Hatay Veteriner Hekimleri Odası, İskenderun, Arsuz, Belen, Payas, Dörtyol ve Erzin ilçelerinde görev yapan üyelerini biraraya getirdi. İskenderun Teknik Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu yanında hizmet veren Eroğlu’S Kafe Restoran’da kahvaltıda bir araya gelen veteriner hekimler, tanışma, kaynaşma ve mesleki sorunlarını konuşma fırsatı buldular. Hatay Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Yahya Hamurcu ve İskenderun Temsilcisi Gökhan Harbiyeli’nin ev sahipliğinde gerçekleşen kahvaltı programında muhteşem İskenderun Körfezi manzarası eşliğinde sohbetler yapıldı. Hatay Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Yahya Hamurcu et fiyatları ve Türkiye’nin hayvancılık ve ithal büyükbaş hayvan politikası ile ilgili yaptığı açıklamada, hükümet nezdinde yaptıkları birçok girişimin sürdüğünü ve bazı konularda taleplerinin olumlu yanıt bulduğunu söyledi. Hatay Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Yahya Hamurcu yaptığı açıklamada kırmızı etin önemini sık sık vurgularken ülkede kırmızı et tüketiminin azalması halinde toplum sağlığının olumsuz etkileneceğini ve olması, maliyetlerin yüksek, üretimin yetersiz olduğunu belirtti.
“Et ve Süt Ürünlerinde Maliyet Düşmeli Üretim Arttırılmalı”
Hamurcu, “Ülkemizin nüfusunun büyük çoğunluğu gençler ve çocuklardan oluşmaktadır. Bu nedenle, kırmızı et, toplumumuzun sağlıklı gelişimi açısından stratejik öneme sahiptir. Ancak; ülkemizde kırmızı et tüketimi 14-16 kg gibi çok düşük seviyelerdedir. Gelişmiş ülkelerde bu rakamlar 4-5 katı seviyelerindedir. Ülkemizin bu durumda olmasının iki sebebi var. Birincisi; maliyetlerin yüksekliği, diğeri de üretim yetersizliğidir. Et arzını ithalat attırmayı ve yine fiyatları ithalatla düşürmeyi amaçlayan bir politika ile üretimin ve tüketimin artırılması ve fiyatların düşürülmesi mümkün değildir. Ve bunun sonucu, kırmızı et piyasasında yerli üretimin payı her geçen gün azalmaktadır.” “Yerli Üretici Olumsuz Etkileniyor” “Hayvan ve hayvansal ürünlerle ilgili her türlü ithalat, yerli üreticiyi olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle de et ithalatı, üreticimiz açısından çok büyük oranda haksız rekabet ortamı yaratmaktadır. İthal edilen etin miktarından ziyade, yetkililerinin et ithalatının yapılacağı ile ilgili beyanların psikolojik etkise ile piyasa istikrarı üretici aleyhine bozulmaktadır. Bunun sonucu üretici büyük kayıplar yaşamakta ve üretimden uzaklaşarak başka sektörlere yönelmekte ve yılların yatırımları heba olmaktadır. Yıllardan beri yapılan Et ithalatı ile tüketici lehine de bir yansıma olmadığı gibi sonuçta diğer ülkelerin yetiştiricisi ve yine spekülatörler kazanmıştır. Ülkemizde, elverişli şartların da olmasına rağmen hayvancılık sektörü istikrarlı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmamıştır. Dünyada gelişmiş 10 ekonomi içine girmeyi hedefleyen ülkemizin, kendine yeterli hayvansal protein üretmeden, bu ekonomik gelişmeyi gerçekleştirmesi mümkün değildir. Bunun için, hayvancılığımızı dünya pazarlarında rekabet edebilir güce kavuşturmamız gerekir.
