Gerek ülkemizde gerekse yurt dışında evlilik ve annelik yaşı sürekli olarak ileriye ertelenmektedir. Bu ertelemenin nedenleri arasında öncelikle; mesleki kariyerini tamamlama isteği, ekonomik güven sağlama kaygısı veya psikolojik olarak anneliğe hazır olmaya çalışmak sayılabilir. İlerleyen yaşla birlikte yaşanabilecek gebelik sorunlarıyla ilgili merak edilen soruları Emsey Hospital’dan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Göçmen yanıtlıyor:
Geç yaşta hamilelik Down Sendorumu riskini artırıyor
Yaş ilerledikçe gebelik şansı azalmaktadır. Otuz yaş altında herhangi bir ayda gebe kalabilme şansı % 20 iken, 40 yaş üzerinde bu şans yalnızca % 5 civarındadır. Yaşlanan kadın ile birlikte “yumurta kalitesi” düşer, bu da sperm tarafından döllenme kabiliyetlerinin azalmasına neden olur. Bu yumurtaların döllenmesi durumunda genetik bozukluklar açısından daha fazla risk söz konusudur. Örneğin, Down Sendromu (21. kromozomun iki yerine üç tane olması, mongol bebek) yaşlı kadınların çocuklarında daha sık görülür.
Ayrıca kırk yaşına gelene kadar birçok kadının başından doğurganlığını etkileyebilecek, kadınlık organları ile ilgili tüpleri tıkayabilen iltihaplar, dış gebelik, apandisit, endometriosis, miyom ya da değişik nedenlere bağlı cerrahi müdahaleler geçebilmektedir. Ancak üreme sağlığı açısından kadınların biyolojik yaşı kronolojik yaşından daha önemlidir. Bazen 45 yaşındaki bir kadın düzenli olarak yumurta üretirken çok daha genç olan bir kadın erken olarak menopoz dönemine girmiş olabilir.
İleri yaşlarda çocuk sahibi olan çiftlerin hayata bakışları, beklentileri olumlu yönde artıyor gibi gözükmektedir. İleriye yönelik plan ve programları, kendilerini olumlu yönde motive etmeleri, daha aktif bir hayat tarzına sahip olmalarını sağlayabilmektedir.
Geç yaşta hamilelikte kadının sağlık durumu belirleyici rol oynuyor
Geç yaşta anne olmaya karar veren kadınların öncelikle gebelik meydana geldiğinde oluşabilecek tıbbi problemleri olup olmadığını öğrenmeleri gerekir. İleri yaşlarda; gebelikte ciddi bir sorun olan tansiyon yükselmesi (hipertansiyon), gebelik şekeri, erken doğum, anne karnında bebek kaybı, peripartum kardiyomiyopati (doğum öncesi ve sonrası dönemde gelişebilen kalp yetmezliği ), doğum sonrası kanamalar, plasental anormallikler, erken doğum, ölü doğum gibi istenmeyen olaylar da daha sık yaşanmaktadır. Anne yaşının artmasıyla birlikte gebelikte yaşanabilecek diğer sistemik hastalıklara yakalanma ihtimali de artmaktadır.
Özellikle 40 yaş üzeri yaş grubundaki kadınların bilmeleri gereken önemli bir konu da genetik problemi bulunan bebek taşıma ihtimalinin genç yaştaki kadınlara göre daha fazla olduğudur. Bu grup hastaların gebe kalmadan önce belli testleri yaptırıp bir uzman hekim kontrolünden geçmeleri, gerekli tedaviyi görerek gebelik planı yapmaları yaşanabilecek olumsuzlukları çok düşük seviyeye indirecektir.
Ama tüm bunlar anne adayını korkutmamalıdır. Tecrübeli hekimler tarafından dikkatli bir takip ve yerinde müdahaleler ile bu riskler minimal düzeye indirilebilir.