Her din ile kültüre ait ilahi, kaside ve türküyü farklı dillerde seslendiren Antakya Medeniyetler Korosu, hayat veren, can veren makamlar, ilahiler okuyarak dunyaya barış ve kardeşliği anlatıyor…
Üç semavi dinin, farklı kültürlerin gönül elçilerinden oluşan Antakya Medeniyetler Korosu, 2007’dan bu yana yurt içi ve dışında verdiği konserlerde 1 milyonu aşkın kişiye “birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşanabileceği” mesajını ulaştırdı.
Antakya’da 2007’de kurulan, imam, papaz, haham, doktor, öğretmen ve emeklilerin de aralarında bulunduğu farklı din, meslek ve kesimlerden kişileri barındıran koro, dünyaya barış mesajı veriyor.
“İster Müslüman ister Hristiyan isterse Yahudi olsun herkesin tek bir Allah’ın kulu olduğunu” insanlığa tekrar hatırlatmayı hedeflediklerini belirten Özfırat, 2012’de Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildiklerini belirtti.
“Bizim için insanların farklı din ve dillerde olmasının önemi yok. ‘Biz bir arada kardeşiz’ demek için bu koroyu kurduk. Bu kardeşliğimizi de söylediğimiz parçalarla dünyaya haykırıyoruz. Koroda hiç kimse bir başkasının dilini konuşmuyor. Tek ve ortak bir dil kullanıyoruz, o da barış, birlik ve beraberlik dili. Bir Müslüman Hristiyan ilahisini, bir Yahudi de Hristiyan veya Müslüman ilahisini, kasidesini, türküsünü okuyabiliyor ve bundan zevk alıyor. Çünkü insanların nereden geldiği değil, nereye gittiği önemli. Papaz kiliseye gidiyor, tek bir Allah’a dua ediyor, camiye giden imam da havraya giden haham da aynı şekilde. Kimse kimseyi ötekileştirmez, ayrıştırmazsa birlik ve huzur içinde yaşanabilir. Bunu göstermeye çalışıyoruz.”
Türkiye’nin yanı sıra yurt dışında konserlerin veren Koronun hedefi, dünyayı dolaşarak 7 milyar insana barış ve kardeşliği anlatmak olduğunu söyleyen Özfırat, “ABD, Belçika, Fransa, Almanya Yunanistan, İsveç, İsviçre, Hollanda’nın da aralarında bulunduğu 14 ülkeye gittiklerini bildiren Özfırat, “BM Genel Kurulunda, BM Güvenlik Konseyinde, Amerikan kongresinde, Avrupa Parlamentosunda konserler verdik. Gittiğimiz ülkelerde Türkçe, Arapça, Ermenice, Süryanice parçalar seslendirdiğimiz gibi o ülkenin diliyle de eserler okuyoruz. Bu da insanları heyecanlandırıyor ve daha çok etkiliyor. ‘Farklılıklarımız güzelliklerimizdir’ felsefesini tekrar hatırlatmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Medeniyetler Korosu tarihçesi?
2007 yılında kurulan ve 2008 yılında dernekleşen Antakya Medeniyetler Korosu İnsanlığı doğruya ve güzelliğe çekip medeniyetler arasında köprü oluşturarak evrensel bir dil olan müzikle bir arada tutmayı ilke edinen Medeniyetler Korosu, Hatay’ın tanıtımına katkı sağlamak ve medeniyetler arasında bir köprü oluşturmak amacıyla üç semavi dine mensup kişilerden oluşan, Antakya Medeniyetler Korosu, seslendirdiği ezgilerle kulağa verdiği mesajlarla da kalbe hitap ediyor.
Müziğin dolaysız anlatım olanakları yardımıyla insana insan sevgisi aşılamak ve ötekileştirmenin karşısında gösterilecek duruşa katkı sağlamayı prensip edinen koro, toplumsal barış ve kardeşlik mesajını birbirinden güzel ezgilerle dünyanın tüm coğrafyalarına taşımak isteğinin heyecanını duymaktadır.
Kökü bizim topraklarımızda olan değerleri, birbirinden güzel ezgileri tüm yalınlığıyla sunan koro, okudukları farklı kültürlere ait ilahiler, halk şarkıları ve türkülerle Türkiye medeniyetini yansıtan bir ayna görevi görüyor. Etnik önyargıların aşılmasında büyük gücü ve rolü olan müziği en iyi şekilde kullanarak, insanların önce kalbine dokunan, hissettiren koro kurulduğu günden bugüne büyük bir tutkuyla yoluna devam etti.
Üç semavi dinin kültürüne ait hisleri, duygusal hayatın güçlü bir aracı olan müzikle ifade etmede etkili olan Medeniyetler Korosu insanlar arasında “ben” değil “biz” duygusunun hâkim olmasına da etkili oluyor. Yılmaz Özfırat’ın şefliğini yaptığı ve Alevi, Sünni, Ermeni, Ortadoks, Katolik ve Musevilerden oluşan 6 mezhebin üyelerinin yer aldığı 120 kişilik koro “Yaradılanı sev, Yaradandan ötürü” felsefesini benimsemektedir.