selami Özben, İbrahim Altıntop, Şaban Mutlu, İhsan Coşkun, Hamd Reis, Samim Nebioğlu, Mustafa Doğan, İhsan Aral, Zeki Açıkdağ, Necdet Yaman, Tuğrul Çabuk, Mehmet Ali Yılmaz
    Mükellef Çavuşlar: 
    Karasulu Veysel Saygılı, Rizeli Ramazan Yurdakul
    Mükellef Onbaşılar: 
    Milaslı Niyazi Giritli, İstanbullu Züğfer Ceylan, İstanbullu İbrahim İşlemeci, Trabzonlu Murat Yıldırım, Bodrumlu Mehmet Kızılışık, Bodrumlu Emin Süzer
    Erler: 
    Çanakkaleli Mehmet Demirel, Bigalı Ali Gökçü, Antalyalı Nurettin Alabacak, Bandırmalı Ömer Yalçın, Edremitli Ali Aslan, Lapsekili Ülfeddin Akar, Şileli Bekir Sarı, Sürmeneli Yusuf Demir, Rizeli Mehmet Aydın, Sökeli Mustafa Özsoy, Marmarisli Nuri Acar, Çorlulu Hüdai Çağdan, Lapsekili Kadir Demiroğlu, Tekirdağlı Fikri Ulaştırıcı, Bigalı Hüseyin Sayım, Bartınlı Hüseyin Kayan, İzmirli Kenan Odacıoğlu, Lapsekili Ahmet Günal, Bartınlı Mustafa Taşçı, Çanakkaleli Hasan Bozoğlu, Bursalı İbrahim Aksoy, İzmirli Feridan Kırcalı, Ordulu İsmail Özdemir, Çarşambalı Hasan Arslan, İnebolulu Ahmet Özkaya, Çanakkaleli Enver Uçar, Foçalı Necati Kalan, İnebolulu Murat Suyabatmaz, Giresunlu Mehmet Demir, Giresunlu Galip Yılmaz, Göreleli Hasan Kelleci.

     

  • Kaza Sonrası ve Kurtarma Çalışmaları :

    Albay Hakkı Burak, Amerika’ya gidecekken, eşinin “Orası çok uzak” diye istemeyişi üzerine Dumlupınar’daki bir arkadaşıyla yer değiştirir. Dumlupınar battığında “ Neyse ki o Amerika’da” diye buruk bir sevinç duyarken yakınları, geç gelen ve “Ben Amerika’ya gitmekten vazgeçtim Dumlupınar’da görevdeyim” satırlarını içeren mektubu hepsini yasa boğdu.

              ***

    Genç kız dev bir karaltı görür. Güneyden gelen bir denizaltı… Pencereyi açar ve mesajını gönderir : “ Seni Seviyorum … ”

                Kulede bulunan, I. İnönü denizatlısı komutanı Bahri Kunt işareti görünce gülümser: “Hay Allah, bu kız denizatlıları şaşırdı. Nişanlısının denizatlısı bizim önümüzdeydi.”  Bir anlık tereddütten sonra yanıt gönderilmezse genç kızın telaşlanacağını düşünerek, karşılık verilmesini söyler. Ne gönderileceği sorulunca şunu söyler: “Ebediyete kadar…”

                O gece Dumlupınar’da şehit düşen İsmail Türe, onu ebediyete kadar sevecekti…

                Genç kız rahat bir nefes alarak yatağına uzandı ve yorgun gözlerini kapadı.

                 ***

    Kazadan sonra derhal Gölcük Denizaltı Filosu Komutanlığı uyarıldı. Komutan Fahri Korutürk’tü. Maltepe önlerinde demirlemiş olan Gölcük Muhribi hemen Hereke’ye hareket etti ve Orgeneral Fahri Korutürk’ü alıp, Çanakkale’ye doğru yola çıktı.

                  ***

    Eceabat limanında demirli bulunan Gümrük Motoru personeli, birinin kaza haberini vermesi üzerine derhal kaza yerine gider. Denizin üzerini ararken tahsiliye sandalındaki beş denizciye rastlar. Onları alıp Çanakkale’ye götürür. Beş denizci buradan vasıtalarla Çanakkale Devlet Hastanesine götürülür.

