Serpil KORKMAZ
Türkiye’nin tek Ermeni köyü olarak nam salan Samandağ Vakıflı’da DOĞAKA desteğiyle Musadağ Müzesi kuruldu.
Yörede yaşayan Ermenilerin kültürü, gelenekleri ile ilgili bilgi aktarımının yapılacağı bu mekân DOĞAKA’nın desteği ile bu önemli kültürel doku gelecek kuşaklara aktarılacak.
Akdeniz’i tepeden seyreden ve Yayladağı-Suriye sınırına 30 kilometre uzaklıkta bulunan Vakıflı Köyünde DOĞAKA desteğiyle kurulan Musadağ Müzesi, Vakıflı köylülerinin kendi imkânlarını da seferber ederek yaşam buldu.
Vakıflı Köyü Ermeni Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Cem Çapar, Proje Koordinatörü Lora Çarpar’ın yürüttüğü Vakıflı Köyü Musadağ Müzesi ile köyü ait geleneklerin, şarkıların, dilin korunacağını kaydetti.
Bilgi panoları ve canlandırmalar ziyaretçiye tarihi hissettiriyor. Kurulan mikrofilm masasında ulaşılabilen tüm Musa Dağ aile arşivleri yer alıyor. Vakıflı köyde günlük tutmak gelenektir. Özellikle köyün dedelerinin günlükleri vardır. Ulaşılabilen tüm Musa dağlıların aile fotoğraf arşivleri ve tutulan günlükler mikrofilm masasında ziyaretçileri bekliyor. Araştırmacılar bu arşivlere kolaylıkla ulaşabiliyor. Musa Dağ köylüleri için önem taşıyan dil, din, yortu, bayram,
Port Said, Musa Dağ’da 40 gün, harisa, deyişler, tarım, iğne oyası, taş işçiliği, ipek böcekçiliği gibi geleneksel el sanatları da Vakıflı köyün vazgeçilemez değerleri olarak kurulan müzede yer aldı. Oluşturulan film odasında ziyaretçileri bekleyen bu mekânda Vakıflı köylülerin günlük yaşamının anlatıldığı filmde karakterler yazını ve kışını köyde geçiren Vakıflı köylülerin yaşamlarından kesitleri de anlatıyor.
Korona virüs nedeniyle resmi açılışını yapamadıkları Musa Dağ Müzesinin yaşam normale döndüğünde resmi açılışlarını yapacaklarını ifade eden Vakıflı Köyü Ermeni Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Cem Çapar, gazeteci eşi Lora Çapar, Hatay Valisi Rahmi Doğan, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansına ve projede katkısı olan herkese teşekkür etti.
“Musa dağının hikayesi bir kez daha ölümsüzleşti”
Vakıflı Köyü Ermeni Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Cem Çapar, “Yaptığımız çalışma birlik ve bütünlüğümüzü pekiştirecektir. Anadolu tarihi ilklere ev sahipliği yapan önemli bir coğrafya. Yazının bulunduğu, paranın icat edildiği, ilk ibadethanelerin kurulduğu topraklarda yaşıyoruz. Biz bu değerlerimize sahip çıkmazsak başkaları gelir sahip çıkmaya çalışır. Anadolu halkları olarak bu değerlerimize sahip çıkmalıyız. Gücümüzü tarihe dayandırırsak daha da güçleniriz. Bu müze de sahip çıkmanın en güzel örneklerinden biridir.” Diye konuştu.