Terör ve Güvenlik uzmanı Muğlu: PKK’nın en büyük zararı Kürt vatandaşa veriyor

Published on:  /   Yorum yapılmamış

Terör ve Güvenlik uzmanı Dr.İmbat Muğlu, PKK’nın en büyük zararı Kürt vatandaşlara verdiğini söyledi Muğlu, Türkiye de yaşayan Suriyelilerin hızlı şekilde çoğalmasından endişe duyduğunu ifade etti.


Terör ve Güvenlik uzmanı İmbat Muğlu, İskenderun Gazeteciler Cemiyeti’nde basın mensuplarına özel bir konferans verdi. Muğlu, kendisinin de bir Kürt vatandaş olduğunu, terör yüzünden ailece İzmir’e taşındıklarını, 15 yıl TSK’da görev yaptığını söyledi.
Bölgemizdeki gelişmeleri değerlendiren Muğlu, Kürtlerin hakkını savunduğunu iddia eden terör örgütü PKK’nın en büyük zulmü Kürt vatandaşlarına yaptığını ifade etti. Fetö’nün insanları din istismarıyla kandırdığını da belirten Muğlu, özetle şu başlıklara değindi:
‘’-15 Temmuz başarılı olsaydı bugün burada olamazdık.
-253 kişinin ölümüne neden olan terörist Mazlum Kobani’nin Avrupa da saygın biri gibi algılanmasını şaşkınlıkla izliyoruz.
-Türk-Kürt-Arap Kardeşliğinde en güzel örnek yer Hatay.
-Türkiye de 4 milyon Suriyeli yaşıyor ve hızla çoğalıyorlar. Bu durum beni endişelendiriyor. Bu çoğalma PKK teröristlerinin Kürdistan hayali gibi başka hayalleri de getirebilir.


-Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan Suriyelilerin Türkçe öğrenmeleri gerekmektedir. Öğrenmek istemiyorlarsa bu düşündürücüdür. Bu insanlara vatandaşlık kültürümüzü de aşılamalıyız.
-Bir kez daha karışan İdlip’den büyük bir göç dalgası Türkiye ye doğru geliyor. Terör örgütlerinden pek çok kişinin bunlar arasında olduklarına eminim.
-Güvenle Bölge’yi terör örgütleri istemiyor. Suriye de barış olursa umarım Türkiye ‘ye sığınanların hepsi ülkelerine döner.’’
Terör ve Güvenlik uzmanı Dr.İmbat Muğlu Türkiye’yi karıştırmak, güçsüz hale sokmak, ekonomik kriz yaramak için pek çok saldırının yapıldığına da dikkat çekerek, şu bilgileri paylaştı:
‘’Türkiye, komşuları olan Suriye ve Irak’ta yaşanan iç savaş ve terörizm faaliyetlerinin yansımasını en çok yaşayan devlettir. Komşudan yaşanan güvenlik, iç savaş ve istikrarsız ortamda beslenen ve büyüyen terör örgütleri bölgede yaşattıkları insanlık dışı terörizm faaliyetlerini milli ve istikrarlı olan Türkiye’ye de sıçratmak için dış güçlerin de ciddi desteğini alarak sınırlarımız içinde haince saldırılara geçmeye çalışmaktadır. Son dönemde küresel güçlerin haksız ekonomik baskı yapması ve uluslararası lobilerin Türkiye aleyhine haksız değerlendirmeleri, faiz oranları ve dövizdeki orantısız artış ve özellikle 31 Mart Yerel Seçimler sonrasında PKK’nın siyasi kanadının özellikle Doğu ve Güneydoğu da ciddi oy kaybetmesi neticesinde bebek katili PKK terör örgütünün ülkede silahlı eylemlere başlaması Türkiye üzerinde oynanan oyunların bir sistematik yapı tarafından yönetildiğinin ve ciddi bir örgütlenme yapısı gerçeğini ortaya koymaktadır. Türkiye’nin her geçen gün büyüyen ekonomisinden, milletin huzurundan ve birliğinden korkan küresel güçler yıllardır ırk, mezhep ve istikrar üzerinde oyunlar oynar. Lakin şimdi oynanan oyun gözdağı, aba altından sopa gösterme değil bariz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ortadan kaldırma veya Suriye ve Irak modeli bir ülke durumuna sokmaktır. Yapılan saldırılar dört bir yandan kuşatma ile gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.


