Türkiye İşçi Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yeni Normalleşme Sürecine İlişkin Ortak Taleplerini Açıkladı.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) bir araya gelerek Covid-19 salgını sonrası yeni normalleşme sürecine ilişkin ortak taleplerini açıkladı.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve
imzasıyla 3 Konfederasyon olarak yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi…
“Salgın sürecinin ilk gününden bu yana TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve TİSK olarak eşgüdüm içerisinde, çalışanlarımıza olumlu yansıyacak taleplerimizi Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Bakanlarımıza her platformda ilettik. Hepimizin ortak gayesi istihdamın korunması oldu. Bu kapsamda kısa çalışma ödeneği şartlarının kolaylaştırılması en önemli talebimiz oldu.
Memnuniyetle gördük ki, Devletimiz, kısa çalışma ödeneği ve diğer birçok düzenlemeyle, çalışanın ve işverenin yanında olduğunu gösterdi, bu zor zamanlarda nefes almamızı sağladı. Biz de tüm bu çalışmalar için teşekkürü bir borç biliyoruz.
Bugüne kadar sosyal taraflar olarak, çalışana ve işletmelere ortak fayda sağlayan tüm uygulamaların sözcüsü ve sonuna kadar destekçisi olduk. Olmaya da devam edeceğiz, çünkü dünya örneklerine baktığımızda, görülüyor ki, “yeni normalleşme sürecinin” de ilave tedbir ve düzenlemelerle desteklenmesi gerekiyor. Bu nedenle işçi ve işveren temsilcileri olarak, önümüzdeki dönemde, bizlere cansuyu olabilecek bazı düzenlemeleri kamuoyunun dikkatine sunmayı bir borç biliyoruz.
3 Konfederasyon olarak “yeni normalleşme süreci” için taleplerimiz şöyle sıralanıyor:
- Açıklanan ilk pakette 3 ay süre ile uygulanmasına karar verilen kısa çalışma ödeneği uygulamasına bazı sektörlerde mağduriyetin olmaması amacıyla salgının olumsuz etkilerinin süreceği öngörülen yeni normalleşmeye geçiş programıyla uyumlu hale getirilerek 2020 yıl sonuna kadar imkân verilmesi,
- Kanunda yer alan sigortalılık ve prim ödeme şartı aranmaksızın sadece çalışma olgusunun esas alındığı bir uygulama yapılarak, tüm çalışanların kısa çalışma ödeneğinden faydalanmasının sağlanması,
- Çalışma barışı ve sosyal adaletin korunması amacıyla kısa çalışma ödeneği ile çalışanın ücreti arasındaki farkı ödemeyi üstlenen işverenler için getirilecek teşvik mekanizması ile uygulamanın özendirilmesi,
- İşveren tarafından kısa çalışma ödeneği kapsamındaki çalışana yapılan ücret farkı ödemelerine gelir vergisi muafiyeti sağlanması,
- Ayrıca, böyle zor bir dönemde istihdamını azaltmayıp, koruyan ve toplu iş sözleşmesinin olduğu işletmelerin normalleşme sürecinde ilave teşviklerle desteklenmesi.
Bugünleri hep birlikte ortak akılla aşacağımıza inanıyoruz, üzerimize düşeni de her daim yapmaya hazırız. Tam da bunun için bugün bir aradayız. Çünkü İşçi-İşveren-Kamu demeden ortak ve eşgüdümlü hareket etmemiz gereken bir süreç içerisindeyiz. Olumlu bakış açımızı sürdürerek, panik olmadan, el ele vererek, birlikte üreterek, bu süreci hep birlikte geride bırakacağımıza inancımız tam.”