Nesli tükenmekte olan Türk semenderi Hatay’da görüntülendi…

Published on:  /   Yorum yapılmamış

Sarı Benekli Bemender, Hatay’ın Amanos Dağlarında nemli, ıslak ve makilik alanlarda yaşıyor. Yörede sarı benekli semender baharın da müjdecisi olarak bilinir. Zira, sarı benekli semender baharın gelişini müjdeler yöre inanışına göre. Hatay’ın Belen ve  Hassa ilçelerinin dağlık alanlarında olmak üzere Amanoslarda da yaşayan Sarı Benekli Semender, geçtiğimiz haftalarda da Hassa’da çobanlar tarafından görüntülendi.

Nnesli tükenme tehlikesi bulunan sarı benekli semendere, çobanlar koyun otlatırken rastladılar.

Hassa Sugediği Köyünde koyun otlatan çobanlar tarafından bulunan sarı benekli semender, doğal yaşam ortamına bırakıldı.

Köy Halkından çobanlık yapan Hüseyin Asan; “Yağmurlu günlerde ortaya çıkan bu semenderlerin doğal ortamlarında yaşamlarına köyde hiç kimsenin karışmadığını dile getirdi.

Suriye Afrin sınır bölgesindeki volkanik arazide rastlanan semenderin, yosunlu ve nemli taşların üzerinden kendine gölgeli bir yer bulmak için yavaş adımlarla ilerlemesi, seyre değer bir görsel oluşturdu.

Genellikle, Türkiye’nin güney bölgelerinde görülen bu canlıların, doğal yaşam alanları, ılıman ormanlar ve Akdeniz tipi çalılıklardır.

Taş ve yosunlar arasında, gölgeli ve nemli yerlerde yaşarlar. Şekilleri kertenkeleye benzerse de, tamamen kertenkelelerden farklıdır. Yumuşak derileri pulsuzdur ve parmaklarında tırnak bulunmaz. Çoğunlukla gece avlanan bu sürüngenlerin ana besinlerini küçük böcekler, larvalar ve solucanlar oluşturur. Gündüzleri sudaki kayaların altında saklanarak veya akarsuyun dip çamurlarına gömülerek dinlenir.  Boyları 10 ile 15 cm arasında değişir.

Türkiye’de endemik bir semender türü olan sarı benekli semenderler, Habitat(yaşam alanı) kaybından dolayı soyu tehlikededir.,

Eski zamanlardan beri benekli semender öldürücü derecede tehlikeli bir hayvan olarak ün yapmıştır.  Edıvard Topsell, 1607’de yazdığı “Dört Ayaklı Hayvanlar’ adlı kitabında şöyle diyordu: ‘Eğer bir semender sizi ısırırsa, artık tabut ve kefene baş vurun.’ Ancak bu sözlerden, o günlerde, semender ısırmasının ölümle sonuçlanacağına ne kadar çok inanıldığını da gösteriyor. Bugün bile bu efsane yaşamaktadır. Oysa semenderler ısırmazlar. Zehir bir kesiğe girmediği ya da göze geldiğinde, oğuşturularak içine kaçırılmadığı takdirde, semendere dokunmanın belirgin bir zararı olmaz.

Topsell, aynı bölümde, “Bazıları hayvanın buz kadar soğuk olduğunu, bu yüzden de ısıyı düşürüp ateşi söndürdüğünü söylüyorlar..” diye de yazıyordu. Bu da benekli semender ısırmasının, ölüme neden olduğu hikayesi kadar eski bir efsaneydi. Bir semender ateşe atıldığı takdirde hayvana bir şey olmadığı gibi, ateşi söndürdüğü iddia ediliyordu.

Bu efsane, benekli semenderlerin ve ateş semenderlerinin çoğunlukla kütüklerin arasında kış uykusuna yatması yüzünden çıkmıştı. Bu durumda ıslak ya da taze, nemli bir kütük ateşe atıldığı zaman ateşi söndürüyordu ama, o arada kütük içindeki semenderi uykusundan uyandıracak kadar da ısınıyordu.

Benekli semender gibi göze çarpıcı bir hayvanın, birdenbire ateşin ortasında belirmesi, insanı şaşırtmayacak bir olay değildi. Onun için yakıştırma yoluyla böyle bir inanç ve efsanenin çıkmış olmasına şaşmamak gerekir.

Amyant, uzun yıllar önce eski Grek’te keşfedildiği zaman, bunun semenderlerin kılından veya yününden yapıldığı ve bu yüzden ateşe dayandığı düşünülmüştü.

Kategori:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.