TMMOB İskenderun İlçe Koordinasyon Kurulu Dönem Sözcüsü Makine Mühendisleri Odası İskenderun Temsilcilik Başkanı Murat DURUKAN, 6 Şubat depremi ve sonrasında yaşanan depremlerle ilgili açıklama yaptı.
Açıklama şöyle;
BASINA ve KAMUOYUNA
6 Şubat’ta Kahramanmaraş Pazarcık’ta başlayıp eş zamanlı olarak Hatay’da devam eden 7.7 ve 13:24’te Kahramanmaraş Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde, artçılarının bile büyük bir deprem ölçeğinde olduğu, ülke tarihimizin en büyük deprem felaketlerinden birini yaşadık. Bu depremlerden etkilenen 11 kentimizde yaklaşık 14 milyon insanımızın etkilenmesine, on binlerce canın yitirilmesine, yüz binlerce yurttaşımızın yaralanmasına, şehirlerin yıkılmasına, kamusal alanların ve sosyal yaşamın tamamen çökmesine neden oldu. Bu depremde tüm kesimler gibi bizlerde meslektaşlarımızı, ailelerimizi, arkadaşlarımızı kaybettik. Acımız çok büyük. Ülkemizin başı sağ olsun.
Ne yazık ki karşılaştığımız en büyük gerçek, yönetenlerin daha önce yaşadığımız hiç bir felaketten ders çıkarmamış olmasıydı. Deprem sonrası yardımların geç ulaşması, arama kurtarma çalışmalarının günler sonra başlaması, yurttaşlarımızın enkaz altındaki yakınlarının sesini duyup çaresizce bekleyişlerine tanık olduk. Yardımların gelmeye başlaması ile düzgün yapılandırılmamış ve hiçbir mühendisliğe sığmayan rantsal bir mantıkla devam ettirilmemiş Belen geçidi nedeniyle, İskenderun’a kadar gelen yardımlar Hatay’ın diğer ilçelerine günler sonra ulaştırılabilmiştir.
Bu geç kalmışlıklar nedeniyle ulusal medyada bile Hatay’da yıkımın bu denli büyük olduğu 3. Günden itibaren anlaşılabildi.
Hatay, medeniyetler şehri, kadim kent, tarihteki 8. Yıkımı yaşadı. Burada yıkımın bu denli büyük olmasının nedenleri iyice araştırılmalıdır. Hatay’da yeni yapılan hastaneler ve kamu binaları bile yıkıldı. Bu da gösteriyor ki doğru yapılandırılmamış bir deprem yönetmeliği, yapı denetimlerinin kamu yararına çalışan kurumlardan alınıp, özelleştirilmesi birer etken olmuştur. Bu nedenle bu binaların ihalelerinin, yapı denetimlerinin ve izinlerinin araştırılması elzemdir. Daha öncede ısrarla belirttiğimiz gibi gözünü kâr bürümüş yandaş müteahhitlere göz yumulması, bilimsel bir yapılaşma olmaması yıkımın boyutunu arttırmıştır. Buna göz yuman, rant için sağlıksız imar planlarına izin veren ve yıkıma ortak olan hükümet, ilgili bakanlıklar, belediyeler hesap vermelidir. Bu konuları irdelemeye devam edecek ve tek bir yurttaşımızın burnu kanamayacak bilimsel bir yapılaşma olana kadar TMMOB tüm bileşenleri ile mücadelesini verecektir.
Depremin ilk anından beri TMMOB İskenderun İKK olarak yereldeki sivil toplum örgütleri ve derneklerle bir arada çalışmaya başladık. Ayrıca TMMOB merkezinde oluşturulan afet koordinasyon kurulu ve sonrasında, felaketin geniş bir coğrafyada olması nedeniyle TMMOB bünyesinde Adana Bölge Afet Koordinasyon kurulu kurularak, Adana Hatay Osmaniye bölge koordinasyon kurulu içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bölgenin tüm ihtiyaçları bu koordinasyon merkezi ile iletişim kurularak sağlanmaya çalışılıyor.
