Amanosların eteklerinde konaklayan yaylacılarda yayık kültürünü yaşatıyorlar.
Hatay’ın çeşitli ilçelerinde yaylalarda çobanlık yapan küçükbaş hayvan yetiştiricileri, yaşam kültürlerini hala canlı tutmaya devam ediyorlar.
Elektriktiriğin olmadığı, derme çatma kulübelerde yaşayan yaylacılar, sabahın alaca karanlığında kalkarak işe koyuluyorlar.
Çoluk çocuk hep beraber girdikleri davar ağılında kimisi keçi sağarken, kimisi de davar yemliyor. Çobanın azığını hazırlayan ev hanımı, çobanı uğurladıktan sonra eline çalı süpürgesini alarak ağılı süpürmeye başlıyor. Evin büyükleri ise süpürülen zibilleri, uygun bir yere iskif ediyorlar.
Ahırda, keçilerinin yanında iki üç saatlik hızlı ve tempolu bir çalışmanın ardından ancak kendi ev işlerine sıra geliyor.
Bir gün öncesinden ısladıkları çam ağacından yapılmış tahta yayıklarının başına geçen evin hanımı, büyük bir zevkle yayık yayıyor. Yayıktan çıkardığı taze tereyağını saçta pişirdiği sıcak ekmekle yapığı dürümün yanında bir bardak soğuk ayranla, sabah yorgunluğunu üzerinden atmaya çalışıyor.
Teknolojinin getirdiği bazı imkânlardan yoksun olarak, yaşamlarını devam ettiren yaylacılar, hallerinden oldukça memnunlar.
Şehrin yoğun ve sıkıcı ortamından uzak, sakin ve huzurlu bir ortamda yaşamanın izleri, yüzlerinde gözüküyor.
Belen – Kıcı Apışkaya Yaylasında mutlu ve neşeli bir şekilde yayık yayan Fatma BÖRÜ,
“Yayık yaymaktan oldukça zevk aldığını belirterek, birazdan çocukları ile huzurlu bir şekilde kahvaltı yapacağını söyledi.
Apışkaya Yaylacıları
Unutulmaya yüz tutmuş zengin kültürümüzü yaşatmaya devam ettirdiklerini belirterek, yollarının yapılmasını ve hattı bulunan elektriğin evlerine bağlanmasını yetkililerden istediler.