Toplumda sıkça görülen; yorgunluk, halsizlik, kilo alma ve verme gibi birçok belirtileri olan tiroid hastalıklarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan İskenderun Gelişim Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Halil Mert Bahadır, tiroid bezinde belirlenen her nodülün kanser riski açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Lenf bezlerinin şişmesi tiroid kanserinin habercisi olabilir”
Tiroid kanseri vakalarında genellikle şikâyet belirtisi görülmediğini ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Halil Mert Bahadır, “Tüm toplumda nodül bulunma sıklığı yüzde 50-60 civarında iken, muayene ile yüzde 3 ile 7’sinde tespit edilir. Nodül görülme oranı kadınlara göre, erkeklerde 4 kat fazladır. Belirlenen her nodül, kanser riski açısından değerlendirilmelidir. İleri yaş ve özellikle erkek cinsiyet, çocukluk ve gençlik çağı, nodül çapının hızla büyümesi, yakın zamanlarda ortaya çıkan nodül, ailede tiroid kanseri öyküsü, baş ve boyuna yönelik radyoterapi öyküsü, ailede tiroid kanseri öyküsü, sert ve yerinden oynamayan nodül, sonradan oluşan ses kısıklığı, boyunda tiroid nodülüne ek olarak lenf bezlerinde şişme, büyüme durumlarında nodülün kötü huylu olma ihtimali vardır” açıklamasında bulundu.
“İğne biyopsisi altın standart bir incelemedir”
Tiroid kanseri tanısının, ultrason eşliğinde yapılan ince iğne biyopsisi sonucunda kesinleştiğini belirten Op. Dr. Bahadır, “Tiroid nodüllerinin iyi veya kötü huylu ayrımının yapılması amacıyla tiroid ultrasonografisi eşliğinde, iğne biyopsisi, ‘altın standart’ bir incelemedir. İğne biyopsisi, nodülün içine enjektör iğnesi ile girilerek, hücre çekilmesi ve mikroskop altında incelenmesidir. İğne biyopsisi sonucunda kanser veya kanser kuşkusu varsa, büyük nodüllerden oluşan guatr ve bu guatrın bası yapması, estetik kusur oluşturması durumunda, nodüllerden fazla hormon salgılanarak, ilaç tedavisine dirençli hipertiroidi (zehirli guatr) oluşması halinde ameliyat gereklidir” dedi.