Hatay Valisi Erdal Ata, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı ile Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından doğumunun 100. yıl dönümünde hazırlanan “Cemil Meriç 100 Yaşında” adlı anma programına katıldı.
1916’da Reyhaniye’de (bugünkü Reyhanlı) dünyaya gelen Cemil Meriç; başta dil, tarih, edebiyat, felsefe ve sosyoloji olmak üzere sosyal bilimlerin birçok alanında araştırma yapmış ve yazılar kaleme almış, ilimizin yetiştirdiği mümtaz bir düşünce adamıdır. Telif ettiği 12 eseri ve tercümeleriyle Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Meriç, dilin bir kimlik inşa etme ve millet olma sürecindeki asıl yerinin farkında bir aydın olarak hayatı boyunca Türkçe konusunda hassasiyet göstermiştir. Dil ile kimlik arasındaki ilişkiye dikkat çeken ve “Ben îmânımla, dilimle, zevklerimle İslâm ve Türk’üm, ama kafaca Avrupalı’’ diyen Meriç’te Türkçe hassasiyeti o boyuta ulaşmıştır ki “Kırk derecelik ateşte yatsam bile cümle hatası yapmam.’’ demiştir.
13 Haziran 1987’de hayatını kaybeden Cemil Meriç’i doğumunun 100. yılında anmak amacıyla 01 Aralık 2016 Perşembe günü saat 09.30’da MKÜ Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Hatay Valisi Erdal Ata’nın yanı sıra Cemil Meriç’in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Atatürk Kültür Merkezi Başkan Vekili Zeki Eraslan, Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Serdar Güven, Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya ve çok sayıda akademisyen ile öğrenci katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan etkinlik fikirleri ve eserleriyle maziden atiye bir köprü vazifesi gören Cemil Meriç’i anlatan kısa film gösterisi ile devam etti.
Film gösterisinin ardından günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yapan Hatay Valisi Erdal Ata, ilimizin yetiştirdiği, ülkemizin çok önemli bir değeri olan büyük fikir adamı, edebiyatçı Cemil Meriç’i, doğumunun 100. yılında bir kere daha anmak, anlamak, onun zihinlerde yaktığı meşaleyi yeni nesillerimize anlatmak amacıyla düzenlenen bu konferansa katılmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek ‘’Günlüklerinin yer aldığı ‘Jurnal’ kitabında kendisini, ‘kimim ben? Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi.’ sözleriyle tanımlayan yazar, çevirmen ve mütefekkir Cemil Meriç, 100 yıl önce bu topraklarda doğdu.’’ dedi.
-Cemil Meriç Hakikati Bulup Tüm İnsanlığa Haykırma Ülküsüne Hayatını Adamış Bir Aydındır-
Savaşın, işgalin, bağımsızlık mücadelesinin içinde, kitaplarla büyüyen Cemil Meriç’in sonsuz öğrenme arzusu ile durmaksızın hakikatin arayıcısı olduğuna değinen Vali Ata, ‘’Cemil Meriç hakikati bulup tüm insanlığa haykırma ülküsüne hayatını adamış bir aydındır. O; tüm yokluk ve imkânsızlıklarına rağmen 100 yıl öncesinin Hatay’ında kendini yetiştirebilmiş, batıyı da, doğuyu da tanımış ve bu iki medeniyetin çekim alanında kalan kendi kültürünün ve kendi insanının buhranını görmüş, anlamış bir düşünürdür. ‘Başlıca işim düşünmek ve düşündüklerimi cemiyete sunmaktır.’ diyen Cemil Meriç; iki kültür arasında sıkışıp kalmış toplumun, kendini bulması için çok yerinde tespitler yapmış; çözüm önerilerini ve doğru bildiklerini, hiçbir karşılık beklemeden, dinlenip dinlenmeyeceğini düşünmeden anlatmayı, kutsal bir vazife bilerek sürekli yazmıştır.’’ dedi.
Cemil Meriç’in hayatının belki de en verimli olacağı döneminde gözlerini kaybettiğini hatırlatan Vali Ata, ‘’Ancak buna rağmen ne okumaktan ne de yazmaktan vazgeçmiştir. Hatta denilebilir ki görme yetisini yitirdikten sonra yazarlık hayatının en üretken çağı başlamıştır. Yaşamını ilme, öğrenmeye, düşünmeye, hakikati aramaya ve tüm birikimini paylaşmaya adamış hakikat aşığı Cemil Meriç, ulaşmak istediği ideallerini: ‘Bir çağın vicdanı olmak isterdim; bir çağın, daha doğrusu bir ülkenin. İdrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını, Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim. Muhteşem bir maziyi, daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim; kelimeden, sevgiden bir köprü… Ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyordum…’ sözleriyle açıklarken, aslında bugün için bile geçerliğini koruyan sorunlarımızın çözümü için yapılması gerekenleri ve Türk aydınının üstlenmesi gereken sorumluluğu da ifade etmiştir.’’ dedi.