Bu felaketin hemen ardından, bizlerde enkazda arama-kurtarma, dayanışma ve yardımlaşma faaliyetlerinin içinde olduk. Bu çalışmalarımıza TMMOB bünyesinden gelen tüm mühendis arkadaşlarımızı ve gönüllüleri de kattık. Dayanışma faaliyetlerimiz, herhangi bir beklenti içerisine girmeden, amasız ve fakatsız olarak, gıda-kıyafet-hijyenik ürünlerin dağıtımlarının, kurduğumuz depodan, kayda alınarak yapılmasını sağlıyoruz. Depoya gelemeyen depremzedelere ise kendi adreslerine teslimini, kurduğumuz gönüllü ağı ile gerçekleştiriyoruz. Dayanışma ve gönüllülük temelinde yaptığımız bu çalışmalar halkımızın yararına olmuş ve bu ülkede bir umut ışığı yakmıştır.
Deprem bölgelerinde kalıcı barınma yerleri inşa edilene kadar en önemli sorunlardan biri, geçici barınma yerleri ile yurttaşlarımıza bir çözüm sunulmasıdır. Ne yazık ki Depremin 21. gününde hala bu problem çözülememiş durumdadır. Geçici barınma alanları toplu yaşamdan kaynaklı temizlik, hijyen ve salgın hastalık gibi dezavantajları barındırır. Bu alanlar düzenlenirken, TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın hazırladığı rehberden yararlanılması toplumun yararına olacaktır.
Geçici barınma sorunun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla TMMOB İskenderun İKK ve gönüllü arkadaşlarımızla 50 ye yakın çadırı, İskenderun ve Arsuz’a hizmet edebilecek şekilde bir çadır kent için arazi tahsis edilmesini sağlayıp, elektrik, su ve kanalizasyon şebekesinin tesis edilmesini sağladık. İnsanların temizlik ihtiyaçlarının giderilmesi için, seyyar duş ve tuvalet getirterek bunların bağlantısını gerçekleştirdik. Yaşam koşullarının iyileştirilmesi, çocuklar için oyun alanların hazırlanması için çalışmalarımız devam ediyor.
Hatay’da binaların büyük bir çoğunluğunun hasar görmesi nedeniyle kiralık ev sorunu da baş göstermiştir. Bu nedenle barınma sorununun kalıcı olarak çözümü acil ve gereklidir. Yeniden inşa sürecinde vatandaşlarımızın hak kayıpları yaşamaması ve doğru bilgilendirilmesi elzemdir. Yıkılan veya zarar gören evlerin/şehrin yeniden inşası, rant uğruna alelacele kararlarla yapılıp yeni sorunlar yaratabilir. Yeniden inşa edilecek şehrimiz sadece beton binalar olarak görülmemeli eski dokusu korunarak yapılmalıdır. Kentimiz deprem bölgesindedir. Bu nedenle hedefimiz bu riski bilerek ve göz önünde bulundurarak dirençli şehirler inşa edilmesini sağlamaktır. Dirençli şehir, şehrinde hiçbir kriz veya riske maruz kalmayan değil, her ne sebeple olursa olsun beklenmedik biçimde ortaya çıkan durumlar karşısında hazırlıklı olan ve rasyonel çözümler üretebilen şehirlerdir. Dirençli şehir ile ilgili planlama faaliyetine başlayacağımız ilk nokta kuşkusuz zemin olmalıdır.
Ayrıca yeni kurulacak şehirlerde gelecekte sorun yaşamamak için aşağıdaki hedeflerle çalışmalar yapılmalıdır. Bunlar;
•Yerel yönetişim mekanizmalarını yeniden düzenlemek,
•Şehirlerdeki yoksulluğun ve eşitsizliklerin azaltılmasını sağlamak,
•Kent morfolojisi, yoğunluk ve kompakt gelişme ilkelerini yeniden değerlendirmek,
•Mevcut kent ekonomisi iş modelinin başarılarını arttırmak amacıyla olası riskleri azaltmak.
