Pandemi dolayısıyla bir çok etkinlik ve toplantının sanal ortamda gerçekleştiği salgın dönümünde Türkiye’de ve tüm dünyada olduğu gibi 27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününde İskenderun’da tiyatroya ve sanata gönül veren isimler internet üzerinden canlı yayında söyleşi ve tiyatro gösteri sunumu yapıldı.
Dünya Tiyatro Gününden Bir Gün Önce… Tiyatral Kuartet Zoom Etkinliği “Söyleşi” programı Dünya Tiyatro gününden bir gün önce gerçekleşti.
Oyuncu-Yazar Seyfettin Babat’ın moderatörlüğünde dört oturumda gerçekleşen etkinliğin konukları; Oyuncu-Yönetmen-Yazar Dr.Sibel Özer-Chulliat, Oyuncu-Yönetmen-Tiyatro Eğitimcisi Nilüfer Akcan Tekin, Oyuncu-Yönetmen-Yazar Burak Coşkunırmak, konuk olarak katıldı.
Oyuncu-Yönetmen-Yazar Dr.Sibel Özer-Chulliat “Tiyatral Kuartet” ekibi olarak, tiyatro üzerine sohbet edip, Dünya Tiyatro Gününün bir gün öncesinde kutladı.
Oyuncu-Yönetmen-Yazar Dr.Sibel Özer-Chulliat,”Neden tiyatro seyredilmeli? Tiyatro sanatı nedir?” sorularının yanıt bulduğu konuşmasında Türkiye’de tiyatronun yeni bir formata ihtiyacı olduğuna vurgu yaptı.
Oyuncu-Yönetmen-Tiyatro Eğitimcisi Nilüfer Akcan Tekin, özel tiyatroların sorunlarını masaya yatırarak tiyatro kültürünün yaygınlaştırılması için neler yapılabileceğine dair görüşlerini dile getirdi ve tiyatronun önündeki yasal ve politik engellere dikkat çekti.
Oyuncu-Yazar Seyfettin Babat’ın 27 Mart Dünya Tiyatro Günü ile ilgili düşündükleri ise şöyle;
Bu belki de bir ilk; Dünya üzerindeki tüm tiyatrolar kapalı… Savaşlar bile kapatamamıştı perdelerimizi… Ancak adına Covid-19 denilen bir virüs, ne yazık ki, bunu başardı.
Şu anda küresel bir pandeminin hem yönetmeni, hem de başoyuncusu olarak tüm dünyayı dolaşıyor. Biz ise perdelerimizi geçici olarak kapattık.
Ama bugün 27 Mart Dünya Tiyatro Günü. Hümanist yaklaşımlar tiyatronun; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olduğunu söyler.
Tiyatro eserinin diğer türlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır.
Değer ölçülerini, izleyenin kanaat ve anlayışlarından alır. Göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder. Ama bugün perdelerimiz kapalı.
Oturup bekleyecek miyiz? Elbette, hayır. Şartlarımız değiştiyse, birbirimize dokunacak kadar yakın olamıyorsak da şu anda, hangi virüs birbirimizin ruhlarına dokunmaktan alıkoyabilir bizi?