Nardugan bayramı: Nardugan, diğer adıyla Şeb-i Yelda… En uzun gece

Published on:  /   Yorum yapılmamış

Nardugan bayramı diğer adıyla Şeb-i Yelda… En uzun gece…  Türklerde Güneş’in Doğuşu anlamına gelmektedir. Bu gün, bolluk, bereket, huzur, mutluluk gibi güzel dileklerin dilendiği çok kültürde de yer almaktadır.

Türklerin geleneğinde yer tutan ve günümüze kadar gelen Nardugan Bayramı ile ilgili Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın değerlendirmesine yer verilen bu çalışma içinde bulunduğumuz 2020 yılının Mart Ayında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yayınlanan Tarih Dergi için Sümerolog-Yazar Muazzez İlmiye Çığ ile yapılan görüşmenin satır aralarındaki notlardan esinlenilerek hazırlandı.

Nardugan, Roma’da Satürnalya, Antik Yunan’da ise Dionysos Şenlikleri olarak kutlanan, Türklerde Güneş’in Doğuşu anlamına gelen ve Ön Türkler’deki atalar kültü döneminden günümüze kadar Orta Asya coğrafyasında Güneş kültü adına kutlanan bir bayramdır. Bunun nedeni ise Türklerin eski inanışına göre tıpkı Mısır mitolojisinde olduğu gibi gece ile gündüz sürekli savaşırlar ve 21 Aralık günü en uzun gecedir ve ardından Güneş daha çok görünmeye başlar, günler uzar. Bu yüzden Türklerce Ay yılı esasına dayalı olarak 22 Aralık gününü takiben ilk dolunayın çıktığı gün yeni yılın ilk günüdür. Nardugan bayramı, her yıl 21 Aralık’ta kutlanır.[1]

Günümüzde ise; Nardugana  şu anlamlar yüklenmektedir: 

“Türkler; gönül kırgınlıklarımıza, kalp ağrılarımıza ve tüm yaralara nar kırıyoruz bu gece, bu gece Nardugan, diğer adıyla Şeb-i Yelda… En uzun gece…

⭐ Bu gece dilek tutup kapınızda nar kırararsanız dileklerinizin gerçekleşeceğine,  nar yerseniz, yıl boyu hiçbir hastalığın size yanaşamayacağına inanılırmış….

⭐Bu gece nar kırarsanız, yıl boyunca nar gibi bereketiniz olurmuş…

⭐Bu gece konuklarınıza nar sunarsanız, gönül kırgınlıklarınız geçer, küslükleriniz diner, yürek yaralarınız azalırmış…

⭐Bu gece nar evinize girerse, yıl boyunca tam da bu geceki gibi, karanlık kısalır, kısalır, biter, artık aydınlıklarınız olurmuş…

⭐Bu gece, Aralık’ın 21. gecesi, Nardugan Bayramı gecesi: Şeb-i Yelda. Bu gece karanlık kısalıyor. Belki bu gece bizim de karanlığımız azalır…

⭐Bu gece, siz ve nar ayıklayanınız varolsun, size nar tanesi sunanın da kadrini kıymetini biliniz; birken, bin olunuz beraber, tane tane kızıl kızıl ışıldayınız, sonra yanyana bir bütün olunuz. Herkesin ve bütünün iyiliğine bütün dileklerimiz ışık hızında gerçekleşsin.”

Türklerde Güneş’in Doğuşu anlamına gelen Nardugan Bayramı bir çok kültürede farklı farklı ritüellerde yaşatılmaktadır.

Roma’da Satürnalya, Antik Yunan’da ise Dionysos Şenlikleri olarak kutlanan Nardugan, Türklerin inanışında Güneş’in Doğuşu anlamına gelmektedir.

Ön Türkler’deki atalar kültü döneminden günümüze kadar Orta Asya coğrafyasında Güneş kültü adına kutlanan Nardugan, her yıl 22 Aralık’tan sonra gelen ilk dolunayda kutlanmaktaydı.

Bunun nedeni ise Türklerin eski inanışına göre tıpkı Mısır mitolojisinde olduğu gibi gece ile gündüz sürekli savaşırlar ve 21 Aralık günü en uzun gecedir ve ardından Güneş daha çok görünmeye başlar, günler uzamasından dolayı olduğu şeklinde yorumlanmaktaydı. Bu yüzden Türklerce Ay yılı esasına dayalı olarak 22 Aralık gününü takiben ilk dolunayın çıktığı gün yeni yılın ilk günüdür.

Bu gün içinde tüm Türkler, ölümsüzlüğün simgesi olarak kabul ettikleri ve Türk Mitolojisi’ne göre tüm insanların türediği ağaç olan Akçaçam Ağaçları’nı süsler ve bu ağaçların altında, çevresinde geleneksel oyunlar oynar, kopuz eşliğinde şarkılar söyler ve eğlenceler .