Bu hedeflerin kent ölçeğinde, mahalle ölçeğinde ve bina ölçeğinde değerlendirilmesi ve buna göre yapılması gereken hususlar bulunmaktadır.
Kent Ölçeğinde;
• Sağlam zeminlerde depremlerden en az etkilenecek yapılaşma alanları sağlanmalıdır. Binalar yıkılırsa bile birbirini etkilemeyecek parsel büyüklükleri ve yapı yaklaşma mesafeleri belirlenmelidir.
• Ulaşım sistemi, yapıların yıkımı olursa yolları kapanmayacak genişlikte olmalıdır.
• Salgın hastalıklardan etkilenmemesi için su, arıtma, atıkların uzaklaştırılması sağlanmalıdır.
• Yeteri kadar açık ve yeşil alan oluşturulmalıdır. Bu alanlar afet durumunda toplanma alanları olarak da hazırlık yapılmalıdır.
• Enkazlara müdahale için kurumlarda atıl durumda bulunan sivil savunma müdürlükler işlevsel hale getirilmelidir.
• Kent envanteri oluşturup Akıllı Şehir Uygulamalarına geçilmelidir.
Mahalle Ölçeğinde;
• Birçok ülkede gündemde olan 15-20 Dk yürüme mesafesinde ihtiyaçların karşılandığı kendi kendine yeten mahaller oluşturulmalıdır.
• Kamusal mekanların sokakların sosyal mesafeye uygun olarak yeniden tasarlanmalıdır. Kent bahçeleri yeşil alanlar oluşturulmalıdır.
• Deprem anında bu alanlar toplanma alanları olarak kullanılmalıdır.
Bina Ölçeğinde;
• Konut ve diğer kullanım alanları için alan büyüklükleri, bina yükseklikleri, her kattaki daire sayısı gibi standartlar belirlenmelidir.
• Bilişim teknolojilerine erişim sağlayan ve akıllı binalara geçilmelidir.
• Enerji verimliliği için yeşil binalar oluşturulmalıdır.
• Tüm yapılar deprem standartlarına göre inşa edilmelidir.
• Kırsal alanlarda çok eski ve düşük kalite de inşa edilmiş yapılar hızlıca yenilenmelidir.
• Yapı yenilemelerinde ucuz kredi olanağı yaratılmalıdır.
Tüm dünyada ve ülkemizde sahil şehirlerine doğru göç olduğu gözlenmektedir. Nüfusu artan şehirlerimiz başta olmak üzere, depreme dayanıklı sağlıklı kentler oluşması için yerel yönetimlerin sorumlulukları artmaktadır. Yerel yönetimleri güçlendirmek yerine tam tersi merkezileşme olan ülkemizde, yerel yönetimler güçlendirilmeli, afet planları ve tatbikatlar yapılarak her zaman bir afete hazırlıklı olmalıdır.
TMMOB olarak tüm bileşenlerin içinde bulunduğu ve Barolar birliğiyle komisyonlar kurularak, vatandaşlarımızın doğru bilgilendirilmesi ve hak kaybı yaşamaması için mücadelemizi yürüteceğiz.
Yeniden inşa sürecinde şehir planlamasından, alt yapısına, üst yapısından akıllı kentlere, bilimsel mühendislik metotlarıyla her koşulda göre hazır olduğumuzu beyan ederiz.
Türk Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Birliği olarak biat edenlerin, rant uğruna bu ülkeyi felaketlere sürükleyenlerin karşısında gerçeği söylemekte, halkının yanında durmaya devam etmektedir. Gericiliğe inat bilimi, emeği, kültürü, üretimi koruyacak, bunu da başta güç aldığı üyesi ile birlikte yapacaktır. Yıllardan beri devam eden bu dava, haksızlıktan hukuksuzluktan, adaletsizlikten hesap sorma davasıdır ve ancak birlikte başarılabilir. Yaşadığımız kentimiz, nefes aldığımız ülkemiz için sözümüz var, TMMOB var olduğu sürece de olacak.