Şehir Plancısı Azim Şahin, askıya çıkarılan 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı ile ilgili değerlendirmede bulundu. ‘GELECEĞE DAİR HİKAYESİ YOK’ dediği İskenderun’un planını incelediğinde, kentimizin ne olduğu ve ne olacağına dair bir hikayesini göremiyoruz.” dedi.
Bölgemizin depren kuşağında olması dolayısıyla geçmiş dönemde kentimizin her nedense 2. Derece deprem bölgesi içinde gösterilmiş olması nedeniyle, mevcut yapıların çoğu 1. Derece deprem koşullarına uymamaktadır. Bu nedenle, acilen riskli yapıların en azından mevcut inşaat haklarını koruyan ve hatta biraz daha arttırılarak yenilenmesini teşvik eden plan kararlarının alınması gerekirdi.” şeklinde yorumda bulundu. Şahini değerlendirmesinin devamında ise: “Planı incelediğimizde, kentimizin ne olduğu ve ne olacağına dair bir hikayesini göremiyoruz. Planın fikri bir alt yapısının olmaması nedeniyle sanki kentimiz plansız kalmasın diye ona alelacele giydirilmiş bir kıyafet gibi görülmektedir. Halbuki, öncelikle şehrimizin hastalıklarının tespiti, teşhisi ve sonrada tedavi yöntemlerinin belirlenmesi gerekirdi. Kentimizin tedaviye ihtiyacı olan birçok mahallesi bulunmaktadır. Hem riskli yapılardan kurtarılması hem de yeni bir kimlik oluşturulmasına yönelik olarak da yapıların yenilenmesini teşvik eden plan kararlarının alınması gerekirdi.” ifadelerine yer verdi.
Şahin, “İskenderun kent merkezi ve çevresini kapsayan yeni 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ilan edilmiş bulunmaktadır. Bilindiği gibi, imar planlarının o şehrin anayasası ve yapılaşmalarda uyulması gereken kurallar bütününü içerdiği hep söylenir. Ancak, bu kuralların oluşturulması aşamasında her nedense, toplumu oluşturan kesimlerin görüşleri alınmaz” dedi.
‘HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIK’
Şehir Plancısı Azim Şahin, “2013 yılında yapılan imar planı mahkeme kararı ile iptal edilmiş ve kentimiz uzun bir süre plansız kalmıştır” diyerek şu değerlendirmede bulundu;
“Nihayet ilan edilen ve uygulamaya geçilecek olan yeni imar planının kentimizin sorunlarına ne ölçüde yanıt verdiğini inceleyecek olursak, maalesef bir hayal kırıklığı yaşadığımızı söyleyebiliriz. Bunun nedenleri daha geniş bir tartışma konusudur tabi ki. Ancak, özetle söylemek gerekirse; İmar planı halktan ve özellikle fikir üretebilecek katkı sağlayabilecek sivil toplum kuruluşlarından görüş alınmadan, habersizce hazırlanmıştır. Dolayısı ile toplumun katılmadığı bir plana da sahip çıkması beklenemez.
‘ARITMA TESİSİ TAŞINABİLİR’
İmar planında toplumun yararlanacağı sosyal alt yapı alanlarının yetersiz olduğu görülmektedir. Bu ihtiyacın bir ölçüde de olsa karşılanabileceği alan olarak mevcut arıtma tesisi alanı da bu amaçla değerlendirilebilir. Bilindiği gibi mevcut arıtma tesisi neredeyse şehir merkezinde yer almaktadır. Dolayısıyla, bu kadar değerli bir alanın hoyratça kullanıldığını ifade edebiliriz. Kısacası çağdaş bir kente yakışmayan bir konumdadır.
Halbuki, mevcut arıtma tesisi, çevresine olumsuz etkisi olmayacak bir konuma, yerleşim alanı dışına, (örneğin; Karahüseyinli sınırları içinde bir alana) taşınabilir. Böylece, belediyemiz mülkiyetindeki 100.000 m2 den büyük olan bu alan (millet parkı alanının 2 katından fazla) kentin ihtiyacı olan birçok sosyal tesiste burada yapılabilir.
Bunun yanında, arıtma tesisinin bir başka yere taşınması ile Karaağaç bölgesindeki yerleşim alanları da bu tesisten yararlanma imkânına kavuşur. Böylece, denizimizin de kirlenmesi büyük ölçüde önlenmiş olacağı için kıyı kenti olmamızın avantajı ile birçok plaj tesisi yapılarak deniz ile ilişkimiz daha da geliştirilebilir.
Bu ve benzeri önerileri daha da çoğaltabilir, her biri üzerinde daha detaylı tartışabiliriz.
1/1000 ölçekli uygulama imar planının olumsuzluklarının ve çözüm önerisinin olmamasının temel nedeni Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan 1/5000 ölçekli nazım imar planının yerinde yapılmamış ve gerçekçi bir plan olmamasından kaynaklanmaktadır. Daha öncede beyan ettiğimiz gibi 1/5000 ölçekli plan da ölü doğmuş bir plandı her plan bir üst plana uygun olarak hazırlanmak zorunda olduğu için 1/1000 ölçekli planda ister istemez yetersiz kalmıştır.
‘GEÇ KALMIŞ SAYILMAYIZ’
Aslında planla ilgili sorunların çözümü için yine de geç kalınmış sayılmaz. İlan edilen imar planını geçici bir plan olarak kabul edip ve İskenderun’un beldeleri ile birlikte bir bütün halinde yeniden planlanması gerekir. Bu planlamada başta özetle belirttiğimiz hususları da dikkate alarak kentimizin sorunlarının çözümüne yönelik olarak 1/5000 nazım imar planına bağlı kalmaksızın öncelikle 1/1000 ölçekli uygulama imar planı taslağı hazırlanmalı. Mutabık kalınan bu taslağa uygun olarak da 1/5000 ölçekli nazım imar planı revize edildikten sonra 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onaylanarak uygulamaya geçilmesinde yarar olacaktır. Yani, özetle ayrıntıdan tüme giderek çözüm üretilebilir. Böylece bir üst plan ile uyumlu ve çözüme yönelik bir imar planı oluşturulabilir.”