‘NEREDE AH O ESKİ GÜNLER ‘

Published on:  /   Yorum yapılmamış

_ ‘Ahmet Efendi, şuradan iki ekmek, bir şişe süt verir misin? Yanına bir kilo domates ama Ahmet Efendi şu an üzerimde alabileceklerime yetecek kadar param yok. Deftere yazar mısın?’

_ Tabi yenge, başka bir şeye ihtiyaç var mı?’

Böyle bir alışveriş ortamına hepimiz şahit olmuşuzdur. Mahalle kültürü vardı, esnaflar komşular yolda karşılaştıklarında birbirlerine içten bir gülümseme ve samimiyetle’ Günaydın, nasılsınız? ‘ denirdi. Hal hatır sorulup yola konulurdu. Başımız sıkışsa ya komsumuzun kapısını çalar ya da mahalle esnafından bize yardımcı olması için ricada bulunurduk.

Sabah kahveleri vardı, annelerimiz taze kahvenin kokusu yayılırken iki sohbetin belini kırardı. Kahvelerini yudumlarken sevinçler ve kederler paylaşılır, komşular memleketlerine giderken çiçeklerini sulamak, evlerini havalandırmak için anahtarlarını bırakırdı. İyi niyet, samimiyet ve sıcaklık her yerde hissedilirdi. Psikolog ve psikiyatris ne demek bilmezdik çünkü bir sorunumuz olduğunda bizi dinleyen, anlamaya çalışan ve yargılamayan arkadaşlarımız vardı. Onların yanlarında derdimizi paylaşır, ağlar sonra onların söyleyeceği ve kalbimize dokunan güzel bir sözle yüreğimiz ferahlardı. ‘İyi ki varsın ‘ der ve sarılırdık.

Evde bir kap piştiğinde annem’ şu tabağı komşuya ver kızım ‘ derdi. Anneler, cimriliğin iyi bir davranış olmadığını, bazı şeylerin paylaştıkça çoğalacağını öğretirdi.

‘Hasan bey amca, Neriman Hanim teyze ‘derdik komşularımıza. Kimse kahve ve çayı yalnız icmezdi, bilirlerdi ki, içilen şeyin lezzetini güzel sohbetin zenginleştireceğini.

Mutluyduk, çıkar ilişkisi olmazdı ve ilişkiler güven ve saygı çerçevesinde geliştirdi. Saygı vardı, şimdilerde yavaş yavaş unutulan.

‘Ah ne hüzünlü günlerdi o günler, hayatımın en mutlu olduğu günleri. ‘ diye yâd ederiz eski günleri.
Değerlerimizi mi unutuyoruz? Modernleşme yanlış anlayıp hayatımızdan birçok güzelliği mi çıkarıyoruz?

Mağazalarda lüks ve gösteriş arttıkça paranın karşısında samimiyet değerini kaybettikçe insan korkuyor ‘Gelecekte nasıl bir ortam bizi bekliyor? ‘ diye bir soru sormaktan kendimizi alamıyoruz.
Ha bir de sanal alışveriş ortamı oluştu, internet sayfasına giriyoruz alacağımız ürünün, kumaşını, dokusunu, rengini, vücudumuzda hissettirdiğini önemsemeden satın al butonuna basıyoruz. Bu şekilde hem kendimize hem de başkalarının yabancılaşıyoruz.

‘Niye mutsuz oluyoruz?’

Sonra hepimiz ağız birliği etmişçesine..
‘Nerede ah o eski günler? ‘

Kategori:
Etiketler:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.