Eğitim-İş’e (Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası) bağlı öğretmenler, “Artık Geçinemiyoruz” dedi ve bu gün derse girmedi. Ülke genelinde alanlara inen öğretmenler, alanlardan ses yükseltti ve hükümete sesini duyurmaya çalıştı. “Kısık Sesle Saraylardan Değil Gür Sesimizle Alanlardan Haykırıyoruz”
İskenderun eski Bit Pazarında düzenlenen kitlesel açıklamaya CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Çevre Koruma Derneği İskenderun Şube Başkanı Nermin Yıldırım Kara, İskenderun Bakkallar ve Bayiiler Odası Başkanı Mustafa Çölöğlu, ADD İskenderun Şube Temsilcileri, Eğitim İş Kamu İş Kolu Konfederasyon yöneticisinin katılımıyla düzenlendi.
Hükümetin ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıktığını, gelir adaletsizliğini derinleştirdiğini, yoksullaşmayı artıran politikalar yürütmeye devam ettiğini belirten Eğitim İş Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Ateş, açıklamasında eğitimcilerin şu taleplerini dile getirdi:
–İnsanca yaşamak için tüm eğitim emekçilerinin maaşlarına yüzde yüz zam istiyoruz!
–Sistematik ve hadsiz saldırılar altındaki meslek onurumuza tekrar kavuşmak istiyoruz!
–Tüm eğitim emekçileri için kadrolu, güvenceli çalışma ve insanca çalışma şartları istiyoruz!
–Nitelikli eğitimin sürdürülmesinde en önemli paydaşlar arasında olan idari, yardımcı ve teknik personellerin taleplerinin yerine getirilmesini, Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneğinin ayrım gözetilmeksizin eğitim çalışanlarının tümüne ödenmesini istiyoruz.
–Eğitim çalışanlarının görev tanımlarının yapılmasını, angarya çalışmaya son verilmesini istiyoruz.
–Üniversitelerimizde bilimsel, idari ve mali özerklik istiyoruz.
–Üniversitelerimizde akademik ve idari kadrolar arasındaki keskin çizgilerin azaltılmasını, görevde yükselme koşullarının liyakat sistemine göre yapılmasını, akademik teşvik ödeneğinin akademik alanların şartları göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmesini, akademisyenleri gerçekten teşvik edecek oranlarda olmasını istiyoruz.
–Atatürk’ün bize emanet ettiği yeni nesiller için laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim istiyoruz!
Ve şüpheniz olmasın ki alacağız! Bu yoksulluk, bu sömürü artık yeter! Gün umutsuzluğa kapılma, kendini çaresiz ve güçsüz hissetme günü değildir. Gün dayanışma günüdür, mücadele günüdür. Üreten emekçileriz, sesimiz, sözümüz var. Hep birlikte güçlüyüz.
Biz eğitim emekçileri, bugünün gerçekliğini TÖS’ten TÖB-DER’den Köy Enstitülerinden devraldığımız tarihsel mirasla yoğuracağız. Nazım’ın dediği gibi ağır ellerimizi toprağa basıp doğrulacağız. Bugün burada bulunan ve iş bırakma eylemimize destek olan tüm eğitim emekçilerini de selamlıyoruz. Mücadelemizi tüm haklarımızı elde edene kadar, eğitim emekçilerine insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayana kadar sürdüreceğiz, haklarımızı söke söke alacağız!