Fikirleri ve eserleriyle zamanını aşan bir entelektüel olan Cemil Meriç’in 100. yaşını kutladığını belirten Vali Ata, konferansın hayırlı ve faydalı olmasının önemine dikkat çekerek “Işığı Arayan Adamın”, geleceğin aydınları olacak yeni nesillere örnek teşkil etmesini temenni etti.
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs ise yaptığı konuşmada ‘’Cemil Meriç, Batı’yı ve Doğu’yu herkesten iyi tanıdığı halde, milletinin öz değerlerini iyi anlamış, iyi özümsemiş ve bir ömür boyunca sağcıların bizden değil, solcuların bizden değil dediği bir dönemde arafta bırakılmış, muhteşem bir aydındır ve Türkiye’nin en önemli meselesinin aydın sorunu olduğuna işaret eden ilk isimlerdendir. Yaşadığı dönemlerde pek çok manevi ıstıraplara hünkâr olmuş ama kendi ifadesiyle bütün bu ıstırabın o büyük düşünceleri doğurduğunu ve Cemil Meriç gibi bir insanı var ettiğini itiraf etmektedir.” dedi.
Cemil Meriç’in okumanın bir “anlama eylemi” olduğunun üzerinde defalarca durarak vurguladığını belirten Örs, “Okumak sıradan bir eylem değildir. Okumak kitapla bir başkasının zihin dünyasıyla bir insanın buluşması, kavuşması demektir. Bu kavuşmada mutlaka muhakeme ve tezekkür yapılması gerekir. Günümüz okuyucusu ise sadece bir tüketici gibi davranmaktadır, okuduğunu düşünmemektedir. Günümüz insanının düşünmeye vakti yoktur, ne yazık ki günümüz insanı modernizmin kendine dayattığı bir hayatı yaşamaktadır. Böyle bir ortamda Cemil Meriç ve benzeri büyük zihinlere olan ihtiyaç daha da gün yüzüne çıkmaktadır.” dedi.
Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, fikir adamlarının ülkelerin hayatında kutup yıldızı gibi parlayan, toplumların vicdanı olan ve onlara yol gösteren sembolleşmiş kişiler olduğunu belirterek ‘’ Onların hayatları bitmez tükenmez çaba ve çilelerle doludur. Toplum hayatında hem çağına, hem de gelecek çağlara hitabeden düşünürlere fazla rastlanmaz, çoğunlukla da bu kişilerin sağlıklarında kıymetleri de yeterince bilinmez. Ülkemizde 20. yüzyılın önde gelen fikir adamlarından biri ve Hatay’ımızın yüz akı, gurur kaynağı olan hemşehrimiz Cemil Meriç te bu tanıma tıpatıp uyan gerçek bir fikir adamıdır.’’ dedi. Cemil Meriç’i doğduğu şehirde, baba ocağında anılmasının bizler için memnuniyet ve gurur verici olduğunu belirten Kaya, bu toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ettiğini belirtti.
Atatürk Kültür Merkezi Başkan Vekili Zeki Eraslan ise yaptığı konuşmada, ‘’Cemil Meriç’i 100. yılında Hatay’da anmanın bizim için iki tane anlamı vardı. Cemil Meriç bütün Türkiye’ye var olmuş mümtaz bir mütefekkirimizdir. İstanbul’da veya Ankara’da onunla ilgili bir anma toplantısı düzenlenebilirdi. Ancak biz Hatay’ı şu iki sebepten dolayı tercih ettik. İlki Hatay’ın tarihin ilk yıllarından beri çeşitli dini ve etnik unsurların birlikte barış içerisinde yaşayabildiği kadim bir medeniyet merkezi olması, diğeri de 20. yüzyıl Türkiye’sinin yetiştirdiği Büyük Mütefekkir Cemil Meriç’in doğduğu toprakların burası olması.’’ dedi.
Protokol konuşmalarının ardından Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs Vali Ata’ya 15 Temmuz gecesi şehit edilen Mustafa Cambaz’ın çektiği fotoğraflardan oluşan ‘’Türkiye Ulu Camileri’’ isimli albüm hediye etti.
Program Ümit Meriç’in Cumhuriyet dönemi Türk kültür hayatının seçkin şahsiyetlerinden biri olan babası Cemil Meriç ile ilgili verdiği konferans ile devam etti.