İstanbul Sözleşmesi için Meclis Araştırması istedi

Published on:  /   Yorum yapılmamış

 

 

Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’ndan İstanbul Sözleşmesi için Meclis Araştırması istedi.

 

Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, Önergesinde Şu Görüşlere Yer Verdi:

Kadınlar ve erkekler arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadınlara yönelik şiddeti önlemede anahtar unsur olduğunu vurgulayan İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararının geri alınarak, yükümlülüklerinin hayata geçirilmesi, karakollarda uygulanan cinsiyetçi keyfi uygulamaların tespit edilmesi ve giderilmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci, Meclis İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğinin yapılmasını istedi.

Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç önergesinde şu görüşlere yer verdi:

Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesine yönelik en etkili insan hakları mekanizması olan ve Türkiye’nin de ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi (Kadın Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi)’nden 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararı ile tek taraflı geri çekilme kararı alınmıştır.

 

Şiddete ve cinsiyet eşitsizliğine karşı bütünlüklü politikalar üretme yükümlülüğü getiren sözleşmeden çekilme kararı kadınlar tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” diyerek kararın geri çekilmesi gerektiğini dile getiren kadınlar ve kadın mücadelesi yürüten kurumlar İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararının kadın kazanımlarına bir saldırı olduğunu, bu kararın kadına yönelik şiddetin daha da artmasına neden olacağını belirtmektedirler.

 

İstanbul Sözleşmesi şiddete karşı önleyici ve koruyucu mekanizmaların, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, cinsel yönelim, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken gibi herhangi bir statüye temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın herkes için uygulanmasını şart koşmaktadır. Kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içerirken, her bir şiddet türü için alınması gereken önlemleri ayrı ayrı belirtmektedir. Önemli bir yanı ise Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlete ve şiddet önleme mekanizmalarında görev yapan kamu personeline yönelik olmasıdır.

İstanbul Sözleşmesi, “Kadınlar ve erkekler arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadınlara yönelik şiddeti önlemede anahtar unsur” olduğunu vurgulamaktadır. Sözleşme tarafı olan devletler, “Kadınlar ve erkekler arasında alışagelmiş rollerin bulunduğu düşüncesine dayanan ön yargıları, örf ve adetleri, gelenekleri ve her türlü farklı uygulamaları ortadan kaldırmak amacıyla kadınlar ve erkeklere ilişkin sosyal ve kültürel davranış modellerinin değişimini sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” hükmü gereğince gerekli adımları atmakla yükümlüdürler.

Tüm bu önemli içeriklerine rağmen İstanbul Sözleşmesinden çekilmekle birlikte karakollardaki keyfi uygulamalar da artmıştır. Yaşadığı erkek şiddetine karşı can güvenliğini sağlamak amacıyla karakollara giden kadınlara polisler tarafından, “uzaklaştırma başvurusunun artık alınmadığı, bunun için aile mahkemelerine başvurulacağı” söylenmektedir. Türkiye’nin her tarafından kadınların karakollara başvurduklarında geri çevrildikleri haberleri basına yansımaktadır. Avukatları aracılığı ile, ısrarlı talepleri sonucunda ancak uzaklaştırma ve şikayet başvurusunda bulunabilen kadınların karakolda yaşadığı keyfi uygulamaların sonlandırılması elzemdir. Yürürlükte olan 6284 sayılı yasa gereğince de tüm başvuruların ele alınması ve tedbir kararlarının uygulanması gereklidir.

 

Geçtiğimiz 11 Mayıs tarihinde,İstanbul’da imzaya açılmasının 10. yılını dolduran İstanbul Sözleşmesine dair gece yarısı verilen çekilme kararının ardından 1 Temmuz tarihinde sözleşmenin yürürlükten kaldırılacağına dair karar Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Oysa Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Raporlarına göre; 2020 yılında erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş, 171 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuştur. 2021 yılında ise 154 kadın erkek şiddeti ile hayatını kaybetmiştir. Yaşanan kadın katliamına karşı bir savunma aparatı olan, şiddet karşısında toplumsal dönüşüm için gerekli mekanizmaları oluşturmaya dönük zemin hazırlayan İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı kabul edilemezdir.

 

Tüm bu nedenlerle, kadınlara yönelik erkek şiddetine karşı bütüncül tedbirler alınmasını sağlayan İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararının geri alınması ve Sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi, kadınların şiddete uğradıkları erkekler hakkındaki şikayet ve tedbir kararı başvurularını işleme almayan polislerin karakollardaki keyfi uygulamalarının araştırılarak tespit edilmesi ve yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla ivedilikle Meclis Araştırması yapılmalıdır.

Kategori:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.