Türklerin kutladığı diğer bayramlar olan Paktıgan ve Koçagan bayramlarıyla da uyumlu olan Nardugan’ın, gündönümüne dayalı bayramlarla birlikte üçlü bir yapının parçası olduğu görülmektedir.

 

Nardugan, Moğol dilindeki Nar (Güneş), Türk dilindeki Tuqan (Doğan) sözcüklerinden oluşmuştur. Tatarlar bu bayrama Koyaş Tuğa yani Güneş Doğan günü derler. Başkurtlar, Udmurtlar Nardugan veya Mardugan, Mişer Tatarları Raştua, Çuvaşlar Nartavan ya da Nartukan, Zırizyalar Nardava, Mokşalar Nardvan adını verirler.

Muazzez İlmiye Çığ: Türklerin yaşayan eski geleneği NARDUGAN Türklerde Çam Bayramı 

Muhteşem Muazzez, Sümer Kraliçesi olarak da anılan Sümerolog – Yazar  Muazzez İlmiye Çığ,  yılbaşı ve Noel Baba’nın Türk geleneklerinden geldiğini söyleyerek “Türklerin tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir “akçam ağacı” bulunuyor. Bu ağacın tepesi de gökyüzünde oturan tanrı Ülgen’in sarayına kadar uzuyor ” dedi.

 

Türklerde yeni yıl kutlamalarının İslamiyet öncesi dönemden geldiğine dikkat çeken Sümerolog- Yazar Muazzez İlmiye Çığ, “Eski Türklerde, gökyüzü tanrısal bir güç olarak kabul edilirdi. Geceyle gündüz kavga halindeydi. 21 Aralık tarihinin ardından günlerin uzamaya başlaması, kutsal kabul edilen güneşin kavgayı kazandığı gün olarak kabul edilir ve bunun için şenlikler düzenlenirdi. Bu kutlamalarda ‘Akçam’ denilen çam dalı kullanılır, o çam dalının altına, Tanrı iyi insanlara iyi şeyler sunduğu için, hediyeler konulurdu. Tanrı gelecek yıl iyi şeyler versin diye de, o çam dalına iyi dilekleri simgeleyen bezler, süsler bağlanırdı. O gün aileler bir araya gelir, yemekler yapılır, yenir, şarkılar söylenip, dans edilirdi. Eski Türk geleneğinden günümüze gelen Noel Baba’geleneğinde de vardır. Bugün Noel Baba olarak kabul edilen yaşlı adamın, gökyüzü tanrısının kötü kardeşi yeryüzü tanrısı olduğuna inanılır. 22 Aralık’ta onun bile iyi olmaya karar vererek, kapı kapı dolaşıp hediyeler verdiği düşünülürdü. Noel Baba’nın kıyafetleri tıpkı Türk geleneklerindeki kıyafetleri yansıtır. Bu adet, Hunlarla birlikte Avrupa’ya, Hıristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte Hıristiyanlara geçti. Yılbaşı kutlama geleneği, 325 yılında alınan bir kararla Hz. İsa’yı anmak için kullanılmaya başlanmıştır” dedi.

107 yaşındaki Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, yılbaşı ve Noel Baba’nın Türk geleneklerine dayandığını belirtti. Sevgili Muazzez İlmiye Çığ’a sağlık ve sevgi dileklerimizi sunuyorum. (Serpil Korkmaz)

 Nardugan, Moğol dilindeki Nar (Güneş), Türk dilindeki Tuqan (Doğan) sözcüklerinden oluşmuştur.  Nardugan, Roma’da Satürnalya, Antik Yunan’da ise Dionysos Şenlikleri olarak kutlanan, Türklerde Güneş’in Doğuşu anlamına gelen ve Ön Türkler’deki atalar kültü döneminden günümüze kadar Orta Asya coğrafyasında Güneş kültü adına kutlanan bir bayram olma özelliğini taşır.
Her yıl 22 Aralık’tan sonra gelen ilk dolunayda kutlanmasının nedeni ise Türklerin eski inanışına göre;   tıpkı Mısır mitolojisinde olduğu gibi gece ile gündüz sürekli savaşır ve 21 Aralık günü en uzun gece ve ardından Güneş daha çok görünmeye başlar, günler bu tarihten sonra uzamaya başlar. Bu yüzden Türklere göre;  Ay yılı esasına dayalı olarak 22 Aralık gününü takiben ilk dolunayın çıktığı gün yeni yılın ilk günüdür.
Bu günü ölümsüzlüğün simgesi olarak kabul ettikleri ve Türk Mitolojisi’ne göre tüm insanların türediği ağaç olan Akçaçam Ağaçları’nı süsleyen tüm Türkler, süsledikleri bu ağaçların altında, çevresinde geleneksel oyunlar oynayıp, kopuz eşliğinde şarkılar söyleyip ve eğlenceler düzenleyip bu günü kutlar ve kutsal saymaktadır.

 

Kategori:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.