    Saat 8 sularında, balıkçıların battı şamandırasını bulduğu haberi gelir.10 Numaralı Gümrük Motoru derhal şamandıranın bulunduğu yere gider. Gümrük Motorunun ikinci çarkçısı Selim Yoludüz şamandırayı kaldırdı ve yazıyı okudu : Dumlupınar denizatlısı burada battı. Kapağı açın ve irtibat kurun.

                Selim Yoludüz kapağı açar ve korkarak seslenir

    –         ­­­Alo

    –         Buyrun, ben Astsubay Selami.

    –         Nasılsınız? Kaç kişisiniz?

    –         22 kişiyiz. Neredeyiz? Ne oldu?

    –         Nara’dasınız geminiz battı. Endişelenmeyin. Kurtaran yolda sizi kurtaracağız.

    –         Ailelerimize selam söylüyoruz… Bizi kurtaracağınıza eminiz… Vatan Sağ olsun.

    Bu sırada botun içinde bir nefer ve Çanakkale Deniz Komutanı Zeki Adar’da vardı. O da metin olmalarını ve dışarıya çıkmaya çalışmamalarını tembihledi. Bundan sonra, Dumlupınar’la beraber yolculuk eden, fakat olayı fark etmeden geçip giden, olayı haber alınca da hemen geri dönen I. İnönü denizaltısın ikinci komutanı Üsteğmen Suat ikinci bir konuşma yapar.  Teselli ve tembihlerde bulunur. Sonra durumu haber vermek üzere kıyıya döner ve rapor verdikten sonra dönüp bir konuşma daha yapar.

    –         Alo… Dumlu…

    –         Evet… Dumlu…

    –         Selami, nasılsınız.

    –         Efendim, hava biraz fenalaştı.

    –         Morallerinizi bozmayın, o hava size iki gün yeter. Sen çocukları yatır. Sigara içmeyin.

    –         Yok efendim, hepsi yatıyor. Sigara içmiyoruz. Işıkta yok, karanlıktayız.

    –         İhtiyaç lambalarını kullanmayın, ileride lazım olacak.

    –         Kullanmıyoruz zaten, birinin ışığı çok zayıfladı.

    Yarım saat sonra denizaltıyla tekrar bağlantı kuruldu ancak bu sefer ezan ve Allah seslerinden başka bir şey duyulmadı.

    ***

    Bu sıralarda su üzerinde bir şehit bulundu. her şeye rağmen, bir kaza anında kapağı açacağını ve su üzerine çıkacağını söyleyip duran Ulvi Erhazar’ın cansız bedeni su üzerinde yüzüyordu. Sözünü tutmuştu.

    ***

    Saat 11 gibi Kurtaran gemisi geldi ve çalışmalara başladı. Çalışmalar Amiral Sadık Atılcan, Vali Safaeddin Karacacı, Savunma bakanı vs. devlet adamlarınca izlendi.

                Olay yerinde I. İnönü denizatlısı, iki muhrip, Kurtaran, motorlar ve Naboland bulunuyordu.

                Manevralar için İstanbul’da bulunan Amerikan 6. filosuna ait bir gemide çalışmalara katılır.

    Kazadan yaklaşık 10 saat sonra olay yerine gelen kurtaran, ancak 25 saat sonra Dumlupınar’ın üzerine  sabitlenebilir.

                Dumlupınar’ın can kılavuz teli yoktur. Bunun için dalgıçlar şamandıra kablosunu takip ederek denizaltıya ulaşıp, can kılavuz telini kaportaya takacak ve çan yardımıyla, sağ kalan 22 denizciyi kurtaracaktı. Fakat saat 15:00 sularında Kurtaran gemisi yanlışlıkla şamandıra kablosunu kopardı. İrtibat kesildi ve kurtarma umudu azaldı.

                Artık iş dalgıçlara kalmıştı, fakat fırtınalı hava dalgıçları yaprak gibi savuruyordu. Bu haldeyken tam on bir dalış yapıldı. Maalesef hiç birinde başarıya ulaşılamadı.

    Yinede Yılmaz Süsen adlı dalgıç, tüm olumsuzluklara rağmen, canını tehlikeye atarak, 80 metre daldı:  Dumlupınar’la arasında 11 metre kalmıştı. Fakat basınca dayanamayıp aniden kendinden geçti ve şuurunu kaybetti. 15 saat tedavi altına alınan ve vurgun yemekten kıl payı kurtulan kahraman denizci için, kurtarma çalışmalarına katılan Amerikalılar şöyle demişti : “Ölümle arasında hiçbir şey kalmadı ! ! !”

