Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin hem AB ülkeleri ile ticaretimizde hem de AB’nin STA imzaladığı üçüncü ülkelerle olan ticaretimizde bir kaldıraç etkisi ortaya çıkacağına inanıyoruz” diye konuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Konseyi’nden Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi görüşmeleri için yetki istemesi konusunu değerlendirdi. Son yıllarda AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının günümüz koşullarına uyarlanmasına şiddetli bir şekilde ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Büyükekşi, “Anlaşmanın güncellenmesi çalışmaları 2015 yılında Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi ile AB Ticaret Komiseri arasında gerçekleştirilen görüşme ve sonrasında yapılan ortak basın açıklaması ile resmiyet kazanmıştı. Şimdi ise, Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Konseyi’nden Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesi görüşmeleri için yetki istemesi ile bu süreç ivme kazandı. Deyim yerindeyse bu gömlek artık ülkemize dar gelmeye başladı. Bugün dünya ticaretinin yüzde 1’ine yakın bölümü ülkemiz tarafından gerçekleştiriliyor. Bu oranı daha da yukarılara taşımak için bu anlaşmanın güncellenmesi en büyük temennimiz. 2016 yılında ihracatımızın neredeyse yarısını AB ülkelerine gerçekleştirdik. İthalatımızda da AB’nin payı yüzde 40’lar seviyesinde. Anlaşmanın güncellenmesinin hem Avrupa Birliği ülkeleri ile ticaretimizde hem de AB’nin STA imzaladığı üçüncü ülkelerle olan ticaretimizde bir kaldıraç etkisi ortaya çıkacağına inanıyoruz” diye konuştu.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, mevcut anlaşmanın eksikliklerinin Türkiye’nin önünde bir engel olmaya başladığını kaydederek “Şu an tarım, hizmetler, yatırımlar ve kamu alımları mevcut anlaşmanın dışında tutuluyor. Anlaşma sadece sanayi ürünleri için geçerli. Eksik alanların da eklenmesi ile güncellenecek yeni bir anlaşma bir taraftan ülkemizin mal ve hizmet ihracatına önemli katkılar sağlayacak. Diğer taraftan firmalarımızın rekabetçiliğini kamçılayacak. Her mecrada belirttiğimiz gibi, Ar-Ge, Tasarım, markalaşma ve inovasyona önem veren firmalar bu rekabette kazanan firmalar olacak” dedi.
Türkiye AB’nin imzaladığı STA’ların parçası olacak
TİM Başkanı Büyükekşi, “Bugün itibariyle AB’nin ülkemizle imzaladığı hariç, 37 ülke ve bölgeyi kapsayan 26 Serbest Ticaret Anlaşması (STA) mevcut. Ancak Türkiye Gümrük Birliği Anlaşmasının ilgili maddeleri gereği bu anlaşmaların müzakerelerinde söz sahibi olamıyor, hatta anlaşmaların tarafı dahi değil. Örneğin AB ile Kanada arasında ekim ayında Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması imzalandı. Bizim de AB ile STA anlaşmamız var, ancak yapı gereği Kanada ile serbest ticaret gerçekleştiremiyoruz. Güncelleme ile bu tip sorunlar aşılacak, ülkemiz AB’nin imzaladığı STA’ların bir parçası olacak” dedi.
İhracat orta-üst teknolojili ürünler lehine değişti
Büyükekşi, Gümrük Birliği Anlaşması’nın AB’ye tam üyelik öncesi nihai aşama olarak 1995 yılında tesis edildiğini hatırlatarak “Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından gerçekleştirilen reform niteliğindeki yasal düzenlemeler ülkemize hızlı bir ilerleme sağladı. Bu sayede, ülkemizde rekabet gücü ve verimlilik artışı yaşandı. Aynı zamanda kalite altyapımızın güçlenmesine ve AB’nin küresel değer zincirlerine entegrasyonumuza katkı sağladı. Bu süreçte, Gümrük Birliği ile ihracatımızın sektörel kompozisyonu da orta-üst teknolojili ürünler lehinde olumlu yönde gelişti. Bölgeye gerçekleştirdiğimiz ihracatın teknoloji seviyesi de bu değişimi yansıtıyor. Ülke olarak ihracatımızda yüksek ve orta-yüksek sınıflarda gerçekleştirdiğimiz ihracat toplam ihracatımızın yüzde 33’ünü oluştururken, AB’nin en büyük ekonomisi Almanya’ya ihracatımızda bu oran yüzde 40’ın üzerinde” dedi.
Anlaşma sanayi ürünlerini kapsıyor
Anlaşmanın olumsuz yanlarına da değinen Büyükekşi “Ülkemiz ekonomisi için sağladığı kazanımlara rağmen bu anlaşma sadece sanayi ürünlerini kapsamakta. Ve içinde birçok yapısal sorunlar barındırıyor. Dolayısıyla mevcut Anlaşma, mevcut haliyle ülkemiz beklentilerini karşılamakta yetersiz. Karşılaştığımız en temel sistemsel sorunlar, ülkemizce AB’nin karar alma süreçlerinde yeterince yer alınmaması, AB’nin akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmalarının üstlenilmesinde güçlükler yaşanması ve karayolu kotaları” diye konuştu.