İtalya Venedik Ca’Foscari Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Vera Costantini, “İskenderun ve Venedik: Tarihsel Geçmişimizden Hareketle Gelecekteki Ortak Adımlara Doğru Örnekler ve Teklifler” konulu söyleşisini İskenderun Teknik Üniversitesi’nde yaptı.
Venedik ve İskenderun birbirine benzerlikleri olan iki liman kenti olduğunu anlatan Öğretim Üyesi Dr. Vera Costantini, “Tarihsel açıdan bakıldığında da bu iki liman kentinin bağlantıları var. Her ikisi de sanayi kenti. Lojistik alanda faaliyetleri var. Sanayi ve endüstri alanında Venedik ve İskenderun ortak çalışmalar yapılabilir. Batıya gidecek bir çok ürün Venedik üzerinden gitmektedir. İskenderun ile ilgili benzerlik ise İskenderun’un Ortadoğu’ya açılan önemli bir merkeze hâkim olmasıdır. Bu önemlidir. Çünkü tarih boyunca İskenderun Limanı hep önemini korumuştur. Örneğin insanlar asırlar önce burayı Baharat Yolu olarak kullanmışlar. İpek Yolu olarak kullanmışlar Peki neden kullanmışlar? Çünkü İskenderun Limanı ve İskenderun çok önemli bir noktadadır. Stratejik bir öneme sahiptir. Bu süreçte Suriye’deki yeniden yapılanma sürecinde İskenderun Limanı Lojistik bir merkez olarak kullanılabilir. Dolayısıyla bu bölgeye sadece görünürde taşımacılık girişi değil para ve hizmet girişi de sağlayacak ve bu gelişme ekonomiyi güçlendirecektir.” şeklinde konuştu.
İskenderun ve Venedik, Türkiye ve İtalya’yı birbirine bağlayan aktörler olabilir!
Venedik Ca’ Foscari Üniversitesi Öğretim Üyesi, Doğu Akdeniz Stratejik İktisat Tarihi ve Türk Dili Uzmanı Dr. Vera COSTANTINI’nin sunumuyla gerçekleşen “İskenderun ve Venedik: Tarihsel Geçmişimizden Hareketle Gelecekteki Ortak Adımlara Doğru Örnekler ve Teklifler” konulu söyleşi, İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Barbaros Hayrettin Konferans Salonu’nda yapıldı. Dinleyicilerin büyük bir dikkatle takip ettikleri programda Dr. Vera Vera Costantini’nin vermiş olduğu bilgilerin yanında Türkçeyi de çok iyi konuşuyor olması büyük beğeni topladı.
Vera Costantini’ye teşekkür ederek söyleşinin açılışını yapan İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli; “Venedik Ca’Foscari Üniversitesi’nden Dr. Vera Costantini, hem İktisat Tarihi konusunda hem de Türk Dili konusunda uzmandır. Kendisi, tarihten günümüze Venedik ve İtalya’nın İskenderun ve Türkiye ile olan ilişkilerini anlatacak, değerlendirecek ve geçmişte olan bu ilişkilerin gelecekte bizi nerelere götürebileceğinden bahsedecektir. Yapılabilecek işbirlikleri hakkında bizlere tavsiyeleri olacaktır. Biz, ilk işbirliğini Dr. Vera COSTANTINI aracılığı ile Venedik Ca’ Foscari Üniversitesi ile İskenderun Teknik Üniversitesi arasında öğrenci değişim protokolü yaparak başlatmış bulunuyoruz. Bu bağlamda, İSTE Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSTE-SEA) Müdürümüz Ekrem CÜNEDİOĞLU’nun da çalışmaları devam etmektedir” dedi.