Önce 17-25 Aralık operasyonları ile seçilmiş hükümeti itibarsızlaştırma ve düşürme yoluna gittiler. Başaramadılar, başaramayacaklar. Akabinde 15 Temmuz’da Türkiye’yi, Türk Milletini ortadan kaldırma girişimde bulunan hain FETÖ darbesi gerçekleşti. 81 Milyon tek yumruk tek yürek oldu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sokağa çıkma çağrısı ile darbe yapan silahlı hainlere darbe yapıldı. Başaramadılar, başaramayacaklar. Biter mi Siyonist’in oyunu. Darbenin daha ilk aylarında Irak’ta, Suriye de İŞİD/DEAŞ örgütün zulmüne sessiz kalmayan Türkiye bu kanlı örgütün ülkemiz sınırları içinde ki eylemlerin artması neticesinde “Fırat Kalkanı Harekâtı” ile en büyük darbeyi vurdu. DEAŞ/İŞİD terör örgütünün kuruluşunda perde arkasında yer alan ülkeler terör örgütün kontrolden çıkması ile sözde örgütü yok etmek için Suriye ve Irak’ı işgal ederek mücadele etmeye başladılar. Nasıl mı? DEAŞ/İŞİD’i yok etmek için sadece adı farklı olan PKK terör örgütün Suriye kolu olan PYD/YPG terör örgütleri ile işbirliği yaparak terör örgütleri almış oldukları silahlı ve siyasi güç ile Türkiye’nin Suriye sınırında bulunan İllerine uzun menzilli roketlerle birçok saldırı gerçekleştirdi. Ve 100’lerce masum sivil öldürüldü. Irak’ın kuzeyinden Suriye’nin Kuzeyine oradan da Akdeniz’e kadar uzanan bölgede terör örgütünün sözde bir devlet kurma hayalini yıkmak ve sınır ötesinde atılan roketlerle ŞEHİT ve GAZİ olmuş kardeşlerimizin kanının yerde kalmaması için PKK’nın uzantısı PYD/YPG terör örgütüne karşı Türkiye “Zeytin Dalı Harekâtı”nı başlattı. Fırat Kalkanı Harekâtı’nda sözde yanımızda olan müttefiklerimiz söz konusu PYD/YPG terör örgütü olunca engel olmak için birçok set çekmiş olsa da nafile. Kısa bir süre içinde 1000’lerce terörist etkisiz hale getiren Türk Silahlı Güçleri, Afrin başta olmak üzere birçok yerleşim yerine huzur ve barış getirdi. Bu huzur operasyonunda bir sivilin burnu bile kanamazken PKK “Kürt Kartı” nı oynama kalkıştı. Hem Doğu ve Güneydoğu illerimizde hem de Avrupa’nın birçok ülkesinden Türkler Afrin’de Kürtleri öldürüyor söylemleri Kürt Kardeşlerimiz arasında karşılık bulmadı. Sahada başarı elde edemeyen şer odakları ve Türkiye’deki uzantıları ülkemizdeki gelişimi durdurmak için elinden geleni yaparak kur üzerinden ekonomik kriz çıkarmaya çalıştılar ama başaramadılar. Bunlarla yetinmeyen üst akıl oyunları 24 Haziran’da en uç noktada olan siyasi partileri ve örgütleri meşru hükümette karşı ittifak çatısı altında toplayarak taraf toplamaya çalıştı. Yine sınıfta kalan üst akla, Milletimiz sandıklarda gerekli cevabı vererek bu oyunu bir kez daha bozmuştur. Dünden bugüne hep dış güçlerin hedefinde olan Türkiye’yi sandıkta yenmeyi başaramayanlar bu kez de Dolar ve Euro ile oynayıp akıllarınca Türkiye’yi zayıf düşürmek istedilerse de onu da başaramadılar.
Bunca saldırının ortada olduğu bir coğrafyada bulunmanın zorlukları ve beka meselesi ortada iken siyonizmin uşakları ve içeride ki hainlerin türlü türlü oyunları ile uğraşırken bir yandan da Milli Savunmamız ve Milli Davamız için olmasa olmazımız olan Hava Savunma Sistemimiz için alınan S-400’ler için her gün ayrı bir tehdit gelmekte. Örneğin bu köşe yazısını yazdığım dakikalarda Pentagon yetkilisi Lord, “Türkiye S400’leri aldığı takdirde sadece F-35 parçalarını almaktan vazgeçmeyeceğiz aynı zamanda ABD silah endüstrisine parça üreten Türk firmalarına da CAATSA kapsamında yaptırım uygulayacağız” demesi anlatmak istediğim meselenin ne kadar mühim olduğunu ortaya koymaktadır. 15 Temmuz hain darbesinde başarılı olamayan yapı ve akıl ekonomik saldırılarla ve ambargolarla bizi yıkmaya çalışmaktalar. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların farkındayız. Dün Başaramayanlar bugün de yarın da Başaramayacaklar.

Kategori:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.