                Maalesef üç gün süren çalışmalardan hiçbir netice elde edilemedi. 7 Nisan sabahı Milli Savunma Bakanlığı olayla ilgili yayınladığı tebliğlerin yedincisini, aynı zamanda sonuncusunu radyo aracılığıyla halka duyurdu. Tebliğ şöyledir :

    1) Çanakkale’de Nara Burnunda batan Dumlupınar denizatlısında kalmış olan personelin kurtarılmasından tamamen umut kesilmiştir.

    2) Bundan sonra tebliğ yayınlanmayacaktır.

    3) Hayatından umut kesilen personelin ismi aşağıdadır:

    Subaylar:
    Kurmay Albay Hakkı Burak, Makine Kıdemli Yüzbaşı Naşit Öngören, Makine Yüzbaşı Affan Kayalı, Güverte Üsteğmen İsmail Türe, Makine Üsteğmen Fikret Coşkun, Güverte Teğmen Bülent Orkun, Güverte Teğmen Macit Şengün
    Astsubay Kıdemli Başçavuşlar:
    Şevki Özsekban, Ali Tayfun, Emin Akan, Ömer Öney, Mehmet Denizmen, Sait Yıldırım
    Astsubay Başçavuşlar:
    Cemaleddin Denizkıran, Salahaddin Çetindemir, Zeki Gider, Kemal Acun, Hüseyin Uçan, Cemal Kaya, Naci Özaydın
    Astsubay Çavuşlar:
    Bahri Serseren, İhsan İçdemir, Selami Özben, İbrahim Altıntop, Şaban Mutlu, İhsan Coşkun, Hamd Reis, Samim Nebioğlu, Mustafa Doğan, İhsan Aral, Zeki Açıkdağ, Necdet Yaman, Tuğrul Çabuk, Mehmet Ali Yılmaz
    Mükellef Çavuşlar:
    Karasulu Veysel Saygılı, Rizeli Ramazan Yurdakul
    Mükellef Onbaşılar:
    Milaslı Niyazi Giritli, İstanbullu Züğfer Ceylan, İstanbullu İbrahim İşlemeci, Trabzonlu Murat Yıldırım, Bodrumlu Mehmet Kızılışık, Bodrumlu Emin Süzer
    Erler:
    Çanakkaleli Mehmet Demirel, Bigalı Ali Gökçü, Antalyalı Nurettin Alabacak, Bandırmalı Ömer Yalçın, Edremitli Ali Aslan, Lapsekili Ülfeddin Akar, Şileli Bekir Sarı, Sürmeneli Yusuf Demir, Rizeli Mehmet Aydın, Sökeli Mustafa Özsoy, Marmarisli NUri Acar, Çorlulu Hüdai Çağdan, Lapsekili Kadir Demiroğlu, Tekirdağlı Fikri Ulaştırıcı, Bigalı Hüseyin Sayım, Bartınlı Hüseyin Kayan, İzmirli Kenan Odacıoğlu, Lapsekili Ahmet Günal, Bartınlı Mustafa Taşçı, Çanakkaleli Hasan Bozoğlu, Bursalı İbrahim Aksoy, İzmirli Feridan Kırcalı, Ordulu İsmail Özdemir, Çarşambalı Hasan Arslan, İnebolulu Ahmet Özkaya, Çanakkaleli Enver Uçar, Foçalı Necati Kalan, İnebolulu Murat Suyabatmaz, Giresunlu Mehmet Demir, Giresunlu Galip Yılmaz, Göreleli Hasan Kelleci

    Tören

     7 nisansaat 15’te Başaran Gemişi üzerinde tören düzenlendi ve şehit denizciler için denize çelenk bırakıldı. Denizaltı Filosu Komutanı Fahri Korutürk törende, şehitlerimze şu sözlerle veda etti :”Komutan sıfatıyla sizlere bir çok emirler verdim. Bir çok mesajlar yolladım. Bu size son mesajımdır. Aziz isimlerinizi tüm denizciler kalplerimize gömdük.”

  • Kaynak: https://www.tarihiolaylar.com

  • Kaynak;  www.dumlu.tr.gg

Kategori:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.