Daha sonra kürsüye çıkan Dr. Vera Costantini, “Sayın Rektör, İskenderun Teknik Üniversitesi’nin seçkin öğretim üyeleri siz değerli meslektaşlarım, bana bu prestijli kurumunuzda düzenlenen konferansa katılma fırsatı verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ederim. Özellikle de sevgili meslektaşım ve arkadaşım Ekrem CÜNEDİOĞLU’na buraya gelmem konusundaki destekleri ve beni teşvik ederek sizlerle değerli bir bağ kurma fırsatı yarattığı için çok teşekkür ederim” diyerek sözlerine başladı. “İskenderun ve Venedik: Tarihsel Geçmişimizden Hareketle Gelecekteki Ortak Adımlara Doğru Örnekler ve Teklifler” konu başlığıyla sunumuna başlayan Dr. COSTANTINI; “Benim için burada, sizlerle olmak, özellikle İskenderun ve Hatay’ın tarihini, benim şehrim Venedik ile birleştiren derin köklerden dolayı daha da önemli. Venedikliler, Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden itibaren geleceğin denizcilikte olduğunun ve coğrafi konumlarının bir sonucu olarak Doğu ile bağlantı kurma işlevinde yattığının bilincine vardılar. İskenderun, Basra’yı Venedik’e bağlayan güzergâhın ortasında, ideal bir konuma sahiptir. Bu iki şehrin olduğu gibi, İskenderun da kara ile deniz arasındaki sınırda yer alır ve Venedik gemileri dönüş mallarını yüklemek için bu limanda dururlardı. Bu mallar genellikle, baharat gibi, değerli ve hafif olduğundan, Venedikli tüccarlar büyük bir tuzlu su alanı olan Kıbrıs’ın güney sahilinde bir durak olmasını istiyorlardı. Yük ambarlarının ağırlıkları tuz plakaları ile dengelenen gemiler, daha istikrarlı bir şekilde Venedik’e gidebiliyorlardı. Gemi seferlerinin sezonu yaklaşık olarak Nisan ayından Kasım’ın başına kadar devam ediyordu ve kışı atlatmak için gemilerin İskenderun limanında bekleme durumu olabiliyordu. Venediklilerin İskenderun’daki varlığı, Halep konsolosluğuna bağlı bir ticari temsilci bulunmasını sağlarken, bağımsız tüccarlar Bağdat ve Basra gibi diğer şehirlerde faaliyet gösteriyordu. Tarihten günümüze doğru gelirsek İtalyan ve Türk sanayisinin geleneksel gücü küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Ortaklıklar kurmak için makul sektörler; lojistik, tekstil ve gıda endüstrisi olabilir. Türkiye’de hâlihazırda bulunan ve aktif olan İtalyan şirketlerinin sayısı konusunda çelişkili rakamlar bulunmaktadır. İtalyan Dış Ticaret Bürosunun İstanbul Ofisi, 560 şirketin kendileri tarafından tescil edilmiş olduğunu, ancak listenin kapsamlı olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı’nın da 1.369’unu kaydetmiş olduğunu belirtiyor. Mevcut en son veriler, Türk limanlarının, İtalya limanlarına gelen ve İtalyan limanlarından gönderilen toplam uluslararası malların %10,5’inin kalkış ve varış yeri olduğunu göstermektedir. Öte yandan, Trieste limanı, İtalyan limanlarına gelen ve İtalyan limanlarından gönderilen toplam uluslararası malların yaklaşık %15’ini barındırmaktadır. Bu nedenle, Kuzey Adriyatik’i Doğu Akdeniz’e bağlayan deniz koridorunun potansiyel olarak daha fazla gelişmeye açık olan eksen olduğu söylenebilir. Bu bağlamda, her biri farklı iç bölgelerde hizmet eden ve farklı nihai hedeflere trenle ulaşan Kuzey-Adriyatik İtalyan limanları arasında makro-bölgesel bir işbirliği sistemi kurulmasının avantajları açıkça görünmektedir. Bu bağlamda, İskenderun ve Venedik, geçmişte olduğu gibi iki stratejik liman olarak Türkiye ve İtalya’yı birbirine bağlayan aktörler olabilir!” dedi.
İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Rektörü Prof. Dr. Türkay DERELİ söyleşi sonunda Türk Kahvesi hayranı olan Dr. Vera COSTANTINI’ye fincan takımı ile adına dikilen ağacın sertifikasını takdim etti.