Hayvansal üretim, bitkisel üretime göre daha yüksek maliyet ve daha fazla emek getiren bir alandır. Bu nedenle, gelişmiş dünya ülkeleri, bir devlet politikası olarak, hem kullanılabilir tarım alanlarının, hem de tarıma ayrılan desteklerin büyük çoğunluğunu hayvansal üretime tahsis etmektedir. Oysa ülkemizde son yıllara kadar hayvancılık desteklerinin tarım destekleri içindeki payı %5-6 seviyelerindeydi, son yıllarda bu oran %20’lere yükseltilmesine rağmen bunun direk üreticiye yansımadığını uygulamalarda görmekteyiz. Bu oran %45-50 seviyelerine yükseltilmelidir Yine gelişmiş ülkelerde kullanılabilir tarım alanlarının en az %50’si hayvansal üretime ayrılırken, hayvansal üretimin artırılması ve sürdürülebilir olması, dünya pazarları ile rekabet etmesi mümkün değildir. Özellikle verimsiz olan meralarımızı en iyi şekilde değerlendirecek olan küçükbaş hayvancılık özel olarak ele alınmalı ve yeniden canlandırılmalıdır. Ülkemiz hayvancılığının sorunlarının ithalatla ve günü birlik popülist kararlarla çözülmesi mümkün değildir. Öncelikli olarak belirtilen sorunları içine alan uzun vadeli ve akılcı devlet politikaları oluşturulmalı ve kararlılıkla uygulanmalıdır.” Hatay Veteriner Hekimler Odasının Önerileri 1. Hayvancılık desteklemeleri Yetiştirici Birlikleri aracılığıyla yetiştiricilere verilmeye çalışılmaktadır. Yetiştirici Birlikleri üzerinden yapılan desteklemeler tam olarak yetiştiricilere ulaşamadığı için amacına da hizmet etmemektedir. Ülke hayvancılığının gelişimi sağlanması küçük aile işletmelerinin korunarak geliştirilmesi için üretime katılan bütün hayvancılık işletmeleri desteklenmelidir. Bur da yapılması gereken hayvancılık desteklemelerinin bu Birliklere üye olma zorunluluğu aranmaksızın doğrudan yetiştiricinin hesabına yatırılması bu sorunu çözecektir. 2.Küçük ve orta ölçekli (1-100 baş) ahır işletmelerinin desteklenerek istihdamın ve üretimin arttırılmasının sağlanmalıdır. 3.AB ülkelerinde örneklerinin olduğu gibi, 1984’te kapatılan veteriner teşkilatının Uluslar arası anlaşmalar gereği olarak (Cenevre Anlaşması) Özerk Veteriner Teşkilatı kurulmalıdır. 4.Serbest Veteriner Hekimlerin dahil olduğu hastalık eradikasyon projelerinin hayatı geçirilmesi sağlanmalıdır. 5.Veteriner ilaçlarının Veteriner Hekim kontrol ve gözetimi dışında kullanılmasının önüne geçecek tedbirler alınmalıdır. Bunun için veteriner tıbbi ürün Satış ve bulundurma ruhsatı bulunmayan hiç bir yerde (ECZANE) veteriner ilaçlarının satışına izin verilmemelidir. 6.Hayvan sağlığı hizmetleri (suni tohumlama dâhil) 5996 ve 6343 sayılı kanun hükümlerinde olduğu gibi muayenehane, poliklinik ve hayvan hastaneleri dışında hizmet verilmemelidir. Bu hizmetler vermek isteyenlerin bu kurumlardan hizmet satın almaları zorunlu kılınmalıdır. 7. Serbest Veteriner Hekimlik üzerindeki gereksiz kamu yararı olmayan bürokrasi kaldırılmalıdır. 8.Bakanlık tarafından klinisyen veteriner hekimlere meslek icrası esnasında zorunlu tutulan suni tohumlama makbuzu, aşılama-serumlama makbuzu, çalışma izin belge ve ruhsatlardan Bakanlıkça alının ücretlerden vazgeçilmelidir. 9.Suni Tohumlama yapan serbest veteriner hekimlere yapmış oldukları tohumlama üzerinde vergi giderini karşılayacak miktarda teşvik primi ödenmesi serbest veteriner hekimliği yaygınlaştıracak hayvansal üretime katkı sağlayacaktır. 10.Kamuda çalışan veteriner hekimlerin özlük hakları ile ilgili iyileştirmeler yapılırken arazi ve görev tazminatlarının Bakanlıkta çalışan diğer meslek gruplarında olduğu gibi düzenlemesi gerekmektedir. 11.Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığınca ruhsatlandırılan veteriner muayene ve polikliniklerinin diğer serbest meslek gruplarından olduğu gibi ayrıca belediyeler tarafından tekrar ruhsatlandırılmasının önüne geçilmelidir.”